Robyn Rihanna Fenty

6.Bölüm

"Tanrım, yalvarırım yardım et! " ...

Evet işte duyabileceğiniz tek kelimeler bunlardı. Zira insan çukura düştü mü yardım alabileceği tek kişi yürekten gelen bir tesellidir.-

Jennifer'in karnı yaralı , Melissa baygın ve Rihanna, hiç sormayın. Kendisi de bu durumun farkında olmamasını , baygın olmayı tercih ederdi. Onları yaralayan nişancılar ortalığı bir çırpıda terk etmişti. Polis arabası , şans yaver gitsin ki , nişancıların peşine takıldılar. Rihanna gili oracıkta bıraktılar. Ama zannetmeyin ki Robyn ve takımı bu durumdan yırtmış , asıl oyun yeni başlıyor. Kafasının sağ üst köşesi yarılmış olan cesur sözde katil , yarım yamalak ayılmıştı. Tek dileği ; buradan yırtıp Melissa ve Jennifer'i düzeltmekti. Bunun için yapması gereken tek şey -ayılmış tek kişi olarak- sürücü koltuğuna geçmekti. Jenn'i bir çırpıda yan koltuğa sürükledi. Karnından akan kan şiddetini azaltmıştı. Robyn , içinden polislerin ve nişancıların gittiğine sevinse de neticeye gelince derdest edilmişlerdi. Rihanna , arabayı sürmeye başladı. Elinden geldiğince hızlı sürmeye çalışıyordu lâkin içi içini yiyordu. Ya yine karşısına polisler çıkarsa? Ya yine karşısına nişancılar çıkıp bu sefer onları tecride ( oda hapsi ) sürüklerlerse? İçinden tekrar kendisine bu tecavüzü yapan adama defalarca lanet okudu.
" Lanet olası orospu!"
Sürdü , sürdü , sürdü... Yolun sonu misalinde sürdü ama ne çare? Yapacak hiçbir şeyleri yoktu. Ne yapacaktı? Hastaneye mi gidecekti? Asla olmazdı. Hastaneye gitmesi demek bu kadar yolu boşuna tepmiş olmaları demekti ; polis bir çırpıda yakalardı.

Melissa ayılmaya başlamıştı. Ayılınca ilk sözü:
-Tanrı aşkına neredeyim?
- Görmüyor musun tatlım? Miami adalarında araba gezisi yapıyoruz.
- Kahretsin , başımıza ördüğün çoraplar yetmezmiş gibi bir de dalga geçme!

Melissa'nın söylediği dokunmuştu. En yakın arkadaşı bile böyle düşünmeye başlamışken ünlü sözde katil nasıl gücünü yerine getirebilirdi ki? Bıraksaydı tecavüz etselerdi diye düşünmüştü bir an :
- Oldu. Bitti. Gitti. Ne yapabilirim? Öldürdüm bir kere Mel. Şimdi senin bana yardım etmen gereken tek bir konu var o da bana acilen Jenniferi iyileştirebileceğimiz bir yol , bir yer bulmak.
- Ne yapmamı bekliyorsun , senin dâhiyane fikrini mi -Chrisi aramak- yerine getirseydim?

Rihanna ne zaman Chris lafını duysa kalp atışı hızlanırdı. Öyle ki kalbi göğüs kafesini delecekmiş gibi. Bunun çok nedeni var ama en önemlisi :
Zamanında çok fazla geçmişleri oldu. İki tane ünlü isim ne yaşamamışlardı ki? Sinemalara gitmek , basket maçlarını izlemek , ödül törenlerine katılıp ödülleri toplamak...
Bu yardım alma fikri nedense Rihanna'ya şu an için en mantıklı fikir gibi geliyordu çünkü Chris ile araları kötü bir şekilde bitmemişti ve Chris hiçbir zaman Rihanna'yı kıramayan tiplerdendi. Rihanna sakin bir yeşil yayla çevresinde , bir petrol ofisi sahası yakınında durdu. Torpidodan yüzünün yüzde yetmiş ellisi kadarını kaplayan koca güneş gözlüğünü aldı. Melissa'nın kendisini saklamak için örtündüğü sarı örtüsünü alıp sıkıca kafasına sardı. Melissa ne olup bittiğini anlamaya çalışırken Rihanna bir şey söylemesine fırsat vermedi :
- Beni burada bekliyorsun ve ben de gizlice şu petrolden , arama istasyonundan Chris'i arayıp yardımımıza çağırıyorum.
- Aklını dağa çarptığımızda bıraktın mı? Böyle bir şeyi nasıl düşünebilirsin Jenn bu haldeyken?
- Zaten her şey Jenn için Chris'e güveneceğimi biliyorum lütfen sen sadece Jennifer'e ve kendine mukayyet ol.
- Ah tabi , bizde sana güveneceğimizi biliyorduk (!)

Rihanna , hiç olmadığı kadar cesaretli hissetmişti. Belki Rihanna'nın cesaretli hissettirmesini sağlayan arkasındaki uzunca pelerinleri ya da ilgi çekici stilettoları şu anda yanında değildi ama yaşadığı olaylar itibariyle ününü bile bir kenara bırakmıştı. Hızlı adımlarla karşıyı boyladı ve petrol ofisinde birden kendini buldu. Hızlı adımlarla , ofisteki insanlara kendini belli ettirmeden arama istasyonuna girdi.
- Ahh , neydi şu lanet olasının numarası ; tabi ya hatırladım!