DAFT PUNK : GET LUCKY DİNLEYİN.
Ertesi gün değişmiştim. Çok değişmiştim.
Saçlarımı özenle topladım,kıyafetlerimi dünden ütülemiştim ve kırışık olmadan giydim. En güzel kokuları büründüm. Ayakkabılarda şıklığı seçtim ve bol bol parlattım. Sonra dudaklarıma ruj sürüp yola çıktım.
Birkaç dakika sonra okuldaydım. Justin beni görmüştü. Yanına çağırdı.
''Selam bebek.''
'Selam canım.''
''Dünden beri çok şey değişti.''
''Evet birtanem.''
''Ama daha bir güzelleşmişsin''
''Teşekkürler.''
Sınıfta itirazsız yan yana oturduğumuz için hoca şaşırmıştı.
'''Hayyyret. Hangi dağda kurt öldü acaba?'' dedi gözlüklerinin altından bize bakış atarak.
''Hocam siz ne diyorsanız onu yapıyoruz işte.'' Justin.
'''Yapmasak suç yapsak suç hocam!'' dedim bende.
Hoca daha fazla uzatmamaya karar vermişti.
''Öyle olsun.. '' dedi ama alttan alttan bakıyordu.
'Bunu farkettiğim için hocaya sataştım.
''Hocam alttan bakacağınıza alttan alsanız?''
Sınıfta kahkaha tufanı koptu. Hoca gene gözlüğünü düzeltti ve
''Hahahaha. Tipik Jennifer esprileri.''
Bu sefer de Justin söze atıldı.
''Ve tipik Martie tepkileri.''
BU BÖLÜMDE ADELE SOMEONE LIKE YOU AÇIN.
Bütün sınıf yine güldük. Hoca'nın gözleri dolmuştu. Sonra zil çaldı. Justin arkadaşlarıyla takılmaya gitti. Ben ise yemeğimi yemek için sınıfta kalmıştım. Bir ara hocamın ağladığını gördüm.
Anlamıştım. Ona çok yükleniyorduk. O sadece bir öğretmendi ve görevini yapıyordu. Üstelik bu zamana kadar bize ne kızmıştı,ne de bağırmıştı. Yanına gittim.
''Şey..Hocam...''
''Hocan olduğumu hatırladın demek?'' dedi bana.
Sonra yüzünü döndü. Ağlamaklı yüzünü görmek kahretti beni. Gözlerinden akan yaşları görmek. Bir an onunla geçtiğimiz dalgalar geldi aklıma. Hepsi birer kaya parçası gibi çarptı suratıma..
''Hocam yer sallanıyor deprem mi,a bir dakika siz geliyormuşsunuz.''
''Hocam denizde batmazsınız siz.''
''Hocam yemeği az yiyin biraz.''
Hoca beni süzüyordu. Tahtanın önüne geldim. Hızla tahtaya kafamı vurmaya başladım.Sonra hocamın yanına geldim ve bende ağladım.
''Özür dilerim hocam.Çok özür dilerim.'' diyebildim sadece.
'''Bunu demek için geç kaldın,ama teşekkür ederim.'' dedi.
Meraklanmıştım. Neler oluyordu?
''Hocam? Bize söylemediğiniz bir şeyler mi var?''
''Sevineceğiniz bir şey.''
''Öyleyse söyleyin.''
''Sadece bir hafta ömrüm kaldı.''
Öfkemden deliye dönmüştüm. Kendimi duvarlara vuruyordum. Hocam ise ağlıyordu. Sadece ağlıyordu.
''Lanet olsun! ''
''Bu zamana kadar neden söylemediniz hocam!!''
''Size neden kötü davrandım ki ben ..''
Sonra yere kapanıp ağlamaya başladım. İki elimin arasına aldım yüzümü. Hocamın görmesini istemiyordum yüzsüzlüğümü.
Hoca yanıma geldi. Başımı kaldırdı ve gözlerime baktı.
''Bunu sadece ikimiz bileceğiz. Tamam mı?''
''Ama hocam...''
''Tamam mı dedim!''
''Söz..''
''Anlaştık o zaman. Hadi şimdi ikimizde bir kendimize gelelim.''
Lavaboya çıktım. Aynada yüzüme baktım. Kimdim ben? Sırf sınıfta sevilen olmak için hocayı hep üzen,küstah,bencil ve zalim bir kız. Aynada yüzüme bakmaya utanıyordum. Sinirden aynayı kırdım. Sesi duyan Justin yanıma geldi.
''Ne oldu? Ayna karşısında olduğundan dolayı kırıldı mı :D ''
Ne diyordu bu salak? Daha dün yavşarken bugün kavşıyor.
''Ne diyosun olum sen?''
''Bişi demiyorum bebek sadece ortamı dağıtmak istedim.''
''Ben senin ağzını burnunu dağıtmadan bas git buradan!''
''Zor kadını oynamana bayılı..''
''BAS GİT DEDİM!''
''Eh iyi.''
Sonra sınıfa gittim. Hocayla bakıştık ders boyunca.. Her bakışımda gözüme bir damla yaş geliyordu. Yapamıyordum. Vicdan azabım ağır geliyordu bana..
Ders boyunca kimseyle konuşmadım. Sadece hocanın gözlerine baktım..
Dersten sonra herkes okuldan çıkmıştı. Ben ise hocayı bekledim.
Hoca meraklı gözlerle bana bakıyordu.
''Ne oldu Jennifer?''
''Hocam bakın ben gerçekten üzgünüm eskiden yaptığım küstahca ve bencilce hareketlerden dolayı o kadar pişman..''
''Biliyorum. Biliyorum. Aynanın karşısında yaptıklarını gördüm. Lütfen üzülme. Ben seni affettim bile.'' dedi. Doya doya sarıldık.
Sonra eve doğru yol aldım.. Bakalım Justin ne yapıyor dedim ve:
ONU ARAMAYA KARAR VERDİM.
