~4~

28 18 1
                                    

~Fransız İhtilali'nden öncesi (1788-89)

Aceline hızlı adımlarla odasına  çıktı. Kral ise hala arkasından  bakıyordu. Göverli arkasından koşuyor ve Aceline'e yetişmeye çalışıyordu. Sarayın altın merdivenlerinin sayısı o kadar fazlaydı ki resmen dağları aşıyordu  odasına çıkana kadar.

En sonunda odasına vardı. Dev tahtadan yapılmış,altın desenli kapıyı açtı ve yatağının bir köşesine oturdu. Kapıyı kapatmamıştı. Görevli içeriye göz gezdirdi. Prenses tacını dev aynalı masasının üstüne koymuş ve saçını tarıyordu. Görevli be zaman sinirlense prensesin saçını taradığını biliyordu. Odanın içine girdi ve konuşmaya başlamıştı.

"Kral bu akşam büyük bir yemek vericek. Çoğu ülkenin kralları bu yemeğe katılacak ve Fransanın durumu masaya yatırılacak. Kral ve kraliçe sizin bu yemeğe katılmanızı istiyorlar. Giyeceğiniz kıyafetler belirlendi. Kraliçe birazdan odanızda olucak. Bilginize!"

Görevli kafasını hafifçe öne eydi ve prensesin onayını beklemeye başladı.
"Tamam, şimdi gidebilirsin ben hazırlanınca aşağıya buyurucağım."

"Emredersiniz Prenses Aceline!" Görevli yeniden kafasını eydi. Kapıyı kapattı ve odadan uzaklaştı.

Prenses Aceline,babasına çok sinirliydi ve bu yemeğe gitmek istemiyordu ama sırf annesini kırmamak için bu yemeğe gidecekti.

Tam o sırada kapıyı büyük bir sevgi ile kraliçe açtı. Kraliçe,Aceli e kadar güzeldi ve yaşını hiç göstermiyordu. O da sarı ve dalgalı saçlara,bal rengi gözlere sahipti.

Aceline'ne yaklaştı ve sessizce konuşmaya başladı: "Babanın düzenleyeceği davete katılacaksın diye umuyorum canım."

"Maalesef,evet. Ama sırf senin için anne." Aceline yüzünü pencereye çevirdi ve oraya doğru yürüdü. Kraliçe ise arkasından geldi ve elini kızının omzuna koydu.

"Aceline,baban senin iyiliğini istiyor. Bana inan. Seni her şeyden çok seviyor ve seni her şeyden koruyor."

"Anne,beni sevdiğine yüzde yüz eminim ama ama..."

"Ama ne?" Kraliçe,eşi ve kızının aralarının neden bu kadar kötü olduğunu merak ediyordu ve nedenini öğrenmek istiyordu.

"Ama sadece ailemiz için uğraşıyor. Halkı düşünmüyor! Bir kral, ailesi kadar halkına da önem vermeli."

"Sana bu konuda katılıyorum ama baban kendi rahatına çok düşkün. Bizi rahat ettirmeye çalışıyor."

"Bunun için fakir halkı saçma bahanelerle zorlamak zorunda değil!"

"Yapıcak bir şeyim yok. Babana karşı gelemem. O bir kral. Bunu billiyorsun."

"Ve bende bu yüzden ona karşı gelemiyorum. Ama elimde olsa..."

Aceline pencerenin önünden uzaklaştı ve dev aynalı ve minik bir puf taburenin üstüne oturdu. Kraliçe ise altın kemerli olan gardıropun içinden prensesin giyeceği,pudra pembesi ve etek uçlarından dantelli; sade bir o kadar da ihtişamlı olan elbiseyi çıkardı.

"Bunu senin için seçtim. Bu özel günde herkesten güzel olmanı istiyorum."

Kraliçe elbiseyi yatağın üstüne güzelce koydu ve Aceline'in yanına gitti. Masadaki tacı eline aldı."Sen bir prensessin ve bir prenses asla tacını çıkarmaz."

Kraliçe tacı Aceline'in kafasına güzelce yerleştirdi. Aceline puf taburenin üstünden kalktı ve kraliçeye sarıldı."Beni tek anlayan sensin anne." Kraliçe ellerini Aceline'den çekti ve onu bilgirendirmeye başladı: "Görevli,kıyafetini giydikten sonra saçını yapmaya gelicek."

"Tamam anne,bilgilendirdiğin için saol." Aceline,eteğinin iki ucundan turarak başını müzipçe öne eydi. Kraliçe ise odadan ayrıldı.

~

Aceline elbisesini ve ayakkabısını giymişti. Altına ise aynı tarzda topuklu bir ayakkabı giydi. Saçları daha yapılmamıştı. Odasından çıktı ve üst kattaki balkonumsu yerden görevliye seslendi: "Görevli! Görevli!" Görevli koşarak üst kata çıktı. "Buyurun Prenses Aceline,beni çağırmıştınız." Görevli saygı gereği prensesin önünde eğildi. 

"Hazırım,saçım yapılacak." Görevli arkadan,prenses önden odaya geçti. Prenses puf tabureye oturdu ve görevli aynalı tarakla prensesin saçlarını taramaya başladı.

"Saçınız nasıl yapılacaktı?"

Aceline biraz düşündü. Her zaman saçını açık bırakıyordu. Bu defer de başka bir tarzda yapmak istedi. Kararını vermişti: "Fransız örgüsü olsun lütfen."

Görevli şaşırmıştı. Prenses ilk defa başka bir saç türü istiyordu. "Emredersiniz Prenses Aceline!"

~

Aceline'nin saçı bitmişti ve çok yakışmıştı. Aceline her zaman sadelikten yanaydı. Kulaklarına pırlanta taştan olan minik bir küpe ve boynunada aynı takımdan olan kolyesini taktı. Artık hazırdı ve muhteşem görünüyordu.

"Prensesim birazdan yemek başlıyacak. Ben aşağıya iniyorum. Kralımız birazdan aşağıya inmenizi emrediyor."

"Ben birazdan gelirim. Şimdi gidebilirsin."

"Emredersiniz Prenses Aceline."

Aceline masanın üstünde duran tacı kafasına taktı ve aşağıya indi. Büyük bir sofra kurulmuştu. Tepesinde kocaman bir aydınlatma vardı. Her sandalyenin önünde cam olan dev kadehler vardı ve şaraplarla doldurulmuştu.

Her şey hazırdı. Kral ve kraliçe masanın başındaki yerini aldı. Onun hemen yanına Aceline oturdu.

Bu yemeğe İngiltere kral ve kraliçesi ile İtalya veliahtı katılacaktı. Hepsi gelmişti. Onlar daha yerlerini almadan kral ve kraliçe onları karşıladı. Kral ve kraliçe yerlerine oturduktan sonra misafirlerde yerlerine geçti ve yemek başladı. Bu yemekte ilk konuşan isim kral oldu.

"Hepiniz hoşgeldiniz,buraya sizinle önemli bir konu hakkında konuşmak için çağırdım."

Konuşma başlamıştı ve İngiltere Kralı konuşmayı devam ettirdi.

"Evet sizi dinliyoruz." Kral şarabından bir yudum aldı ve konuşmaya devam etti: "Ülkemizin durumu git gide kötüleşiyor  e buna dur dememiz lazım. Bunun için sizile bir antlaşma yapmak istiyorum."

İtalya veliahtı antlaşmanın nasıl olucağını merak ediyordu."Bu antlaşmanın bizim için avantajı ne olucak?"

"İlk önce antlaşmamız şöyle olucak. Halkı buradan göndermemiz gerek. Tabi ki fakir halkı. Bunun için bize para ve asker olarak destek vermeniz gerekiyor. Halkın yarısı gitse yeter. Göç edicekleri yerler ise sömürge ülkelerimizin toprakları olucak."

İngiltere kralı bu antlaşmayı beğenmişti."Peki bizim çıkarımız ne olucak?"

"Size ise birer tane sömürge devletimi veririm."

İki ülke de bu antlaşmayı onaylamış ve beğenmişti. Kraliçe ise son noktayı koydu. "O zaman şerefe!"
Bütün sarayı kadeh sesleri kapladı ama bu antlaşmayı halkı bastırmaktan çok kızıştırcağının farkına Aceline varmıştı.

Arkadaşlar öncelikle bu kitaptaki olayların çoğu gerçkek dışı,yani benim fikrim.Gerçek tarihle ilgili olan tek kısım Fransız İhtilali'nin nedenleri ve yaşanan olayların bir kısmı. Diğer her şey benim kurmamcam. Karakterler de öyle. Yani gerçek tarihle ilgili bir bağlantı kurmaya çalışmayınız.

Klasik bir son olucak ama lütfen lütfen lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!!

By:selinaneris



İhtilal Kaçakları #Wattys2016  #Direction2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin