~5~

26 14 0
                                    

Fransız İhtilali (1789)

Lydianna sırtına çantasını almış,evden ayrılmak için Matt'i bekliyordu. Matt de kafasına şapkasını alıp,Lydianna'nın yanına geldi. Matt çok heyecanlıydı: "Hazır mısın? Gidiyor muyuz? Lydianna onun kadar olmasa da heyecanlıydı: "Özgürlük,eşitlik ve kardeşlik için!"
Çantada baskını yapmak için bütün malzemeler vardı. Tek eksik olan...

...tek eksik olan baskını yapıcakları arkadaşlarıydı,onlar neredeydi?
"Matt,diğerleri nerede?" Matt biraz düşündü. "Bir grup saraydaki birini kurban olarak kaçıracak. Diğer grup hapiseneyi basıcak. Hapisene baskını kolay olucağı için daha sonra hapisene baskını yapan grup saraya yardıma gidicek."

"Peki bize yardım edicek grup nerede kaldı?"

"Biraz bekleyelim. Birazdan gelirler. Onlar gelmezse tek başımıza yaparız." Lydianna biraz endişelenmişti. Tek başına yapmak istemiyordu. "O zaman bekliyelim."

~

Onlara yardım edicek grup gelmişti. Uzaktan 50-60 kişi gözüküyordu ama daha da kalabalıktı. Saraya baskın yapıcak grup oraya gitmiş hazırlanıyorlar-dı.

Matt grubun önünde yüksek sesle bağırdı: "Eşitlik için,özgürlük için ve kardeşlik için!" Bu bağırmanın ardından herkes "eşitlik,özgürlük ve kardeşlik" sloganıyla,Matt liderliğinde yürümeye başladı.

~

Hapiseneye vardıklarında herkes sustu ve ellerine geçen her şeyi oraya atıyorlardı. Fransız polisi ise onları durdurmaya çalışıyordu ama çok kalabalıklardı.

Çoğu kişi yaralanmıştı. Lydianna,Matt'in yanına geldi ve elinde tuttuğu anahtarları ona gösredi. Matt'in yüzünde bir tebessüm belirmişti. Bu tebessüm mutluluğun ve başarının simgesiydi.

Lydianna sordu: "İçeriye giriyor muyuz?"

"Gizlice sızıp mahkumları oradan çıkarıcaz,sen beni takip et."

Matt ve Lydianna yürümeye başladı. Polislerden kurtulup,içeri sızdılar. Mahkumların olduğu yere geldiler ve sırayla kapılarını açtı. Kapısı açılan delice koşup hapisaneden kaçıyordu. Polisler diğer grupla ilgilendiği için bu işi yapmak kolaydı.

Sıra son mahkuma gelmişti. Matt kapısını açtı. "Kurtuldun artık,gidebilirsin. Seni de zorla tutuyorlardı dimi?"

Siyahi adam biraz isteksiz duruyordu. "Gelmek istemiyorum." Vücudunda bir sürü kırbaç izi vardı. "Hadi gel bizimle." Lydianna adamın yanına gidip elini tuttu ve onu ayağa kaldırdı. "Seni neden bu pis yere tıktılar?" Bunu soran kişi Matt'ti.

Adam isteksiz duruyordu. Hayattan bıkmış bir hali vardı. "Siyahi olduğum için."

Matt çok sinirlenmişti. "İşte biz de bu sisteme dur demek için burdayız. Bu saçma kurallara..."

Lydianna adamın elini iki avcunun içine aldı. "Ailen var mı?" Adam üzgündü ve minik bir fısıltı ile"Yok,"dedi. Lydianna bir bakıma sevinmişti. "Artık sen de bizim dostumuzsun. Bizimle kal,birlikte bu uygulamaları yok edelim." Adam hala konuşmuyordu. Lydianna yeniden sordu. "Adın ne peki?" Adam kafasını ona çevirdi ve cevap verdi. "Zero." Matt konuşmayı tamamladı. "Şimdiki işimiz saraydan önemli birini kaçırmak Zero." Zero yavaş yavaş alışıyordu."Tamam"

Hapisaneden çıktılar ve grup olarak saraya doğru ilerlemeye başladılar.

~

Saraya vardıklarında ondan önce giden grup hazırlıkları yapmıştı ve sarayı kuşatmıştı. Şimdi tek yapmaları gereken uygun zamanda birini bulup kaçırmaktı. Matt çok heyecanlıydı: "Her şey hazır peki şimdi kimi kaçırıcaz?"

Zero'nun yüzünde bir tebessüm belirdi. Aklında kaçırılması gereken biri vardı herhalde: "Baş yardımcı... Sarayın baş yardımcısı... Derek. Benim de baş düşmanım."

"İyi seçim." Lydianna bu seçimi beğenmişti. Matt ise çarçabuk bu işi halletmek istiyordu: "Hadi artık,bitirelim bu işi."

O sırada yanlarına grup üyelerinden biri geldi. "Matt,kral ve kraliçe saklanmış ama arkadaşlarım birini yaklamış. Buraya getiriyorlar."

"Tamam getirsinler." O sırada içeriye bir kaç adam ve yakasını tuttukları Derek girdi. Matt sevinmişti. "Bu adamı bize verin biz onunla gidicez. Sizde birazdan dağılın."

Matt bir kolundan,Zero ise Derek'in diğer kolundan tuttular. Lydianna önden koştu ve at arabasının kapısını açtı. Dördü birlikte içeriye bindiler ve saraydan uzaklaştılar.

Zero artık mutluydu. Çünkü o pis kodesten kurtulmuştu. Artık özgürdü. At arabasında ilerlerken dışarıdaki insanları gördü. Hepsinin ayrı ayrı dertleri ve korkuları vardı. Ama artık Zero'nun ne derdi,ne de korkusu kalmıştı. Şimdi yapması gereken tek şey bu insanları dertlerinden ve korkularından arındırmaktı.

~

Aceline oldukça endişeliydi. Sarayı kuşatmışlar ve Derek'i kaçırmışlardı. Artık yapması gereken tek şey kaçmaktı. Ailesi gibi saklanamazdı. Çünkü yakalanması an meselesiydi. Odasına gitti ve büyük bir bohça yaptı. İçine bkr kaç parça kıyafet ve yiyecek bir şeyler koydu. Ailesinin nerede olduğunu bilmiyordu. Yanına para aldı ve hızlı adımlarla odasının terasından sarkıttığı iple saraydan kaçtı ve koşmaya başladı. Aslında kaçmak ardına bakmadan koşmaktı.

~

Cisimin ışığı bitmişti ve Froncois gözlerini açtı. Ama olması gereken yerde değildi. Bir sokağın ortasındaydı. Fransa'da olduğu kesindi ama çağ. Başka bir çağa ışınlanmıştı ve bu alet sayesinde.

Korkuyordu. Yanında cebindeki paradan başka hiçbir şey yoktu. İnsanlardan birini durdurup durumu anlatmak istiyordu. O sırada önünden bal gözlü,ihtişamlı,güzel bir kız geçti. Kız varmış gibi hızlı bir şekilde duruyor ve bazı kişiler şaşkınlıkla ona bakıyordu.

Bal gözlü kızı durdurdu. "Hey,size bir şey sorabilir miyim?"

Kız soluklandı. "Çok acelem var." Froncois konuşmak için ısrarcıydı. "Lütfen hanımefendi!"

Kadın pes etmişti. "Tamam benimle gel."
Froncois'in elinden tuttu ve koşmaya devam etti.

~

Arkadaşlar bu bölümü geç yayınladım ama sınavlarımız vardı. Artık okulumuz bittiği için hızlı olarak yayınlamaya çalışıcağım. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.Lütfen emeğe saygi vote vermeyi ve yorum yalmayı unutmayın. Anlayışınız için teşekkürler. Hepiniz sağlıcakla kalın💗

By:selinaneris



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İhtilal Kaçakları #Wattys2016  #Direction2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin