Dünkü adamlar bana hayatımın fırsatını verdiler ama kahraman olmak bana göre değildi. Sorumluluk sahibi biri değildim ve kahraman olmak ayrı bir sorumluluk demekti. Zaten ne yapa bilirdim ki? Evet dövüş sanatlarına ilgim vardı bir çoğuna gittim ve zirvede bıraktım.
Şimdi ne mi yapıyorum? Okuldan yeni geldim ve evde hiç bir şey yapmadan oturuyordum. Çok sıkıcı biliyorum ama yapılacak heyecanlı bir iş de yok. Daha fazla dayanamadım ve Zerre'yi aradım. Belki yapılacak bir iş bulabilirdi. Bu arada hala dünki olaydan dolayı moralim bozuk.
"Alo."
"Alo."
"Niye aradın Hakan?"
"Canım sıkılıyor belki yapılacak bir iş bulursun diye."
"İnan Hakan ben de çok sıkılıyorum. Okul da sıradan bir gün gibi geçti zaten. Bu arada sana sormayı unuttum. Musa hoca seni niye dersten aldı?"
"Uzun hikaye Zerre ve kontürüm yok. Parka gel konuşuruz."
"Peki görüşürüz."
"Görüşürüz."
En azından vakit çabuk geçerdi. Parka geçmeden önce üstümü değiştirdim çünkü şortla gidemezdim. Bir sihah kot ve beyaz bir t-sirt giydim parfüm sıktıktan sonra tam çıkacaktım ki.
"Hakan nereye?"
"Dışarı arkadaşımın yanına gidiyorum. Ben geç gelirim beni bekleme anahtarı alıyorum."
"Geç gelme."
"Hayırdır yıllar sonra şimdi mi korumaya çalışıyorsun?"
Sonra kapıyı sertçe çektim. Şimdi sinirli sinirli sokakta yürüyordum. Aklımdan tuhaf tuhaf şeyler geçiyordu. Sanki her an önemli bir iş olucakmış gibi bunları kafamdan atmaya çalıştım. Çok tuhaf çünkü her yeri çok dikkatli bir şekilde ister istemez dikkat ediyordum. Sanki her ayrıntı işime yarıyacak gibi. Ara sokakları çöp konteynırları arabaların nerelerde durduğunu ve insanların fazla olduğu yerleri kafama yerleştirdim. Son olarak parka geldim parkta 4 bank vardı ve bunlar bir dikdörtgen oluşrutuyordu. Bankların karşısında kaydıraklar kaydırakların sağında da salıncaklar vardı. Spor aletleri de salıncakların arkasında duruyordu.
Baktığımda Zerre'yi bankta otururken gördüm. Bir tek o vardı. Yanına doğru gittim. Sonra sağ tarafına oturdum. Salıncakta oturan çocukları seyrediyordu. Hiç ses çıkarmadı galiba beni fark etmedi. Ben de çocuklara doğru baktım. Çocuklar 8 yaşlarında gibi duruyorlardı ama biri daha olgundu sanki 13 yaşındaymış gibi.
"Keşke çocuk olsaydık be Hakan."
"Haklısın tüm eğlenceyi tadardık. Büyük olmak sorumluluk demek ve eğlence yok."
"Haklı gibisin ama büyük olmak başkalarının seni daha fazla ciddiye alması ve sana güvenmeleri demektir. Hepimiz başkalarının kahramanı oluruz ama bazen herkezi koruyamayız. Zaten bir kişiyi koruyamadığımız için herkezi korumaya çalışırız değil mi? Söyleyen Mustafa Yazıcı."
"Sanki haklı gibi ama ben kimsenin kahramanı değilim. Olamam da."
"Belki başkaları seni kahramanı olarak görüyorsa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM HIRSI
Action"Kötü bir şehir değil mi?" Dedi masum bakışlarıyla. Haklıydı gerçekten. "Hayır. Değil." Dedim yalan söyleyerek."Belki de haklısın ama burdan ayrılamam. Benden çok şey aldı ve bende ondan alıcam." Dedim kalbimde bulunan bütün intikam duygusuyla.