Gece yarısı çok susamıştım. Kalkıp odada su aramaya başladım. 5 yıldızlı bir otel odasında nasıl olurdu da su bulunmazdı.
"İyi günler. Yani iyi geceler. Ben 6127 numaralı odadan arıyorum. Aa. Evet aynı zamanda Utku Mazel'in kızıyım. Hıhı. Şimdi derhal bana bir su gönder. Işık hızında!!"
Neden bu kadar kaba konuştuğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. 2-3 dakika sonra kapım çalındı. Kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. O kadar susamıştım ki adama teşekkür dahi etmemiştim.
Sabah koşar adım kahvaltıya indim. Bu salon neden daha açılmamıştı ki??!
"Pardon bakar mısınız? Bu salonun saat 9.00 'da açılması gerekmiyor muydu? Saat tam 9.00?"
"Hanımefendi haftasonları kapalıyız!"
"Sen kimle konuştuğunun farkında mısın be? Ben Selin MAZEL. Şimdi bu salonu hemen açıyorsun!" Özellikle soyadımı vurgulamıştım.
"Se..Selin Ha..Hanım çok özür dileriz. Hem-"
"Sen gidebilirsin Bülent. Ben 'Hanımefendi' ile ilgilenirim."
Kimdi bu? Nasıl bana karışıyordu?Kararlıydım. Şuan onu anasının karnından çıktığına pişman edecektim.
"Sen kim oluyorsun da benim konuşmamı bölüyorsun?!!"
Sustum. Ama bu o yabancıydı. Bu otelde nasıl? Kafamda deli sorular.
"Ama sen..."
"Evet 'hanımefendi' benim. Otel yöneticisinin oğlu Emir Bozkurt.
"İlgilenmiyorum" arkama bakmadan yürümeye başladım. Havuza doğru gidiyordum. Sabah sabah uğraştığım şeylere bak. Bu dünyadaki tek kibar adam benim babam mıydı?
Havuza girdiğimde dikkatlerin üzerimde toplandığını anlamak zor değildi. Kendimi beğenmiş bir insan değildim fakat fiziğimin çok güzel olduğunu kabul etmek zorundaydım. Üzerimdeki yeni aldığım bikinin de etkisiyle kesinlikle göz kamaştırıcı görünüyordum.
Havuzda yüzmeye başlayınca diğer insanlar kendi işleriyle ilgilenmeye devam ettiler . Aniden ayak bileğimde bir el hissetmemle ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı. Gözlerim suyun altında iyi görebiliyordu. Bu yüzden bunu yapan yüzü kolaylıkla seçebilmiştim.
Emir?
Pekala. Bu davranışı garipsemiştim. Ben bu adamla 15-20 dk önce tartışmıştım halbuki. Belki de aklınca intikam almaya çalışıyordur. Kim bilir?
Sudan çıkınca onun üzerine atlamaya yeltenmiştim. Küçük çocuklar gibi suda şakalaşıyorduk. Ama o ses de neyin nesiydi öyle?
"Selin!"
"Baba? Sen? Bu..buradasın. Şuan İs..is..İstabul'dasın. Vay canına. Bir daha gelmeyeceğine yemin etmiştin halbuki."
"Evet Selin. Buradayım. Ve hemen seni de alıp dönüyorum!"
Ne? Ne saçmalıyordu bu adam böyle? Bendeki şaşkınlık kendini deli cesaretine bırakmıştı.
"Ne saçmalıyorsun be adam? Nereye dönüyormuşum? Gelmiyorum hiç bir yere!".
"Selin! Eğer 2 dakika içerisinde havuzdan çıkmazsan bir daha beni İstanbul'da göremezsin. Anca İzmir'e 'kendi paranla' gelirsin!".
Hadi ama.. Buna da tehdit mi diyordu. Neden bilmiyorum ama bu zamanlar çok agresiftim. Babama 'adam' diyebilecek kadar.
Şaşkınlık içinde beni izleyen Emir'e döndüm ve "Babam İstanbul adamı değildir zaten. Bir daha gelmese de olur" dedim. Rahatlamış gözüküyordu.
Saatlerce oynadık. Onu sevmeye başlamıştım. Akşam yemeği için sözleştik. Otel dışında bir yere götürecekti beni. Onu sevmeye başlamıştım.
Yalnız kaldığım saatler arasında babamı aradım.
"A..Alo baba. Baba beni affet. Ben ben çok büyük bir salaklık ettim baba. Ben seni çok seviyorum. Çok özür dilerim. Lütfen..."
"Bir daha olmayacak Selin. Bu bir kez daha tekrarlanmayacak. Kızım. Sen benim en değerlimsin. Yapma bir daha" ve kapattı. Alışkındım.
Yarım saat kalmıştı. Tam tamına yarım saat. Dolabımı açtım. Elime Masal'ın aldığı bir elbiseyi aldım. Düz, beyaz, sırt dekolteli hem de baya, kısacık bir elbise giydim. Bana karışmayacağını umuyordum. Akşam yemeğini de sağsalim atlatırsam benden mutlusu olmayacaktı.Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm biraz uzun oldu. Elimden geldiğince sizi sıkmamaya özen gösterdim. Lütfen vote atmayı unutmayın. Seviliyorsunuz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alışılmışın Dışında
Чиклит-"Ama...Ama bu biraz-" -"Alışılmışın dışında değil mi?". -"E..evet. Bu fazlasıyla alışılmadık." -"Senin için Deniz gözlü kadın. Senin için herşeyim. Senin için.." Her zamanki gibi lafını bölen dudaklarım olmuştu.