Ömer düşünmek için bir parka gitmişti. Tek başına. Oturup düşünmeye başladı. Kendi kendine " acaba oda beni seviyor mu ki?Doğruyu mu yapıyorum yanlış mı yapıyorum bilemiyorum" diye karşısında biri varmışçasına keendi kendine konuşmaya başlamıştı ömer. Sonra her işte bir hayır vardır diyerek ordan uzaklaştı. Bu arada merve üniversite son sınıftı. Öğretmen olmak istiyordu. Bunun için öğretmenlik sınavına çok çalışmıştı. Ömer okuyamamıştı. Lise 1 de sınıfta kalmış o günden beri mobilyacıda çalışıyordu. Patronuyla arası iyiydi. Ömer sevilmeyecek bir çocuk değildi. Herkes onu severdi. Ömer annesiyle konuşmayı kararlaştırmıştı. " ne kaybederim ki demişti" ama saadettin kızı vermezse çok şey kaybedeceğini biliyordu. Yinede şansını denemek istemişti. Annesiyle konuştuğunda annesi hiç şaşırmamıştı. Çünkü durumu çoktandır anlamıştı zaten. Sonunda kızı istemeye gitmişlerdi. Ömer çok şıktı. Babasına çekmişti belliki. Saadettin şaşırmıştı ama oda ömerden daha iyisinimi bılacaktı. Ömeri seviyordu saadettin. Ömer de merveyi çok seviyordu. Gönül hiç ferman dinlermiydi. Olmazsa olmazıydı merve. Sonunda saadettin vermişti biricik kızını ömer e. Merve de küçükken ömer den etkilenmişti ama zaman unuturmuştu ona. İkisi nişanlanmıştı sonunda. Yıllardır olmayacak dua ya amin diyen ömer, nerden bilecekti ki bir gün gerçekleşeceğini. Ömer acı çekerek geçirdiği çocukluk dönemini bu olayla meyvesini aldığını düşünüyordu. Belki de yanılıyordu. Çünkü hayat bu ne olacağı belli olmaz.