Annemin resimlerini, birlikte olduğumuz resimleri, yavaşça elime aldım ve göz gezdirmeye başladım.
Annemle geçen anılarımız zihnimde canlanıyordu . O zamanlar her şey çok güzeldi çünkü annem yanımdaydı ama şuan o yoktu , yapayalnızdım , hayatın zorluklarına karşı tek başıma kalmıştım.
Bütün bu yaşananlar geçmişte kalmıştı.
Geçen her gün beni bir adım daha ona yaklaştırıyordu. Hayat devam ediyordu , film şeridi gibi geçiyordu bense sadece bir köşeye çekilmiş olanları izleyerek finali bekliyordum.
Gözyaşlarım hızla yanağımdan süzülüp yüzümü ıslatmaya başlamıştı. Aldırmıyordum ağladıkça içimi boşaltıyordum.
Her şey bir şakadan ibaretmiş gibi gözükse de bunlar acı olan gerçeklerdi. Aslında hepimiz ölümün var olduğunu, gerçek olduğunu biliriz ama kabullenmek istemeyiz. Hatta doğan her çocuk için mutlu oluruz , seviniriz ama onların daha o anda yaşlanmaya başlaması ve ölüm mahkûmu olması aklımızın ucundan geçmez. Düşünmek bile istemeyiz ölümü. Ancak etrafımızda, yakınımızda ölenler olduğu zaman anlarız . Şuan bana benden bile yakın olan Annemin hayatını kaybetmesi çok acı vericiydi. Her ne kadar Annemin,melek yüzlü Annemin, bedeni ölmüş olsada ruhu ölümsüzdü ve gökyüzündeydi, bulutların arasında beni izliyordu. Biliyordum!
Gözlerimi her kapadığımda sanki usulca yanıma gelip saçımı okşadığını, bana sarıldığını, beni teselli ettiğini hissediyordum.
Yüreğim Canım Annemin özlemiyle sızlıyordu. Onu çok özlemiştim.
Aklıma düşüyordu yüzü, o dalgalı sarı saçlarını, süt kahvesi gözlerini, yanağındaki gamzeleri aklımdan çıkaramıyordum.
Sevgisini, şefkatini merhametini, özlemiştim. İç çektim. Keşke ona benzeseydim. Her ne kadar dış görünüş olarak Baba demeye utandığım adama benzesemde ruhum, iç güzelliğim Annemdi.
Annemi özlüyordum hem de çok özlüyordum . Acım tazeydi ve bir an bile azalmıyor aksine her geçen gün biraz daha artıyordu.
Zaman unutturabilir miydi onu bana ?Ruhum kaldıramıyordu olanları. Ağlamam artık iç çekişlere dönmüştü. 17 yaşında olmama rağmen bu olanlar ruhumu yıpratmıştı. Bedenim gençti fakat ruhum bu olanlardan sonra çok yaşlanmıştı.
Kapının zil sesinin çalmasıyla o kadının geldiğini anlamıştım. Fotoğrafları hızla bavuluma koydum ve zor da olsa fermuarını çektim.
Dolapta kalan son birkaç parça elbiseden bir tanesini giymeye başladım , sonuçta bara günlerdir çıkarmadığım pijamalarla gidemezdim. Hızla beyaz straplez elbiseyi üzerime geçirdim ve siyah topuklu ayakkabılarımı giydim.Aynanın karşısına geçtiğimde saç baş dağınık ağlamaktan şişmiş gözlerim
pek de şaşıralacak bir şey değildi. Annemin ölümünün acısını çektiğim ruhumdan bedenime de yansımıştı. Şuan insana bile benzemiyordum.Kesinlikle o kadının karşısına böyle çıkmayacaktım. Böyle güçsüz, acınası bir durumda olmayacaktım. Ben annemin kızıydım güçlü görünmeliydim. Hafif bir makyaj yapmaya başlamıştım, makyaj yapmayı pek sevmezdim zaten çabucak da bitmişti. Son bir kez daha aynaya bakıp saçımı düzelttikten sonra bavulumu elime aldım ve kapıya doğru adım atmaya başladım. Her adımımda anılarımdan , yaşadıklarımdan , geçmişimden biraz daha uzaklaşıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Göçü
Teen Fiction17 yaşında Antalya'da yaşayan Maya'nın Annesinin intihar etmesiyle yaşanan acılar ve daha fazla yaşanmışlıklar hayatını tamamıyla değiştirecektir. Peki ya hayat ona olumsuzluk ve sırlarla saklı yaşamda ne gibi oyunlar oynayacaktı? Bu zorlu yolda sı...