Bir hafta sonra dedem döndü İstanbul'dan. Ve olaya el koydu, anlatılanlardan sonra. Dayım' a hemen iyi bir gelin adayı bulunup istenecekti...Zeynep' e büyük kötülük ettiler ,dayımdan dayımı da ondan ayırmakla. Zor oldu ama başardılar.Ben ikna edememiştim Annem'i.Hatta ciddiye alıp Babam'a bile anlatmamıştı. Küçük olduğum için ciddiye almadı diye düşünmüştüm ama dayım başından bir evlilik geçirmiş yetişkindi.O da mücadele edemedi...Aradan bir iki ay geçmemişti ki , dayıma çok uygun birini bulduklarını öğrendik , yengemin kızkardeşi...Benden iki yaş küçüktü ve aslında dayıma "ağbi" diyordu. Onu ikna eden ablası yani yengemdi, öyle ya dayım hali vakti oldukça yerinde yakışıklı, şakacı çok ideal bir koca adayıydı. Dayım anladığım kadarıyla mücadele etmekten yorulmuş , kaderine razı olmuştu...Evlendiler, ancak ikisinin de çok mutlu olmadığı belliydi. Özellikle dayım , her geçen gün değişiyor , başkalarına karşı acımasız biri oluyordu. Hatta çok sonraları kendi ağzıyla, hayatın kendini gaddarlaştırdığını söylemişti aramızda geçen bir sohbette.
Bir akşam Babam ' al birlikte bir konukla geldi eve. O sıralar market işletiyorduk. Bir iki defa görmüştüm bizim markette, toptancıydı galiba. Birlikte yemek yedik. Genç ve konuşkan bir adamdı. Işık diyordu Babam, adıydı galiba...Ara ara ben de duruyordum markette.Markette olduğum bir gün geldiğini gördüm. "Merhaba" dedi, ben de "Hoşgeldiniz" dedim...Gülümsedi, geçen akşamki yemek için teşekkür falan etti. Çok ilgilenmiyordum. Kapıdan dedemin geldiğini görünce, " Hah işte dedem de geldi, ben kaçıyorum.Hoşcakalın" deyip çıktım. ..Annem'e hala çok kırgındım. Hatta öyle kırgındım ki, hiç evlenmeyeceğimi söyledim. Söyledim çünkü , bana da kızkardeşime de evlilik teklifleriyle gelenler vardı. Ben düşünmüyordum ama kızkardeşim düşünüyordu.Annemlerse önce "ablan" diyordu.Bu defa ben kazandım ,ve kardeşim nişanlandı. Hepimiz bir hafta sonu bizdeydik. Kapı çaldı, "Akşam misafiri kabul eder misiniz? " diyen Işık'tı. Annem geldi kapıya ; " Niye kapıda kaldın oğlum hoşgeldin, biz de masaya geçiyorduk " deyip içeri aldı. Elinde çikolatalar ve başka hediyeler de vardı...Yemekten sonra da oturdu, çay , kahve derken sohbeti ilerletmişlerdi. Kardeşimin nişanlısı İlker kalkarken o da nihayet gitmeyi akıl edebilmişti.
O günden sonra Işık bize daha sık uğramaya başladı. Annem'ler övgüyle bahsettiklerinde iyice sinir oluyordum. Evde benden başka herkes çok seviyordu onu. Bir tatlı diller, şakalaşmalar, her gelişte Anne'ye çiçekler falan...Cumartesiydi, markette yalnızdım. Gülümseyerek girdi. " Sizi daha fazla görebilmek için hep bir bahane bulmak zorunda kalıyorum" Gözlerimin içine baka baka bunları söyledi. Ne diyeceğimi bilemedim. Kızsam mı, gülsem mi , kaçıp gitsem mi bilemedim. ..Sadece dinledim ve gülümsedim. "Gitseniz iyi olur, biri görürse yanlış anlayacak" dedim. "Hiç fena olmaz" dedi. Bak sen şu adama...Çok cesur ve kendinden emin. Ama...
O akşam geldiğinde yine bizimkiler el üstünde tuttular. Kaçamak bakışları vardı.Bu ilgi , bu gelişler biraz etkilemişti beni.Yalnız kaldığımda çok düşündüm. Acaba Nejat evlenmiş midir? Mutlu mudur? Bana baktığı gibi bakıyor mudur karısına? Bana söylediği gibi , "seni çok seviyorum " diyor mudur? Oysa ki biraz bekleyebilseydi, ailesine karşı koyabilseydi? Olmadı. Ne o bekledi, ne de ben gidebildim. Şimdi ikisini birden düşünüyor olduğuma inanamıyordum gerçekten. Bir hafta sonra Annem ilginç bir şey söyledi bana. Işık Annem'le konuşmuş, benim de olumlu bakmam durumunda evlilik düşünüyormuş.Pes dedim Annem'e. Ne evlilik ne de çıkma teklifine benzemeyen ve Anne'ye söylenen bir durum ! Hiç böyle şey olur mu? Annem de Babam' a anlatmış ...E ee iyiymiş , hoşmuş falan...Bir iki ay derken beş ay oldu.Bize gelmeye devam ediyor, telefonda falan konuşuyoruz. Ama ailesinden hiç bahsetmiyor.Başlangıçta pek hoşlanmamıştım ama gitgide içim ısınıyordu. Oysa ki , ben yaralarımı yeni sarmış , yeni yeni tas almaya başlamıştım hayattan.Belki yeni bir hikayeydi henüz erken yazılmaya başlayan . Sonu ne olurdu bilmiyordum.Birşeyler hissetmeye başlamıştım yeniden...Bir altı ay daha geçti aradan. Annem'ler tedirgin olmaya başlamışlardı.O cumartesi pikniğe çıkmıştık." Benim sana söylemem gereken çok önemli bir şey var.Ama ben nasıl söyleyeceğim bilmiyorum" Anlamıyordum...Yüzüme biraz suçlu biraz da mahçup bakarak : "Ben , ben evlendim dört ay önce. Nikaha burdan gittiğim kıyafetlerle oturdum. " "Ne ???" Duyduklarıma inanamıyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birini sevdim
ChickLitAyrı ayrı taksilerden indik...Sanki izleyen varmış gibi.Demek ki gizli ilişkiler böyle yaşanıyordu.Oturduk manzarası güzel bir yere.En az manzara kadardı hayallerimizin güzelliği.Okul bitikten sonra gelecekti ailesi beni istemeye...Hep filmlerde olm...