~ 2 ~

150 15 2
                                    


~ O sırada bir gürültü kopuyor. Merakla kapıya koşuyoruz. Kapıda kimseyi göremiyorum ve dışarı bakıyorum. Gördüklerim karşısında şoka giriyorum. ~

Sinan, Pelini öpüyor; Pelin de karşılık veriyor. Ben daha olayın şokunu atlatamazken, Pelinle Sinan el ele tutuşup Sinanın arabasına biniyorlar ve hızla uzaklaşıyorlar.

Yanıma gelen Ali de, şaşkınca bakıyor.

"Sence barıştılar mı?" diye soruyorum.

"Bilmem.. Neyse onları boşver. Sen üşüme, içeri girelim."

Uzattığı elini tutuyorum.

'Prens Ali, prensesin elinden tutuyor ve onu atına bindiriyor. Ata binen prenses, prensin beline sıkıca tutunuyor. Prens ise prenses için yavaşça sürüyor atını...

Bir zaman sonra saraya gelen prens ve prenses mutlu bir şekilde saraya giriyorlar. Saraya geldiklerini duyan oğulları küçük prens Uzay, koşarak annesine ve babasına sarılıyor. '

"Selin!!"

"Ha?" diye soruyorum, kurduğum hayalin etkisiyle gülümserken.

Elini başıma koyuyor. Bense ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorum.

"İyi misin sevgilim? Ateşin falan da yok. Neredeyse on dakikadır sana sesleniyorum."

Dediklerini dinlemeden ona sarılıyorum. Hiçbir şey anlamadığını bilsem de ona iyice sokuluyorum.

"Seni seviyorum."

Gülüyor ve burnumun ucuna bir öpücük konduruyor.

"Hiçbir şey anlamadım ama bende seni seviyorum."

Alinin elinden tutarak onu eve doğru çekiyorum. Eve girdiğimiz an dudaklarına yapışıyorum. Sertçe onu öptüğümde baya şaşırıyor. Ama hızla kendini toparlıyor ve sertçe öpmeye başlıyor. Boynuma öpücükler bırakırken kapı çalıyor, yine.. Aliyi durdurmaya çalışıyorum ve çekiliyorum. Sinirle bana bakıyor.

"Çalıp çalıp giderdi Selin!"

"Bakıp geliyorum Ali!"

Kapıya doğru gidiyorum. Üstümü düzeltip kapıyı açıyorum. Karşımda postacıyı görünce biraz şaşırıyorum.

"İyi günler. Selin Yılmaz burada mı?"

"Evet benim."

"Şurayı imzalar mısınız?"

Elindeki kalemi alıp imzalıyorum ve kalemi geri veriyorum.

"İyi günler!"

"İyi günler!"

Aldığım mektubu açıp, açmama arasında kalıyorum. Sonra açmaya karar veriyorum. Kenarını yırtıyorum yavaşça. İçinden bir boş fotoğraf ve not çıkıyor. Fotoğrafa bakmadan notu açıp okuyorum.

'Demekki Ali seni dinlemiş..'

-Arkadaşın

K

orkarak fotoğrafa bakıyorum. Ali, o kızı tutkulu bir şekilde öpüyor. Ellerini de beline koymuş. Canımın acısını hiçe sayarak fotoğrafı cebime koyuyorum ve Alinin yanına gidiyorum.

Beni görünce bana yaklaşıyor. Ellerini yanaklarıma koyduğu an geri çekiliyorum. Ne oluyor demesine kalmadan eline fotoğrafı veriyorum.

Cesaretin Var Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin