1.Bölüm

41 11 7
                                    

Yine bir cumartesi günü Hazal annesinden arkadaşlarının yapacağı doğum günü sürprizi için izin istedi ama hayal kırıklığı...
Annesine olan sinirini atmak için sokaklarda geziyordu.Çok dik bir yoldan çıkarken bir kadının çığlığını duydu ve bu çığlık dönüm noktasıydı.
Bu çığlığın nerden geldiğine bakmak için arkasına döndü ama bomboş bir sokak. Belki bir evden geldiğini düşünerek evlere baktı baktığı anda evler harabeye dönmüştü. Hazal korku içinde eve giderken evden çok uzaklaşamamasına, çok hızlı koşmasına rağmen bir türlü eve gelememiş hatta evden sanki daha çok uzaklaşmıştı. Bunu farkedince olduğu yerde durdu ve olan biteni anlamaya çalışıyordu. Yine birisi güldü ama bu gülüşü sanki daha önce duymuş gibiydi. Bunların ne anlama geldiğini anlama çabası onu yenik düşürdü ve olduğu yere yığıldı. Gözlerini açtığında kahkahalar ağlama sesleri duyuyordu ama bir hastane odasında olduğunu, karşısında da annesinin birşeyler söylediğini farketti ama duyduğu şeyler kafasındaki kahkahalar, ağlamalardı. Biraz düşündü ve sanki o son duyduğu gülüş annesinindi. Kafasındaki sesler dışında hiçbir şey duymayan Hazal kendisi istemeyerek annesini boğazlıyordu. Kadın nefessiz kaldı ve yere oturdu bunların hiç birini Hazal yapmıyordu. Sanki içinde başka birisi vardı, içindeki kişiyi çıkartmak için kendini tokatlıyordu bunu gören doktorlar deli sanarak akıl hastanesine kaldırdılar. Doktorlar onun tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Annesiyle doktor konuşmak için doktorun odasına gittiler. Hazal'ın artık o kafasındaki bağırmalar ağlamalar durmuş artık etrafında neler olup bittiğini duyuyordu. Doktorla annesi ne konuşuyorlar diye kapının aralığından bakıp anlamaya çalışıyordu. Onun bu merakı asla görmek istemeyeceği şeyleri görmesine sebep oldu. Doktor ve annesinin olan ilişkisi Hazal dona kalmıştı gördükleri karşısında aklına türlü türlü sorular geliyordu."Acaba gercek babası doktor mu? ne zaman dan beri beraberler?" Ve daha bir sürü ...
Ama annesini doktora "Hazal benim kızım değil" dediğini duydu ve zaten sevmediği kadından kurtulduğunu düşündü. Hastaneden kaçarak özgür yaşama planları kurdu. Kaçmayı düşünüyordu.
Hemen nasıl yaşayacağını düşündü ama aklına ilk duyduğu üvey annesinin gülüşü, gerçek annesi babası geliyordu. Bunları düşünmek istemiyordu bu yüzden hastaneye geri döndü ve üvey annesinin çantasını çaldı. Çantasındaki parayla bir taksiye atlayıp herşeyden uzakta hiç bilmediği bir yoldan gidiyordu, parasının yettiği yere gitti ve yeni hayatına başlayacağı yer
" KADIKÖY"
Nasıl bir yer , insanları nasıl bilmeyerek bir mahalleye girdi. Sessiz ıssız olan bu mahalleden korktu ama bundan sonraki hayatında hep bir şeylerden korkacağını kaçacağını biliyordu ama buna inat o mahallede harabe bir evde oturmaya başladı evin kirasını elindeki tek varlığı olan çanta ile ödeyemeyeceğini bildiği için yollara koyuldu. Evinden çok uzakta olan bir mağaza vardı. Elektronik eşyalar satan bir mağaza. İşe başladı, günlük olarak 50 lira alacaktı, zorluklar başlıyordu artık.
Özgürlüğünün ilk gecesinde yatağında doğru uzandığında sesler geliyordu ama kahkahalar ağlamalar , çığlıklar gibi bir ses değildi. Bu gelen ses cızırtı gibiydi. Evi harabe gibi olduğu için evle alakalı diye düşündü ama bu ses hiç bitmek bilmiyordu. Sesin çıktığı yere bakmak için kapatmak için kalktı, bir örtü vardı. O örtü yırtık rengi beyazken grileşmiş iğrenç bir örtü kaldırmaya korkuyordu Ma cesaret etti ve kaldırdı, bir not vardı sanki Hazal'ın o evde kalacağı biliniyormuş gibiydi. Notta "kahkahalardan aglamalardan kork çünkü o benim"
Hazal daha çok korkmaya başladı ve kağıdı yırttı kafasını çevirdiğinde ise duvarda bir not daha vardı. Hazal bakmaya korkuyordu belki bakarsa herşey normale dönecekti ve bu yüzden cesaret edip okudu ve " yok etmeye çalışsanda ben peşindeyim Hazal artık dayanamadı artık evin duvarlarına haykırmaya başladı" kimsin sen ne istiyorsun sen benden " ve surekli bağırıyordu. Evdende tatlı tatlı küçük bir kızın sesi geliyordu ama sonrasında çığlık...
Hazal belki bu çığlıklar, ağlamalar kahkahalar bir şifreydi diye düşündü kafasında birleştirmeye çalıştı ama bir sonuca varamadı eski huzurlu günlerine dönmek için üvey annesinin yanına gidecekti hic birşey öğrenmemiş gibi davranacaktı ama korkuyordu. O gülen kadın annesiydi ve o yüzden korktu. Zamana ihtiyacı olduğunu anladı. Ertesi sabah işe giderken komşuları balkona çıkmışlardı. Sanki öldürecekmiş gibi bakıyordu. Aralarından birisi
- "O sen misin" diye sordu Hazal alaycı bir tavırla
- "evet o benim " dedi be pis pis güldü kadın korkmuştu. Hazal hiçbirine bakmayarak yoluna devam etti. Sanki dün gece yaşananları unutmuş gibiyidi.
İşe gitti, oradakiler de çok kötü bakıyolardı onlara da aldırış etmedi. İş kıyafetlerini giydi. O gün kimse gelmemiş, kimse kimseyle konuşmuyordu. Çok sessizdi, sanki biraz tedirgindi, ama çok belli etmemeye çalıştı.
İş yerinde telefonların tozunu alıyordu. Bir anda telefon çalıştı karşısına bir yazı çıktı. Beni gör diye, biraz bekledi karşısına negatif bir şekilde, saçları yüzünün yarısını kapatan, çığlık atan bir kadın gördü. Görür görmez o da çığlık attı, yere düştü. Oradakiler telefona baktı ama telefon kapalıydı. Hazal bir kadın gördüğünden bahsetti, patronu deli diye Hazal'ı kovdu. Ona da kovulmak denilirse bildiğin kedi gibi kapının önüne attı. Hazal yol boyunca çığlık atıyor sonra da gülüyordu, herkes ondan uzakta yürüyordu. Hazal'ın bu hareketlerinden tek rahatsız olmayan bir kız vardı. Hazal'ın yanına gidip onla konuşmaya çalışıyordu ama Hazal onum geldiğinin bile farkında değildi. Kız sanki daha önceden Hazal'ın yaşadıklarını yaşamış gibi "bunlar geçiyor" dedi ve Hazal kendine geldi ve kıza baktı, kız çok tatlı bir yüz ifadesiyle
-"yol boyunca sana eşlik edebilirim istersen" dedi.
Hazal kızın kendisinin en yakın arkadaşı olabileceğini düşündü, sadece Hazal kızın bunlar geçiyor demesine takılmıştı. Yeni olaylar yaşamak istemediği için sormadı bile ama aklından geçirdi, kız sanki akıl okuyormuş gibi senden, benden bir sürü var, hepsiyle tanışacaksın dedi ve cümlesi bittiğinde eve gelmişlerdi. Hazal yeni tanıştığı arkadaşının adını bile bilmeden kıza ısındı ama tedirgindi. Bu tedirginlik kıza kibar davranmamasına da neden oldu içeri girdicve kapıyı kızın suratına kapatmıştı. Olan biteni anlaması için oturup dusunmesi gerekiyordu ve yemek bile yemeden kağıt kalem çıkardı, yaşadıklarını yazmaya başladı.
1. Bir dik yoldayken kadın çığlığı duydum
2.arkama döndüm ve bomboş bir sokak gördüm
3.Evlere baktım, evler harabe olmuş bir şekildeydi
4.gülme sesleri duyuyordum bi tanesi üvey annemin sesiydi
5. Üvey evlat olduğumu öğrendim
6. Özgür yasamaya karar verdim
7. Kimsenin görmediği telefon ekranına çıkan saçma kadını gördüm
8. Ve son olarak gizemli arkadaşım
Bunların hepsini birleştirip birşey bulmaya çalıştı ama bunlar boş çabaydı...

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin