1.BÖLÜM

28 3 2
                                    

Yalnız kalan biri kalbinin derinlillerindeki çığlıkları tek başına durdurabilir mi? yıllardır aşka hasret kalmış biri daha ne kadar bu hasrete dayanabilir? Yada böyle devam ederek yalnızlığının içindemi boğulur?
***
Yine bu akşam içki şişesini önüme alıp dertleşmeye başladım. İçkiyi pek içmezdim ama derdime iyi gelen bir o bir de sigaram vardı . Evet içiyordum çünkü yapayalnız ve çaresiz kalmıştım. Annem ve babamı trafik kazasında kaybedeli sadece üç gün olmuştu. Ölüme çare yoktu. O günden beri hergün eve kapanıp sigaram ve içkimle dertleşmeye başladım. Onları kaybetmenin verdiği bu acıya daha ne kadar katlanabilirdim bilmiyorum. İçimdeki ses kendini bu kadar dağıtma tufan desede yapamıyordum. Yine ağlayarak uyumuştum o gece. Ertesi sabah şiddetle vurulan kapı tokmağı sesine uyandım. yattığım yerden hızlıca kalkarak kapıya doğru ilerledim ve kapının gözetleme deliğinden bakarak gelenin en yakın arkadaşım tuğçe olduğunu anlamıştım. Tuğçe bir altmış boylarında mavi gözlü siyah saçlı alnını kapatan kahkülleri ile gayet şirin bir kızdı.

Onunla ilk defa bir kaç yıl önce kocaçeşme parkında tanışmıştım. Bir bankta oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ona yaklaşıp nesi olduğunu kendisini iyi hissedip hissetmediğini isterse benimle dertleşebileceğini söyledim. ağlamaktan şişmiş ve kan ile boyanmış gözleriyle bana bakarak olanları anlatmaya başladı.

- Babam birkaç gün önce inşaat kazası geçirdi. Doktor çok fazla kırığı ve iç kanaması olduğunu söyledi. Ameliyat içinde yüklü miktarda paraya ihtiyaç varmış. Eğer iki gün içinde parayı bulamazsam ameliyatı yapamayacaklarını söyledikler.

- Peki ya bankadan kredi çekmeyi düşündün mü?

- Babamın bankaya borcu olduğu için önce eski borçları ödememiz gerekiyormuş.

- Eğer istersen sana para bulma konusunda yardım edebilirim.

- bu devirde kim iki günde yüz bin TL bulabilirki?

- Bizim bir aile şirketimiz var. Annem ve babam hayır severlerdir. Eminim onlara bunu söyleyince zevkle yardım etmek isterler.

Tuğçe nin göz yaşları durmuştu birden bana sarılıp teşekkür etti. Ona ertesi gün öğle saatlerinde burada olmasını söyledim. Eve döndüğümde yemek hazırdı. Annem ve babam yemeğini yerken direk olarak konuya girdim ve olan biten herşeyi anlattım. Babam gözlerini devirsede annem olumlu anlamda kafasını salladı.

Ertesi gün öğle vakti parkın oraya vardığımda tuğce henüz geliyordu. Beni gördüğünde elinde olmadan yerinde Zıplayarak ellerini çırptı. Sevindiği her halinden belliydi. Ona parayı verirken bir şartım olduğunu söyledim. Bir an duraksadı. " Nedir bu şartın? " Diye sordu. ben de gülümseyerek " hastaneye bende gelmek istiyorum. " dedim. Oda sadece " peki " demekle yetindi.

Hastaneye vardığımızda ilk işimiz ameliyatın parasını vermek oldu. Bir saat sonra tuğçenin babasını ameliyata aldılar. Dört saate yakın bir süre amelitanın bitmesini beklemiştik. Ameliyat bittiğinde ise doktor ameliyatın başarılı geçtiğini bir sorun olmadığını söylediği an Tuğçe nin yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve bana dönüp tekrar boynuma sarılarak teşekkür etti.

Nedendir bilmiyorum ama hastaneden eve döndüğümde kendimi normalden daha mutlu hissediyordum.

Bir kaç günün ardından yaz tatili bitmiş ve okullar açılmıştı. Sabah alarmın sesine uyanmıştım. Okul için hızlıca hazırlanıp kahvaltımı yaptım. Okulda ilk ders başladığında şoka uğramış gibiydim. Çünkü tuğçe de benim gibi aynı okulu hatta aynı bölümü kazanmıştı. Emin olmak için bir kaç kere gözümü ovuşturdum. Ama bir şey değişmemişti. Gerçektende oradaydı. İlk tenefüsün ardından tuğçenin yanına gittim. Oda beni görünce şoka uğramış gibiydi yüzündeki ifadeden dolayı kahkaha atmadan edemedim.

Hızlıca geçen günlerin ardından o benim dertlerimi ben onun dertlerini dinlemeye alışmıştık ve böylelikle aramızda kocaman bir arkadaşlık bağı kurulmuştu.

***
Kapıyı yavaşça açtım. Gözlerimi yere doğru çevirmiştim. Bana bakıp baş sağlığı diledi ve " Dertleşmek istermisin? " Diye sordu. Bende " Daha çok yalnız kalmaya ihtiyacım var. " diyerek iç çektim. Parmağıyla çenemi kaldırarak gözlerimin içine baktı ve " Sen benim en kötü günlerimde bile yanımdayken  seni nasıl böyle bırakabilirimki? " dedi.
Yüzümde ufakta olsa bir gülümseme belirdi. Onu içeri davet ettim ve şöminenin karşısındaki kanepeye oturduk. Birkaç dakika süren sesizliğin ardından içimi dökmeye karar verdim.

- Biliyormusun? Onlar gittiğinden beri hep intihar etmeyi düşünüyorum.

Bu sözcükleri derken yanağımdan bir kaç damla göz yaşı süzülmüştü. Bana bakıp

- Anneni ve babanı senin kadar iyi tanımıyorum  belki ama eminim senin bu fikirlerini bilseler çok üzülülerdi.

-  ama bu acılara daha nasıl katlanabileceğimi bilmiyorum.

- Aması felan yok senin kafanı biraz dağıtmaya ihtiyacın var. Bu akşam benimle sahilinde oradaki kulübe geliyorsun.

Ona ne kadar gelmek istemediğimi söylemeye çalışsamda "akşam on da seni orada bekliyorum" diyerek hızlıca çıkmıştı çoktan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yalnızlığın AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin