1- Bir Avcının Radarına Yakalanmak

2.1K 154 142
                                    

-Medya, Leanna Jones-

/ / / Leanna / / /

    Sabahın ilk ışıkları, uzun zamandan beri ilk defa huzur dolu bir gece geçirişimin bittiğini haber veriyordu bana. Athena kulübesinin özellikle içeri güneş girmesin diye kalın kumaştan yapılmış perdeleri, yakıcı güneş sayesinde her an alev alacakmış gibi ısı toplamıştı. Perdenin ucu saçıma sürtünüyordu.

    Perdeden kurtulmak için gözlerim açık bir şekilde kafamı sola çevirdim. Uyumak istiyordum. Uyumak, ve sonrasında uyanıp ablamın bana ''Baksana Lea, dünki filmin öyle çok etkisinde kalmışsın ki kendi kampının yarısının yok edildiğini falan sanıp halüsinasyonlar görüyorsun'' demesini istiyordum. Bunun yerine, dışarıdan fakat tam olarak nereden olduğunu kestiremediğim çığlıklar duydum. Bir kızdı, kesinlikle bir kız sesiydi. Tiz bir sesle ağlayıp, bağırıp, feryat ederek ortalığı birbirine katıyordu. Sonra sesin kime ait olduğunu çıkardım. Eskiden takım arkadaşım olan Sandra'dan geliyordu ses. Avcı Sandra Emerald'tan.

    Giderek artan sesler yüzünden Malcolm da uyandı. Karşımdaki karyolada yatıyordu. Hafifçe dirseklerinden destek alarak vücudunu doğrulttu ve yüzünü buruşturdu. Üstü kir, is, kurumuş kan ve pislik içindeydi çünkü Melez Kampı İsyanı'nın bitmesinin üstünden henüz yirmi dört saat bile geçmemişti. Athena kulübesi, sağlam kalan üç dört kulübeden biri olduğu için kendimizle gurur duymalı mıydık, bilmiyorum. Kulübeleri bu iç isyan yüzünden zarar görmüş kampçıların aksine, biz Büyük Ev'e gitmemiş, kendi kulübemizde kalmıştık. Kendi kulübemiz... Sayımız o kadar azalmıştı ki... Renee, Nona, Tyler, Gunter, Jo... Artık hiçbiri yoktu ve bu her aklıma geldiğinde resmen midemin içi dışına çıkacakmış gibi hissediyordum. Dizlerim yine titremeye başladı.

''Neler oluyor?'' diyerek esnedi Malcolm. Annabeth'e kaçamak bakışlar atmak için kafasını alt yatak aralığından çıkarıp üst ranzaya doğru baktı. Annabeth'in yatağı dağınıktı ama kendisi etrafta görünmüyordu.

''Beth?''

    Sonra bana baktı. Sessizce onu izlediğimi fark etti ve bir süre beraberce tepkisiz kaldık. Dışarıdan gelmekte olan, başka insanların bağırış çağırışlarına karışmış olan Sandra'nın bağırışlarının gittikçe şiddetlenmesini dinledik.

''Dışarı çıkmalıyız'' dedi kısaca, en sonunda Malcolm. Sessizliği bozan taraf olmanın rahatsızlığı vardı üstünde.

    Bütün eklemlerim sızım sızım sızlarken kendimi yataktan kalkmaya zorladım. Dizlerimin titremesi işi epey zorlaştırıyordu. ''Haklısın, bir bakalım ne oluyormuş...''

    Malcolm ile diğerlerini uyandırmamaya özen göstererek küçük lavaboda elimizi yüzümü yıkadık ve ardından kulübe kapısını yavaşça açtık. Dışarıya adımlarımızı attığımız anda sesler, kulaklarımın içinde vızıldamaya başladı. Sandra, Poseidon kulübesinin önündeydi. Aslına bakarsak, büyük bir kalabalık Poseidon kulübesinin önündeydi. Adımlarım istemsizce oraya doğru yöneldi.

''Bunun sorumlusu kim?! Bunun sorumlusu kim dedim size?!'' diye bağırdı Sandra tekrardan, artık biraz çatallı çıkmaya başlayan bir sesle. Kelimeleri algılayabildiğimi fark edince gereksiz bir heyecanlanma hissettim. Sonra birkaç adım ötede durup uzaktan Sandra'yı incelemeye başladım.

    Onu görmek, bana eski anılarımı hatırlattı. O ve ben, ve diğer avcılarla beraberce ava çıktığımız, güzel ve hoş zamanları... Sonra doğrudan ona baktım. Diğer kampçılar Sandy'e bakarak aralarında fısıldaşıyorlardı. Tahminimce diğer kampçılar, Sandra'nın etrafında özgürce ve daha doğrusu sinirle adımlarken onlardan birine saldırmaması için kızın yanına iki metreden fazla yaklaşmamışlardı. Parlak, her zaman tepeden bir topuz olarak bağladığı bakımlı, sarı saçları stresin etkisiyle fazlasıyla dağılmıştı ve tepeden falan da bağlı değildi. Gözleri ağlamaktan olsa gerek kızarmış ve altları şişmişti. Hala bir avcı üniforması sayılabilecek gümüşi renklerde bir tayt, beyaz kar botları ve yün bir kazak giyiyordu. Şubatın ortasında olduğumuzun farkındaydım ama Melez Kampı'nın büyülü dış cephesi yüzünden burası en az ekvator bölgesi kadar sıcaktı. Sandra buraya ait değildi, o zaman neden buradaydı? Sonra Poseidon kulübesinin kapısı içeriden Kheiron tarafından açılınca Sandra'nın neden kampta olduğu sorusu da açığa kavuşmuş oldu.

Hermes'in Kızı 3 |Nico di Angelo|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin