-2-

139 6 6
                                    

Sabah olduğunda yataktan fırladığım gibi banyoya koştum. Günlük rutin işlerimi hallettikten sonra hemen kısa bir kot şort ve askılı bir tişört giydim. Gece'ye bizim burdaki kafeye gelmesini söyleyen bir mesaj attım. Kapıya çıktım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. O sırada Gece'den mesaj geldi.

Gönderen: Mısır Püskülü
"Ya, manyak mısın sen? Daha kargalar bokunu yememiş sen gelmiş buluşalım diyon."

Gönderilen: Mısır Püskülü
"Ne manyak mısın ya? Kalk hadi daha çok işimiz var. Daha ev bakıcaz, eşya seçicez... Herneyse kalk işte."

Gönderen: Mısır Püskülü
" Allah belanı verecek senin."

Attığı mesaja gülerken neredeyse merdivenlerden yuvarlanıyordum. Beni tutan şu çocuk olmasa yeri boylamıştım. Teşekkür etmek için çocuğun yüzüne baktığımda ne kadar yakışıklı biri olduğunu farkettim.
Çocuğun yüzünü fazla incelemiş olmalıyım ki çocuk sıkılgan bir tavırla "Bitti mi?" dedi. Ben de anlamayarak ortaya "He?" diye bir tepki koydum. Çocuk da "Diyorum ki yüzümü incelemen bitti mi?" dedi. O an utanarak başımı önüme çevirdim ve çocuğa teşekkür ederek hızlıca ordan uzaklaştım. Kafeye varana kadar içimden kendime küfrettim.

Kafeye girdiğim an boş bir masa bulup oraya yerleştim. Garson gelip istediğim bir şey olup olmadığını sordu. Ona arkadaşımı beklediğimi söyledim. Burda oturalı yarım saat olmuştu ama Gece hala gelmemişti. Telefon rehberinden Mısır Püskülü'nü bulup aradım. Onu Mısır Püskülü diye kaydettim, çünkü genellikle sabahları kalkınca saçları mısır püskülü gibi oluyordu. Tabi eğer gece yatarken saçını topluyorsa o zaman saçları normal kalıyordu. Ama saçları açık yatınca, sabah mısır püskülü gibi oluyordu ve bu bayağı komik oluyordu. Tabi onunla dalga geçince bağırıp çağırıyordu o ayrı. Gece telefonu açınca " Nerdesin ya? Yarım saattir seni bekliyorum." diye cırladım. "Patmalama be. Teyzem sorun çıkardı. 15 dakikaya ordayım bebek. Öptüm. Bay."diyip yüzüme kapattı. Oflayarak etrafı izlemeye başladım. O sırada kafeye apartmanda gördüğüm çocuk ve arkadaşları girdi. Hemen yanımdaki masaya oturdular. O çocuk beni görmesin diye önümdeki yemek menüsünü alıp, yüzümü kapatacak şekilde koydum. Utanıyordum sonuçta. Böyle bir az durduktan sonra Gece gelip "Napıyon sen öyle? Menüyle aşk mı yaşıyon?" dedi ve güldü. Ona oflayarak karşılık verdim. Gece "Ver şunu bende bir bakıyım. Açlıktan ölücem. Senin yüzünden kahvaltı yapamadım." diyip elimden menüyü çekti.

Şansıma Gece elimden menüyü çeker çekmez o çocukla göz göze
geldim. Çocuk sırıtmaya başladı. İçimden Gece'ye küfürler savururken sanki vücudumdaki bütün kan yanaklarıma toplanmıştı. Yanaklarım al al olurken başımı başka tarafa çevirip yanaklarımın geçmesini bekledim. Gece yanaklarımı görmüş olucak ki "Noldu sana, kızardın birden." dedi. Bende "Sıcaktandır ya. Boşver sen hadi kahvaltı sipariş et" dedim.

Gece hemen garson çağırıp siparişleri verdi. Garson kahvaltıları getirene kadar ev, eşyalar hakkında konuştuk. Kahvaltı geldiğinde Gece birden kahvaltıya saldırdı. Çok açım derken bu kadar olduğunu düşünmemiştim.

Kahvaltıyı bitirir bitirmez ev bakmak için sokak sokak gezdik. En sonunda kiralık bir ev bulduğumuzda numarayı alıp ev sahibini aradık. Ev sahibi hemen gelip bize evi gezdirdi. Eve göre kirası çok yüksekti. daha uygun bir ev bulmak için tekrar gezmeye başladık.

Yaklaşık iki buçuk saatlik bir aramadan sonra bir ev bulabilmiştik. Ev birinci katta, 2+1 tatlı, şirin bir evdi. Kirasıda bayağı uygundu. Ev sahibi tonton tatlı bir nineydi. Bu sokağın hemen alt sokağında oturuyormuş. Hem ev okulumuza da yakındı. Evi kiralıp eşya bakmak için yola koyulduk. Gördüğümüz ilk, ikinci el dükkanına girip ikinci el eşyalarımızı aldık. Yeni aldığımız eve götürmeleri için adresi verip kafeye gittik. Gece "Ay, ayaklarım ağrıyor." diye söylenmeye başladı. Benimde ayaklarım çok feci ağrıyordu. Artık ailelerimizle konuşma vakti gelmişti. Doğrusu onlara haber vermeye çok meraklı değildim ama büyük ihtimal evden ayrıldıktan 2-3 gün sonra evde olmadığımı farkedicekler ve polise haber vericeklerdir. Bunlara hiç gerek olmadığı için haber vericektim. Gece "Daha evin temizliğini yapacağız. Çok işimiz var." dedi. Onaylayan mırıltılar çıkarttım.

Benim SerserimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin