2.BÖLÜM: KARANFİL

33 6 1
                                    

Babamın söylediği şeyler hala içimde bir kalıba bürünmüş değildi. Düşüncelerimi rulo yapıp rafa kaldırırken şuan hissettiğim tek şey çaresizlikti. Beni babam dediğim adam koruyamayacaksa kendimi nasıl koruyacaktım ki ? Önümde birleştirdiğim kollar vücudumun iki yanına düşerken donuk bir ifadeyle babamın yüzüne baktım.

-"Peki şimdi ne olucak.. Yani ben napıcam işte nereye göndericeksin beni? . Bu cümle bile ağzımdan zor bela çıkarken nereye nasıl giderdim tek başıma nasıl bir hayata başlardım. Okulum... En önemlisi de Eren ,onu nasıl bırakırdım. Düşünceler kafayı sıyırmama neden olacak sekilde kafamda baskı kurarken babamın diceklerini beklemeden odadan çıktım. Kendi odama girerek hızlıca üstüme kot ve beyaz bir tişört giyerek sırt çantama yöneldim. Son sınavımı da verdikten sonra eve gelip Eren'i alıp ıslak hamburger yemeğe götürecektim. Odadan çıkarken annem ile babamın şuan ki durumu açıkçası pek umrumda değildi. Evet babam bilerek böyle birşey yapmamıştı belki fakat bir anlık hatası bile ailemizi parçalara bölmeye yetmişti belkide. Şuan abartiyor olabilirim bilmiyorum ama tehlike eninde sonunda ortaya çıkacak ve özellikle beni bulacaktı. Kendimi insan kalabalığının içine atarken bu düşüncelerden uzaklasmanın şu çıkmazlar içinde en doğrusu olduğunu düşündüm. Telefonuma baktığımda Esra'dan iki cevapsız çağrı ile karşılaştım. Aramama gerek yoktu hızlı otobüs şoförü sayesinde beş bilemedim on dakikaya üniversite kapısının önünde dikilen arkadaşıma sarılabilirdim. Acaba ona yaşadığım bu olayı anlatmalımıydım ? Şuan bu konuda kararsızdım. Eğer bir tehlike içindeysek onu karıstırmamalıydım. Otobüsten indiğimde uçuşan yeşil eteği ile kollarını kitapla doldurmuş bir Esra ile karşılaştım. 20 senelik hayatımın 13 senesine yer edinmiş, insanlara karşı her zaman soğuk ve katı olan bu kalbin içine kendi beyazını bulaştırarak köşeye kıvrılmayı başaran tek insandı. Neden o inanın ki bende bilmiyorum ; saçlarının arasına fırça ile serpilmiş gibi duran kızıllıklarımı, insanı kendine çeken ela gözleri mi bilmiyordum. Ama bu hayatta olmazsa olmazlarımdandı.

-''Kızım nerde kaldın ya ağaç oldum resmen.'' Esra'nın bu hafif sitemli cümleleri onu bir daha bekletmemem için sinyal niteliğindeydi.

-'' Evden biraz geç çıktım ya işlerimi halledeyim Eren'i yemek yemeğe götürücem gel istersen.'' Bir yere gideceksem eğer yanımda her zaman Esra'yı da götürürdüm. İlkokulda oynadığım çocukları saymaz isek ilk ve tek arkadaşımı peşimden sürüklemeye bayılırdım. Ayak uyduramadığım ortamlarda durumu toparlardı ve üstümde ki gerginliği biraz olsun kırmayı başarırdı. Fakat bu sefer geleceğinden biraz şüpheli gibiydim. Annesi Leyla Teyze ile arasında ki buzları eritmek için bu aralar uğraş içindeydi.

-''Gelmeyi isterim Adin... Eren'i de çok özledim, ama durumlar biraz karışık başka zamana telafi ederim.'' Yüzündeki tatlı gülümseyiş ne kadar içten olduğunun belirtisiydi. Onu sıkmak istemiyordum. Bu yüzden başımı onaylar biçimde salladım.

-''Sen nasıl istersen, hadi bir an önce son sınavı verip kurtulalım.''

Üniversiteden çıktıktan sonra Esra ile vedalaşarak otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Çantamdan telefonu çıkararak saatin kaç olduğuna baktım.

''16:40''

Annem Eren'in beni beklediğine dair mesaj yazmıştı. Otobüsün gelmesini beklerken dinleyebileceğim birkaç tane müzik bulmaya koyuldum. Sırtımda hissettiğim bir esinti ile arkama bakma gereği duydum. Ardı ardına sıralanmış çam ağaçları dışında reklam panolarından başka bir şey yoktu. Otobüsün korna sesiyle olduğum yerden kıpırdadım, insanların arasından akbil basmaya çalıştım. Otobüs hareket etmeden cam kenarında bir yere sıkıştığımda aynı yere tekrardan bakma hissi uyandı içimde. Kirpiklerimin arasından karşıya baktığımda siyah kapüşonunun altında duran buz mavisi gözler ile karşı karşıya geldim. Dudaklarım aralanırken kıpırdamak imkansızdı. Gözleri doğrudan beni hedef almış bedenime buzdan mızraklarını saplayarak delik deşik ediyordu. Otobüsün hareket etmesi ile kendime geldim, bedenimi tersime döndürerek sırtımı cama yasladım. Derin bir nefes aldım, az önce olanların etkisinden çıkmam lazımdı. Bunun için buz gibi bir su şarttı.

AMANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin