Sonunda araba durmuştu aslında fazla uzun sürmemişti ama o kadar sinirli görünüyorduki bu yol bana çok uzun gelmişti. Bu sokaklara uzun süredir ilk defa birlikte geliyorduk ama en son geldiğimizde o kadar kötü olaylar yaşadımki bir daha Edizle gelmek istemedim. Ben bu düşüncelerimden kolumun acısıyla arındım. Kolumu sıkıca kavrasmış sürüklüyordu. Sürükleme olayına son vermişti artık. "Pera iyi dinle beni artık bitti uzak dur benden bu sokaklarda herseyi bitirdim ben ve senden nefret ediyorum bırak peşimi..." daha fazlasını kalbim kaldırmicakti ve istesemde artık dediklerini algılayamıyordum söylediği her kelime kalbime yeni bir hançer sapladı. Arkasını döndü ve beni öylece bırakıp gitti. Gücüm kalmamıştı ayakta duran bedenime sanki büyük bir yük atılmıştı dizlerimin üzerine düştüm. Taşlara çarpıp kanayan bacağım umrumda bile değildi.
*
*
*
Gözlerimi açtığımda neresi olduğunu bilmediğim bir evdeydim başımda şiddetli bir ağrı vardı gözlerimi tekrar kapattım sonra aklımda idrak edince gözlerimi aniden geri açtım "cidden ben kimin evindeyim?" çok uzak olmayan bir ses duydum "sana kahve yaptım deli kız" ne? deli mi? ben mi?!! O her kimse bana nasıl deli der!!! Sinirle ayağa fırladım ama kalktığım gibi geri oturmak zorunda kaldım tam hatırlamasam da dün gece bacaklarım parçalanmıştı ama bu farklı bir ağrıydı bacağımdaki yaralar sarılmıştı yoksa bu kim olduğu belirsiz kişimi sarmıştı. Neyse şimdi bunları düşünmenin zamanı degil nerde olduğumu kimle olduğumu bilmiyorum sonucta. "Sen kimsin be ne işim var benim burda ayrıca sensin deli hem bacaklarıma ne yaptın sen niye sardın sen kesin sapıksın polisi aricam" söylenmeye devam edecektim fakat kaşıyla bir seyler anlatmaya çalıstı "ne anlamadım" diyince bana salakmışım gibi bir bakış attı ve karşımdaki koltuğa oturdu paketten bir sigara çıkarıp yaktı ve akciğerlerini öldürürcesine bir fırt çekti "kahven diyorum soğuyor içsen iyi olur" ne yani cocugun tek derdi bumuydu kahvemin soğuması polisi aricam dedim lan çocuk hala kahve diyor. Sözlerini bitirince akciğerlerini pislikle dolduran dumanı özgür bıraktı. Üflediği duman havada eşsiz şekiller çıkarırken ben mal gibi ona bakıyordum resmen nutkum tutlmuş gibiydi. Bana attığı bakışlar beni kahveyi içmeye zorluyordu bir yudum aldıktan sonra konuşmaya karar verdim "sen kimsin ve ben neden burdayım?" yüzüme ifadesizce baktı gözleri gözlerimle buluştuğunda siyaha yakın bir tonda gözleri esmer ve kemikli bir yüzü rampa saçları olduğunun farkina vardim. Üzerinde tişört olmadığı için karnındaki baklavalarını da fark etmemek imkansızdı cidden bu nasıl bir güzellikti kusursuz bir yüzü vardı ona o kadar çok dalmıştım ki ne sorduğumu bile unutmuştum. "Evet deli kız dün gece annesini kaybetmiş kücük kız çocuğu gibi ağlıyordun" bunu diyince yüzüm düştü neden her şey bana acımı hatirlatıyordu. "Ne oldu birden yüzün düştü?" "annemi bir daha karıştırma" bunu diyince güldü "sana ne olduğu umrumda bile değil ama dün attığın taş arabama gelip penceresini kırınca hesap sormaya kalktım fakat ağlamaktan konuşamıyordun bile bende ayılınca sorarım dedim aldım ve getirdim bir tek bununla kalmadı seni arabaya bindirirken üzerime kustun tişörtümü çıkartmak zorunda kaldim ve sayende beni öyle görenler sapık sandı şuan tek istediğim başıma açtığın belaların cezasını çekmen bacağindaki ağrıda dün üzerime kusunca seni üzerimden indirdim fakat sen o kadar sarhoştun ki ayakta duramayıp ayağını burktun hikayen bu deli kız şimdi ise cezalarına gelelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Hapishane'm
Подростковая литератураKaranlıktaydım... Ve bu karanlık beni oldukça korkutuyordu... Kalbinin inadına beni bu karanlığa hapsetmişti... Sanki kalbime bir büyü yapılmıştı... Ve ben bu büyünün girdabından çıkamıyordum... Sadece kendi hapishanemi yaratmış bekliyordum... "Uz...