Hayaller ve hayatlar.

44 5 5
                                    

Belki sevmek hem o kadar gereksiz, bi o kadar nedensiz,ikisinin toplamı kadarda hoş bi duyguydu..

         "Neden normal insanlar gibi değilim?" Bu soruyu her zaman sorarım kendıme,bi ordan düşünürüm,bi burdan ama asla çözüm yolu bulamam.Misal sabah kalkınca neden çiçeklerle donatılmış, mis kokulu o kahvaltı tepsisi yok baş ucumuzda.. İşte sorun bu zaten  , herkez aydınlık sabahlara uyanırken, biz *karanlık sabahlara* uyanıyoruz.Ne ufacık umut yüzümüzde ne mutluluk. Hayat felsefesi olması gerek..     

Yine bi sabah,karanlık bi sabah.Herşey dün ki gibi oldukça sade. Yavaş yavaş gözlerimi avuşturduktan sonra 1-2 dakika gözlerimi tavana dikip boş boş baktım. Yatağımdan kalktığımda her sabah gibi baş ucumda duran bir resim. Size nasıl anlatsam "Canımdan çok severdim onu. Analatamazdım! Varlığınıda, yokluğunuda. Nasıl olduysa bilmiyorum. Bi gece ikimizde alkoluyduk. Arkadaşımızın evinden çıkmış eve gidiyorduk.Beni eve bırakacaktı. Birden benim midem bulanmaya başladı. Gece kapkaranlıktı hiç bişeyi göremiyordum. Arabayı kenara çektik. Elimi yüzümü arabada duran suyla yıkadıktan sonra. Tekrar arabaya binecektikki *Ayaz* ortadan kaybolmuştu. Bende onu aramaya koyuldum. Biraz ilerden yükselen kurt sesleri kulağımı tırmalıyordu adeta. Gözlerim hafiften kararmaya başlamıştı bile. Allah bilir saat kaçtı. O kadar çok korkuyordumki dua etmekten başka çarem yoktu. Bu karanlıkta bır daha zaten arabaya dönemezdim.Güçlükle gözlerimi açmaya çalısıyordum. Sanki üstüme bişey geliyorumuş gibiydi. Gözlerim zorlukta açarak gelen şeye baktım o Ayaz'mıydı, yoksa bi kurt mu? Üstüme doğru gelen bir sürü kurttu! Yerde bulduğum ilk sopayı kapmıştım bile. Birden üstüme atlayan kurda sopayla vurmuştum. Yere düştüğünde hızlıca kalkıp koşmaya başladım. Arkamdan koşarak geliyordu. Şimdide elime ilk geçen taşı atmıştım. Bu sefer yerde yatiyordu. Gerçekten bunu yapmak istemezdim ama elimde başka bi çare yoktu. Derin bi nefes aldıktan sonra daha fazla savaşıcak durumda olmadığımı anladım  üstelik bacağımdanda kanlar akıyordu. Kurt bacağımı parçalamıştı adeta. Ne kadar dayanmaya çalıssamda orda bayılıvermiştim. Sabah kalktığımda bayıldığım yerde duruyordum ve ayaz kala ortada yoktu. Bacağımdan aşırı derece kan akıyordu. Morarmaya başlamıştı. Hırkamı çıkarıp bacağıma sardım. Zorlukla kalkmıştım yerimden. Etrafa baktım güneş yeni doğuyordu. Arabaya doğru yürümeye başaldım.Arabaya ulaştığımda ilk elime aldığım şey telefon olmuştu. Allah kahretsinki, lanet telefon çekmiyordu. Araba kullanmayıda bilmediğimden yine caresiz bi şekil olduğum yerde  kalmıştım. Bu sefer denemeliyim dedim ve arbaya bindim. Hafifçe anahtarı döndürdükten sonra yavaş yavaş gitmeye çalıştım. Bu epeyce zor olmuştu ama başarmıştım. Ormanlık yerden çıktıktan sonra bi taksi çevirip beni eve bırakmasını söyledim,çünkü arabanın benzini gittikce azalıyordu.Eve geldiğimde annem salonda uyuyordu. Sanırım beni beklerken uyuya kalmıştı.Melek gibi uyuyordu uyandırmaya kıyamadım. 5-10 dk. daha uyuduktan sonra uyanmıştı. Karşı koltukta oturup onu izlemeye dalmıştım.Beni görünce telaşla yerinden kalktı. Ağlamaya başlamıştı yine. Anneme her seyimi anlattığımdan Ayaz'ıda bilirdi. Olanları bir çırpıda anlattım. Ben anlattım , o ağladı. Sonunda
                  
-Anne onu bunu bırakta bacağım!
 
dedim. Bir koşu gidip odadan ilk yardım çantasını alıp dizimi sarmaya başladı. Çok yanıyordu fakat benim sesim bile cıkmıyordu. Bu  olaydan 2 gün sonra sabah haberinde bi ceset olduğu söyleniyordu. Oturduğum yerden kalkarak karakola koştum. Karakolda bu cesetin Ayaz'a ait olduğunu öğrenmiştim.1-2 dakika kendime gelememiştim. Kendimi toparladıktan sonra gözümdeki damlaları sildim.
 
-Peki nasıl olmuş?

-Üzerinde vurulmaya veya ısırılma gibi bi belirti yok. Anlıycağınız darbe almamış daha araştırılıyor...

Bana bi sure sonra tekrar gelmemi soylediler. O hafta yemek bile yemedim. Yaşadığım şeyleri düşünmekten uyuyamıyorudum. Bi hafta sonra tekrar gittiğimde bana soyledikleri

-Kalp krizi geçirmiş.          

demeleriydi. Olayı şimdi anlamıstım. Kalp krizi geçirceğini anlamıştı. Onun içine doğan herşey doğru cıkardı. Ölüceğini hissetmişti sanırım. Sırf onu ole görmeyeyim diye benı bırakıp gitti. Belki benim ağlamama dayanamıyacaktı ama beni böle bırak gitmesi dahamı hoştu. Ölecekse gözümün onünde olseydi. En azından kokusunu son kez koklayabilirdim. O gün bügündür ne bi dostum nede bi erkek arkadaşım olmuştu" İşte benim baş ucumdaki resim bana Ayaz'ı hatırlatıyordu. Birlikte deniz kenarında rakı balık yaptığımız günki resimdi ne kadarda özlemiştim bu 3 yılda bana sımsıcak bakan gözlerini... 

    *DEVAMI YAKIN BI ZAMANDA      
SİZLERLE OLUR*                    *OYLARSANIZ SEVİNİRİM*

Siyah Mürekkeb...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin