Düşünün.Koca bir yaz,bir başınıza,katılacağınız yeni bir okula ve yeni bir çevreye girmeden önce ne gibi hazırlıklar yapardınız ? Araç gereç almak ? Eksik gidermek ? Peki bunların hiçbirini umursamadan balkonun kenarından bacaklarınızı sallarken,bitirmek için yaktığınız sigara ile kendinizi zehirlemenin eşliğinde,kendi galaksinizde o gezegenden bu gezegene zıplasanız ? Birçoğunun sahip olduğu "Gizli Özgürlük" ifadesinin tadını çıkarsanız ?
Lisenin ilk sınıfını geçtiğimi benimsediğimde kalmadığıma şükredip ahmakça gülümsedim.Bir kaç kırık olan karnemle eve dönerken hiçbir endişem yoktu.Ben hiçbir zaman mükemmel bir öğrenci olmadım ki zaten.Hem annem ne yaparsam yapayım destekler beni.Eve girmek üzere zile bastığımda annem her zamanki sakinliğiyle önce "Kim o ?"diye yokladı.Bende her zamanki ciddiyetsizliğimle,"Posta!"diye bağırdım.Tek gördüğüm bahçeli küçük evimizin kapısını açarken yine gülümseyen annemdi."Sonunda gelebildin."diyen annem karnemi kaptığı gibi salondaki her zaman kendisinin oturduğu tekli koltuğa geçip incelemeye başladı."Ne bu biyolojiden çektiğimiz ?" diye şikayet eden anneme,"Lütfen,önümde deney tüpü görmeyeceğim bir yaz var.Bana biyolojiden bahsetme." diye cevap verip koşarak üst kata,odama çıktım.Arctic Monkeys posterleri ile süslediğim odama girip kapamı kapayıp,kitledim.Sırt çantamdan mentollü sigaramı çıkarıp çakmağım olmadığını farkedince "Siktir!"diye şikayet ettim.Şimdi kapımın kilidini açıp,on bir basamaklı merdivenden aşağı inip ocağın yanındaki çakmağı alıp yukarı çıkmam gerekiyordu.Düşünmek bile bu kadar yorucuyken yapmam muhtemel değildi.Sigaramı paketine geri koyup,içimden "Başka bahara." diyip yatağıma zıpladım.Beni bekleyen şey üç saatlik bir uykuydu.Uyandığımda şişmiştim ve aynaya baktığımda çok komik bir ifadeyle karşılaştım.Çılgınca tebessüm ederken yüzümü yıkamak üzere rotamı banyoya çevirdim.Yüzümü yıkayıp,aynada kendime bir kez daha güldükten sonra aşağı indim.Annem her zamanki gibi tekli koltuğuna sinmiş,elindeki sandviçi kemirirken evlilik programını takip ediyordu.Arkasından geçerken ona aldırış etmeden hemen mutfağa yöneldim.Ben de kendime bir sandviç hazırladıktan sonra annemin yanına,salona geçtim.Annemle karne,dersler ve tatil hakkında konuştuk.Her sene olduğu gibi bu sene de,Antalya'daki yazlığımıza gidecektik.Bu artık bizim için bir yaz rutini haline gelmişti.Farketmezdi.Benim orada da burada da tek arkadaşım Mentollüm'dü.Sigarama böyle seslendiğim gerçeği yüzüme tokat gibi çarpınca bir anda ürperdim.On gün içinde yolculuk başlayacaktı ve benim hiçbir planım yoktu.İhtiyaçta yoktu.Yani sonuçta vedalaşacağım birisi yoktu.Bana uyar bakışı attığım anneme başımla güle güle deyip tekrar odama çıktım.Tabii bu sefer çakmağı alarak.Mentollüm'ü hapsolduğu paketten usulca çıkardım ve ucunu hasret kaldığı sevgilisi Alev ile kavuşturdum.İkisinin sevişmesini izledikten sonra ciğerlerime çektiğim mentollü dumanı özgür bıraktım.En sevdiğim şarkıyı açıp,sigaramın tadını çıkardım.Saate baktığımda 01:09'u gösteriyordu.Ne kadar erken kalktığımı hatırlayıp tişörtümü çıkarttım.Sonra da gülümseyen yatağıma zıplayıp,kendimi uykuya teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
RomanceEn büyük duygu nedir ? Kin mi ? Öfke mi ? Yoksa uğruna birçok şeyin feda edilebileceği aşk mı ? Sigaranın ucundaki kül misaliydi onların aşkları.Fazla uzun ve düşeceği kesin.