Annemin "Haydi!" diye bağırdığını duydum.Bavulumu kapattım.Hazırmıyım diye tekrar kontrol ettim.Telefonum,kulaklıklarım,Mentollüm.Hepsi yerli yerindeydi.Aceleyle merdivenlerden indim.Annemi daha fazla bekletmek istemiyordum."Sonunda geldin.Haydi yerleştir bavulunu." diye beni ikaz eden anneme tamam bakışı atıp dediği gibi bavulumu yerleştirdim.Sonra koltuktaki yerimi alıp,kemerimi bağladım.Telefonumu alıp en sevdiğim playlistimi açtıktan sonra yolu seyretmeye başladım.Yoldaki elektrik tellerinde,parmaklarımla koşturuyordum.Bu çok keyifli bir işti benim için.Bir kaç dakika sonra göz kapaklarım ağırlaştı ve uykuma yenik düştüm.
Uyandığımda güneş tam tepedeydi.Bu,gözlerimi zor açmama neden olmuştu.Direksiyon başında bitkin haldeki annem,"Selam uykucu.Yirmi dakikaya evdeyiz."diye bana haber verdi nazik nazik.Başımla onayladıktan sonra su almak üzere çantamı açtım.O sırada,bana acıklı bakışlar atan Mentollüm'e,"Henüz değil dostum." uyarısını vererek suyu çıkardım ve çantamı kapadım.Suyumu içtikten sonra,sosyal medyada gezindim.Sonra farketmeden kendimi beyaz evimizin önünde buldum.Annem hadi dercesine kafasını salladı.Kapıyı açıp aşağı indim.Uzun bir aradan sonra burada olmak beni sevindiriyordu.Burada yaptığım tek eylem evde pineklemek olsa bile güzeldi.Bavulumu alıp evin kapısını açam annemin ardından içeri girdim.Burada da odam üst kattaydı.Nedeni basit.Balkon var üst katta.Mentollüm'le dans ediyorum orada çılgınlar gibi.Odama çıktım.Kapıdan içeriye girdiğimde,İstanbul'daki odamın aksine burada olmayan Arctic Monkeys posterlerini gözüm aramıştı.Kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra sigaramı ve telefonumu cebime atıp aşağı koştum.Anneme "Ben dışarı çıkıyorum.Burada dolaşmayı seviyorum.Biliyorsun.Hoşçakal!" diyerek çıktım evden.Anneme cevap verme fırsatı bile vermedim.Evin sol tarafındaki patika yolu takip edip,kumsala indim.Kendi bölgeme.Yazın burası benim en çok geldiğim yerdi herhalde.Dört tane dev kayanın ortasında,kumsalın en ücra köşesinde benim küçük bir cennetim vardı.Her zamanki gibi sırtımı kayalardan birine yaslayıp oturdum.Uzun süre hasret kaldığım Mentollüm'ü cebimden çıkarıp,yine Alevle sevişmelerini izledikten sonra ciğerimi sert dumanıyla doldurdum.Burası geceleyin daha güzeldi.Geceleri burada,gitar çalan arkadaşlar olurdu genellikle.Bir ateşin başında bir çok kişi.Oturduğum yerden kalkıp,kendi kendime "Gece gelirim." diye hatırlattım.Cennetimle vedalaştıktan sonra bir tane daha sigara yaktım ve içmeye başladım.Mentol ile nefesim açıldığında derin bir nefes alıp,şarkılar mırıldandım.Evin kapısına geldiğimde kendi anahtarımı çıkarmak için elimi cebime attım.Eve girip kapıyı sertçe kapatmaya hazırlandıktan sonra,koltukta sızmış annemi farkedip,kapıyı yavaşça örttüm.Her zamanki menümüz olan sandviçleri hazırladıktan sonra portakal suyu eşliğinde anneme sundum.Uyanıp benim ona yiyecek hazırladığımı görünce,"İşte benim oğlum." diyip gülümseyerek doğruldu.Esnedikten sonra sandviçini afiyetle yedi.Hatta o kadar hızlı yedi ki,bu benim gülmeme neden oldu.Karnımı doyurduktan sonra,evden çıkıp kumsala inmeye hazırdım.Anneme bildirip evden çıktıktan sonra yine patikaya yönelerek kumsala indim.Kendi köşeme geldiğimde orada biri olduğunu farkettim.Yere oturmuş,dizlerini çekmiş,ağlayan kırgın biri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL
RomanceEn büyük duygu nedir ? Kin mi ? Öfke mi ? Yoksa uğruna birçok şeyin feda edilebileceği aşk mı ? Sigaranın ucundaki kül misaliydi onların aşkları.Fazla uzun ve düşeceği kesin.