Multimedya:Türkmen
"Anlamadım?"dedim soru sorarcasına.
"Sadece arkadaşlığını istemiyorum ben,seni istiyorum,benim olmanı istiyorum,her zerreni,her duygunu,her düşünceni istiyorum!" Gözlerim kocaman açıldı.
"Delirmişsin sen!"diye bağırdım.
"Asi bana bağırma!"diye uyardı ama umrumda değildi. Ellerimi saçlarımın arasına sokup çekiştirdim. Lanet olsun! Neden karşılaştım ben bu adamla?
"Sakinleş!"dedi ve koparırcasına çekiştirdiğim saç tellerine eziyet eden ellerimi saçlarımdan ayırdı.
"Seni tanımıyorum ve sen de beni tanımıyorsun! Ne dediğinin farkında mısın?"dedim hayretler içinde.
"Evet gayet farkındayım,sana zaman tanıyacağım ama unutma Asi ;ben istediğimi mutlaka alırım..." Resmen kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktadaydım. Ne diyebilirdim ki vazgeç bu sevdadan ya da benden sana yar olmaz falan mı? Peki beni dinler miydi? Kesinlikle hayır!
"Neden ben?"diyebildim yalnızca."Yani demek istediğim altındaki arabaya veya kaldığın eve bakılırsa maddi durumun gayet iyi. Ee yukarda Allah var yakışıklısın da. Eminim kızlar etnafında pervane oluyordur. Onca kız varken neden ben?"
Gülümsedi sadece.
"Çünkü sen farklısın... Diğerleri gibi değilsin safsın,masumsun-"sözünü kestim.
"Beni daha tanımıyorsun bile. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Görünüşüm mü seni aldatan?" Saf olduğumu bir çok insan söylerdi ama hep tanıdıklarım,alnımda %100 katkısız yazmadığına eminim.
"Dün tanıştık seninle. Allah aşkına Asi,iki kurşun isabet etti o arabaya. Başkası olsa ardına bakmadan kaçardı,beni ölüme terk ederdi. Az çok tanıyorum insanları ama sen gelip bana yardım ettin. Illegal işler yaptığımı öğrendiğinde bile korkmadın. Evime kadar taşıdın beni. Ne kadar zengin olduğumu görmüş olmalısın ama umursamadın. Beni tanımadığın halde yanımda oldun elimi bile tuttun!"deyip gülümsedi ve elimi tuttu. "Şimdi sana koltuklarımın rengini sorsam,bilemezsin çünkü param umrunda değil. Iki çift lafımla kırılabilen tertemiz bir yüreğe sahipsin. Peki bugüne ne demeli,resmen bana kafa tuttun! Cesursun,hırçınsın,zekisin,masumsun ve çok güzelsin..."dedi ve önüme gelen bir saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Ve tüm bu özelliklerin beni sana çekiyor..."fısıltıyla söylediği bu sözler kalbimin hızla çarpmasına neden oldu. Korkmuyordum ama heyecanlanmıştım. Ilk defa bir erkek bana böyle yaklaşıyordu.
"Seni daha yakından tanımak istiyorum müsade edersen. Şu anlık arkadaş olabiliriz istersen sonra da ilerisi..."deyip güldü.
"Ilerisi?"dedim kaşlarımı kaldırarak. Ne yani dahası mı vardı?
"Önce sevgilim sonra da karım olursun!"dedi basit bir şeymiş gibi. Yutkundum.
"Ben evlenmeyi düşünmüyorum."deyip çektim elimi.
"Ister seve seve ister zorla!"dedi kaşlarını çatarak. Elini bırakmam onu sinirlendirmiş olmalıydı.
"Daha adını bile bilmiyorum."dedim umutsuzca. Sanırım sabah söylemişti ama pek dikkate almamıştım.
"Türkmen,Türkmen Çatlı..." deyip elini uzattı.Elini sıktım.
"Asi,Asi Yeşil..."bir kahkaha attı. Ismimde komik olan bir şey vardı da ben mi fark edememiştim.
"Komik olan ne?"deyip kaşlarımı çattım. Durduk yere gülmesi sinirimi bozmuştu.
"Ismin sana çok uyuyor..."deyip gülmeyi kesti.Elimi usulca yüzümde gezdirdi.
"Yeşil gözlerin boğulmaya açık deniz gibi,bakmaya kıyamıyor insan..." Kalbimin atışları yine hızlandı. Bu kadar iltifatı bünyem kaldıramadı sanırım.
"Artık gitsem iyi olur."deyip başımı başka yöne çevirdiğimde o da elini çekti.
"Seni evine bırakayım"dedi. Bana yaklaşıp emniyet kemerimi taktı.
"Seni kaybetmeyi göze alamam."gülümseyip yola bakmaya devam etti. Ben de başımı cama çevirerek insanları izledim. Ilk defa başıma böyle şeyler geliyordu."Geldik"dedi Türkmen. Gözlerimi kırpıştırıp ona döndüm.Birazcık şekerleme yapmıştım
"Teşekkür ederim"tam gidecekken kapıda olan elimi tuttu.
"Iyi günler..."dedi yalnızca sanırım başka bir şey söyleyecekti ama son anda vazgeçti.
"Sana da..."dedim ve kapıyı açarak indim. Bir süre sonra siyah impala gözden kayboldu.