honeylee: Gelen müşterilerin kız erkek fark etmeksizin hepsi bacaklarını kesiyor.
whoami: Hoşlarına gidiyor demek ki.
honeylee: Rahatsız olmuyor musun?
whoami: Yiyecek gibi baktıklarında rahatsız oluyorum tabii ki. Mesela az önce gelen adam resmen ağzının sularını akıtarak baktı.
honeylee: Neden ona bir şey demedin?
whoami: O bir müşteri. Zaten istediği kitabı alıp gitti. Burada oturup okusaydı rahatsız olduğumu söylerdim. Belki de umursamazdım, bilemiyorum.
honeylee: Ben şimdi gelsem ve sana az önceki o adam gibi baksam rahatsız olduğunu söylemez misin yani?
whoami: Şimdi gelsen umursamam ama başka zaman için bir şey diyemem. Ruh halime göre değişiyor tepkilerim.
honeylee: Pekala, ben bunu aklıma yazayım.
whoami: Şimdi aklıma geldi, benim birkaç işim var sonra görüşsek olur mu?
honeylee: Ne oldu?
whoami: JooHeon hyung ödevi için benden yardım istemişti. Yaptığım araştırmaları teslim edeceğim. Bir de MinKyu benden ders notu istemişti, onu götüreceğim.
honeylee: Hiç kendini kullandırtıyor gibi hissetmiyor musun?
whoami: Kendimi kullandırttığımın farkındayım ama insanlara hayır diyemiyorum ve insanlar da bu özelliğimi kullanıp her istediklerini bana yaptırıyor. Bir gün birine fena patlayacağım ama neyse. Şimdi gitmem gerek, sonra görüşürüz.
honeylee: Seni kullanmalarına izin verme ChangKyun. Daha fazla üzüleceksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bookstore [JooKyun]
Fanfictionhoneylee: Selam güzellik! whoami: Selam honeylee: Kim olduğumu sormanı bekliyordum. whoami: Pek de umrumda değil açıkçası. honeylee: Değişik bir çocuksun. whoami: Biliyorum, herkes öyle der.