Gizem 'den
Ben Gizem. 17 yaşında sıradan bir lise öğrencisi.... valla ha da diyemedim lan .
Tamam baştan alalım.
Ben Gizem. Sırandan bir lise öğrencisi felan değilim. Zaten yanımdaki salaklarla bırak sıradan lise öğrencisini sıradan insan bile olunmaz. Ben bu tayfadaki herşeyi gören bilen ve hepsini en ince ayrıntısına tanıyan aldığı nefesten ne söyleyeceğini bilen kisiyim.
Simdi biz biraz kalabalık bir aileyiz . Yani arkadaşlarım bana kalabalık ailenin ne olduğunu öğrettiler. Benim babam ben daha çok küçükken vefat etmiş. Şimdiyse yanimda bir annem var birde yıllardır ödenemeyen babamın borçları.
Annem hergun temizliğe gider hem beni okutur hem evi görür hemde babamın borçlarını öder. O benim tek meleğim. 17 yaşındayız tabi aramızda 1 kişi hariç. Şşş! Çaktırmayın az sonra kim olduğunu söyleyeceğim. Neyse ben size bütün tayfayı anlatayım. İlk kızlar çünkü bayanlar önden diye bir laf var.
Siyah saçlı hafif kilolu olan Hande . Ama onun kilosuyla ilgili bir şey denildiği zaman delirir. Çünkü salak. Ve takıntılı bir aptal o. Hayır bence çok yakışıyor ona bir kere. O biraz panik atak biridir. Ve panik atağı ileri seviyede . Neyse iste. 17 yaşında o da yani küçük olan o değil. Ailesi konusunda bir sıkıntısı çok yok onun . Onun tek sıkıntısı abisi. Abisi bir alkolik ve sürekli ondan para ister . O da ne yapsın veriyor salak gibi.
Onun yanindaki ve ayni zamanda onun sıra arkadaşı olanHazar.
Ah biliyorum biraz değişik bir isim gibi ama emin olun daha değişigi var. Siyah saçları ve etkileyici gözleri vardır onun. Neredeyse bütün erkekler ona hayran ama onun şerefsiz eniştesi ona tecavüz etmeye kalkınca bütün erkeklerden uzak duran biri oldu. Tek konuştuğu beraber vakit geçirdiği bizim gruptakiler. Ve o da 17 yaşında. Çok mu heyecanlandınız siz! Tamam ya anlatıyorum.Neyse evet elindeki dondurmayı iştahla ve šapır şapur yiyen de Alperen . Kendisi biraz ne birazı be baya midesiz o. Herşeyi yer. Ama asla kilo almaz . Onun dediğine göre o yemek için yaratılmış kilo almak için değil ve çoğu zaman kilo konusu açılınca Handeyle kavga ederler. Sürekli ona dalaşır. Tam bir midesiz olan Alperen de 17 yaşında .
Sırada gruba sonradan katılan Berkecan var . Ona sadece Berk deriz ve Berkecan ı nasıl Berk yapıyorsunuz diye bize dalaşır. Bundan nefret ediyor diyebilirz. Hadi biz neyse de başka ona Berk deyince resmen kırmızı gören boğa misali saldırıya geçiyor. Onun da bir ablası var . Mahalleye yeni geldiklerinde sadece ablası be eniştesi vardı yanında daha küçüktü. Meğer annesi babası yokmuş. Sonra eniştesi ablasını dövünce bütün mahalle olaya müdahale etti . Kol kanat gerdiler onlara. Sonrada onunla tanıştık. Hala ablasıyla yaşıyor . Eniştesi de boşandıktan sonra hic gelmemiş.
Ve evet yaşı küçük olan o. En zor tarafida bu ya sürekli dalga geçiyoruz diye bize demediği kalmıyor. Aman be ben bu işsizdi niye bu kadar uzun anlattıysam.Neyse sırada grubun en Yakışıklısı var. Eren. Eren de benim gibi sadece annesiyle yaşıyor babası benim babamın arkadaşıydı. Ve o da bir kazada hız yüzünden vefat etmiş tek farkla. Benim babam bize borç bırakırken onun babası ona yüklü miktarda para ve bir is yeri bırakmıştı. Neyse iste o grubun abisi gibi bir şey. Çünkü bizi her durumdan kurtaran o. Başımız belâdaysa , bir yerin ağrıyorsa,yada bir şeye ihtiyacın varsa bunu bir şekilde halleder. O benim sıra arkadaşım biliyor musunuz?
Evet Geldik bizim Demirliye.
Tıpkı soyadı gibi demir taşıyor yüzünde. Yani onun dudağında piercing (pirsing) var. Okulda sırf bu yüzden hergun müdürün yanına gider ve hergun bıkmadan Eren onu alıp sınıfa getirir. Okuldaki bütün kızlarla münasebeti var neredeyse. Ayni zamanda Berkecan'in sıra arkadaşı olur kendisi.Ve grubun en sessiz ve cool olanı Mustafa. Mahallenin sonundaki yurtta kalıyor. Ve içim acıyor söylerken ama onun bir ailesi bile yok. Tamam hepimiz eksiğiz ama sahip çıkanımız var ama onu küçükken terk eden bir ailesi var.
Ahh aramızda en sessiz olan o ama herşeyi bilen ve laubali olmayan tek kişi o. Bu yüzden onu Alperenin yanına oturttuk. Gece klüpte barmenlik yaparak para kazanıyor. Ve yurttaki bir kıza o kadar tutulmuş durumdaki ben anlıyorum.onu ben biliyorum.
Ben tayfa nın Jokeriyim diyebilirim ve kapalı kutusu. Sırlar bana anlatılır ilk, sonra ciddi bir ortama bürünüp herkese anlatılır.Şuan hepimiz Coğrafya dersini bekliyoruz. Alperen sıraya uzanmış Mustafa ise orta sıranın en arkasında oturdukları kafasını geri atmış dinleniyordu. Onların hemen önündeki sırada oturan Hazar ve Hande dedikodu yapıyor arada da Alpereni itekleyip konuşmaya devam ediyordular.
Bizde cam kenarında en arkada Erenle oturuyoruz. Eren önümüzde oturan Uzay ve Berk le önemli bir şey konuşur gibiydiler. Coğrafya hocası yani Ali hoca derse girdiğinde herkes ayağa kalktı. Pardon bizim Demirli , Mustafa ve onlara özenen sıranın üzerinde yatan Alperen hariç.
Ali hoca sınıfa bir göz gezdirip oturmamız için işaret verdi. Sonra artik alışık olduğumuz bir durum oldu.
"Alp ne yapıyorsun oğlum sıranın üstünde."
Alperen pozisyonunu bozmadan
"Altında mi olmamı isterdiniz hocam?"diyerek elini tiki kızlar gibi yüzüne sürdü
Ali hoca La havle deyip
"Sıranın altında değil de Müdür beyin odasında olmak ister gibi bir halin var." Dedi.
Alp yine yattığı yerden
"Hocam artik kimliğimi götürüp beni evlatlık edinmesini istiycem. Adamı kendimden çok görür oldum. Hayır ben günde kaç kez bu fit vücuduma bakıyorum biliyor musunuz siz? Değil mi Hande cim"ah evet yine başladık.
Hande geriye dönüp
"Beyni gelişmemiş orangutan ayısı."
Alp
"O nasıl iltifat kız."deyip gülmeye başlayınca bütün sınıf gülmeye başladı.
Ali hoca
"Kesin sesinizi kalk sende hemen."diye bağırdı . Öğretmen masasına oturdu.
Alp
"Aha Ali'çiğimin ponçik bedeni sinirlendi."diyip yerine oturdu. Ben gülerken Eren'e donmemle yüzümdeki gülümseme asılı kaldı. Bana dönmüş beni izliyordu .
Kafamı eğip önümdeki kitaba odakladım. Kokusunu seviyordum onun karnım yada başım ağrıdığında ona söylerdim ve beni sıkıca sarıp kafamı boynuna gömmemi sağlardı ve 5 dakika içinde de ağrım yok olurdu. İşte onun böyle bir kokusu var. Etkileyici.
Enes beni dürtünce ona döndüm.kulağıma eğildi eğilmesi ile de kokusu burnuma doldu.
"Neyin var senin bal böceği?"diye sordu. Ahh! Kusura bakmayın size söylemeyi unuttum sanırım o bana balböceği der. Çünkü bal gördüğümde tok olsam bile dayanamam. Napiyim çok seviyorum."Benim .. bir şeyim yok"dedim.
İnanmadım der gibi kafasını sallayıp
"Tenefüste görüşürüz senle. Hoca bakıyor."diyerek kafasını kitaba gömdü.Sorunum ne , bakmayın böyle sabahtan beri bizimkileri anlatıyorum ama annem hasta diye 1 haftadır işe gitmiyor. Ve evet maddi yönden büyük sıkıntıdayız. Annemin çalıştığı yetmiyor artik. Benim de bir iş bulmam gerek.
Belki Mustafa 'nin yanında bir iş bulabilirim.
Yani buna ilk önce bizimkilerin karşı çıkacağını hatta Eren'in elini direk cebine atacağını biliyorum. Ama 1 haftadır işe gitmiyor annem ne yapayım eve doğru düzgün yiyecek girmedi nerdeyse.
Ali hoca ders anlatırken Alp ve Berk birbirine bakıp kafa salladılar. Daha sonra Berk
"Hocam ben size çok önemli bir şey söylemek mecburiyetindeyim şuan."dedi . Ali hoca kaşlarını çatıp
"Neymiş o ?"dedi bu sıra Alp girdi devreye yine başlıyoruz.
"Duyduğumuza gore Oktay hoca Hatice Hoca'ya fennnnaa tutulmuş."
Berk
"Yani biz öyle duyduk."deyip ikisi birden arkalarına yaslandilar.
Bütün sınıf dersin kaynayacağına sevinirken sınıfın kapısı çalındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Uzaylılar
Novela JuvenilHepsinde farklı bir dert var . Onlar devlet lisesinin haylaz çocukları. Öğretmenleri canından bezdiren hergun müdürün yanına mutlaka uğrayan kantinci Hayriye ablalarının sıpası onlar. Uzun zamandır birlikteler çok değil canım doğdukları andan itibar...