Benim için çok değerli ve ilk göz ağrım kitabımla sizleri buluşturmak benim için bir onurdur. Beğendiğiniz takdirde lütfen desteklerinizi esirgemeyin <3
İklim o gün tüm zaman duygusunu yitirmiş ve sarsılmış bir halde sanık koltuğunda oturuyordu. Son günlerde yaşadıkları onun her zamanki ışıl ışıl haline gölge gibi çökmüştü. Nezarethanenin soğuk ve demir oturaklarında uyumaktan sırtı ağrıyordu ve kamburlaşmıştı. Gözlerinden akan yaşlar yüzünün kabuk kabuk görünmesine neden olmuştu. Yaşadığı acılara rağmen her zaman dimdik duran İklim'in beli daha fazla dayanamamış ve artık bükülmüştü.
İklim gözleriyle kocaman ve dopdolu mahkeme salonunda abisini aradı. Sanık sandalyesinden abisinin isyan dolu ve öfkeli bakışlarını hakime yöneltmiş olduğunu görebildi. Abisini son kez göreceğini düşünerek yüzündeki her bir lekeyi ezberlemek istercesine yoğun bir şekilde bakıyordu. Bir süre sonra yorgun gözlerini abisinden çekip hakime doğru baktı. Hakimle göz göze geldiklerinde İklim zaten hakimin vereceği kararı biliyordu. Hakim kararı açıkladığında İklim salondan yükselen seslerden abisinin sesini ayırt edebildi.
"O suçsuz! Bunu sizde biliyorsunuz! Bunu o yapmadı!" Abisinin bakışlarından okuyabiliyordu artık bitmişti. Bağırıyordu ancak artık önemli değildi. Kıpkırmızı olmuştu ve sürekli aynı cümleleri söylerken ağzından tükürükler saçıyordu. Saliseler sonra bakışları buluştuğunda ikisinin de gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Polisler yanına geldiğinde artık ayrılma vaktinin geldiğini biliyordu. İçinde çok büyük bir öfke ve aynı zamanda huzur hissetti. Abimi yalnız bırakacak olsam bile ailemi göreceğim. Ne bencilce...
"Kurtaracağım seni, bedeli ne olursa olsun." abisi seyircileri ayıran bariyerin üzerinden atlayıp İklim'e doğru koştu. Polisler engel olmaya çalıştılar ancak abisine son kez sarılmayı başardı.
"Kurtaramayacaksın abicim." dedim kulağına fısıldayarak. "Seni çok seviyorum. Merak etme anneme ve babama senin içinde sarılacağım." dedim yüzümde buruk bir gülümsemeyle. Salonda karar verildikten sonra yaşanan tüm o şölen bitmişti. Herkes abi ve kardeşin hüzünlü vedalarına duygulanmış bir halde bakıyor ve belki de karşılarında nefret kustukları kişinin henüz bir çocuk olduğunun yeni yeni farkına varıyorlardı.
"Öyle deme." diye haykırdı polisler İklim'i abisinin kollarından ayırırken. Abisi haykırırken yüzü kıpkırmızı olmuş ve sürekli sesi kısılıyordu. Hayır diye haykırıyordu polislerden kurtulmaya çalışırken. Son bir 'Hayır!' haykırışının sonu hapishane arabasında son buldu. Birinin ölümüne karşılık ölüm kararı alınması ne kadar doğru görünse de bazen istisnalar tüm sistemi bozar.
Kendisini bir anda oldukça güvenlikli uzun duvarlarla çevrili bir hapishaneye girerken buldu İklim. Yolculukla geçen yarım saat sanki hiç yaşanmamış gibiydi. Ölü gibi gözlerini karşısına sabitlemiş ve nefes almak için bile ağzını açmamıştı. Hapishanenin eski ve soğuk gri duvarlarını gördüğünde biraz olsun etrafı inceleme ihtiyacı hissetti. Bir kamyon dolusu hapishane görevlisi ve polis gördü. Bir anda önemli hissetti kendini. Kötü anlamda da olsa önemliydi işte.
"Bir polisi öldürmenin hapishanede sana hiçbir yararı olmayacak." hapishane görevlisi pis pis sırıtarak bunları söyledi ve onu polislerden teslim aldı. İklim kimseyi öldürmedim demeyi çok istedi ancak artık bunun hiçbir anlamı olmadığını biliyordu. İçeri girdikleri kapı küçük ve dardı. Buz gibi bir odaya girdiler.
"Şuraya geçip tüm kıyafetlerini çıkart." gayet açık ve ortalıkta bulunan duvarın üzerinde ki gelişigüzel oraya konulmuş paslanmış duş başlığını işaret ediyordu. Gider deliğinin etrafında saçlar ve pislik birikintileri vardı. Yavaş adımlarla kenarda duran masaya gitti ve eşyalarını çekinerek çıkartmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIPRATILMIŞ
Mystery / Thrillerİklim bir idam mahkumu ve ölmüş olması gerekiyordu. -Gözlerimi siyah perdeli ve rutubet kokan bir odada açtığımda ölümün böyle olmaması gerektiğinden başka bir şey yoktu aklımda. Ne demiştik? -Acılar insanın büyümesine neden olur veya yardımcı olur...