1 ;

408 20 94
                                    

Işıklar.

İlk hatırladığım şey ışıklardı.

Hep orada başlıyor gariptir..

Elimi tutuyorsun var gücünle. Koşuyoruz sonra. Nereye olduğunu bilmiyorum. Sen biliyor gibisin ama. Sorgulamadan geliyorum seninle. Birinden değil birşeyden kaçırıyor gibisin beni daha çok.

"Ölüyorum. Bekle ne olur." diye yalvarıyorum nefes nefese kalınca.

"Durursak öleceksin. Duramayız." diyorsun.

"Böyle de farklı olmayacak. İki saniye bekleyemez miyiz?" diyip elimi çekiyorum seninkinden. Mecbur duruyorsun.

"Ölmene izin veremem." diyip tekrar çekiştiriyorsun beni kolumdan.

Nefes nefese gittiğim peşinden, dar bir sokağa giriyoruz sonra. Daracık, iki kişi zor yürüyor. Ve gittikçe daha da daralıyor. Omzum bir sana bi duvara vurunca farkediyoruz kapana kısıldığımızı.

"Olmaz! Olamaz." diyip yaklaşan duvarları yumrukluyorsun bağırarak.

"Dur artık." diyorum. "Tamam geçti..Birşey yok. Bensiz de devam edebilirsin." diye teselli ediyorum seni.

Dolan gözlerini görüyorum peşinden yavaşlamış halde koşarken.

"Dur da son kez sarılayım sana." diyince bütünüyle duruyorsun.

Yüzünü dönmüyorsun ama..Burnunu çektiğini duyuyorum.

"Ağlama. Ağlama da dön yüzünü bana." diye teselli etmek için tek elimi omzuna koyuyorum.

"Ahh.." diyip yumrukladığın duvar sarsılıyor. Gözünde akmasına izin vermediğin yaşların..

Ağlarsan gidemem çocuk. Ağlama. Ağlarsan akan gözyaşında umut ararım. Seninle devam etmeye tek bir parıltı. Sen bana veda et. Veda et ve yoluna devam et..

İçimi okumuş gibi yüzünü dönüyorsun bana. Simsiyah gözlerini gözlerime dikip. Zift karasında iki ton açık. Başparmaklarımla kapatıp, göz kapaklarının üzerinden öpüyorum seni.

"Git." diyorum göz pınarlarına indirdiğim parmaklarımla. Siliyorum ayrılığın habercisi ıslaklığı usulca.

Avuçlarımın arasında buhar olurken suretin, seni birdaha görebilmek için sessiz bir yakarış yolluyorum O'na.

Ve yine ışıklar.

Parlak, beyaz ve bulanık ışıklar.

Gözlerin gibi kapkara gecede yıldız misal.






















Bugün de gitmedim işe. Beklesinler..

Yine geldin en müşkül halimde, en güzel halinle. Sen beynimde raks ederken nasıl görürüm başka yüzleri? Ya seni silerse gördüğüm yeni bir surat? Ya senin yerini alırsa..

İstemiyorum. Sağlıksız..Biliyorum. Ruhsal hastalık, takıntı..Ne dersen de.

Sen gelince, ben gidemiyorum.

Sen aklıma düşünce kilitleniyor dünya. Seni görünce olmayan gerçeklikte, geçmiyor kalp çarpıntım.

İşe de gitmedim, yemekte yiyemedim henüz.

Elle tutulan gerçeklikte varolmanı kaç kere istedim biliyor musun?

Kaç defa seni bir kere olsun cidden tutabilmeyi istedim... Elini tutmayı mesela. Yada gözlerimin üstünde dudaklarını gerçek anlamda hissedebilmeyi.

Dream Catcher | song minoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin