"Bak, işte tam şurada. Görüyor musun? Büyük parlak yıldızların arasında göz kırpıyor sanki tüm endamıyla."
"Gördüğüm kadarıyla sola doğru bir tane var, içlerinden en büyüğü. Ondan bahsediyor olmalısın fikrimce."
"Hayır, o değil, şu çevresine göre zor seçilebilen ufakça yıldız söz ettiğim. gözlerin her zaman en büyükte gördüğüm kadarıyla. Neden ki? Bilirsin en büyük her zaman en özel olmaz."
"Haklısın tabi, ne bileyim, parlak ve hoş; ilgi çekici." ve ekledi, "Ama bir hareketten böylesine bir kanıya varılmaz."
Kız oturmuş olduğu kayanın üzerinden tek çırpıda kalkıp yerdeki yaprakları hışırdatarak çocuğun önünden diğer tarafına geçti,
"Gidelim mi?"
Onaylarcasına kafa salladı bunun karşılığında o da.
İzgi düşük omuzlarıyla yürürken Özkan onu arkasından takip ediyordu. Kız yürüyordu yavaş ritmiyle fakat bir anda durdu, ardına dönmeden ardındakini hisseder gibi yerinde duruyordu. Ve çocuk arkasından yanına geçtiğinde hala yürümüyordu, soran gözlerle bakmaktan başka bir şey yapmadı bir süre. Sonra vazgeçti, ne olacaktı ki. Kollarını bağladı ve gökyüzüne baktı, son zamanlar bunu fazlasıyla yapıyordu.
Titrek bir ses eşlik etti derin düşüncelerine. "Ne yapacağım ben şimdi?" Sakin sesiyle karşılık verdi, "Gözlerini kapat ve olmak istediğin kişiyi, olmak istediğin yeri düşle. Hayallerin var ve önünde uzunca bir yol. Kalbin kırık, canın yanıyor, görüyorum. Görüyorum yahu, bi çıkış yolu bulsam çıkaracağım seni çoktan o delikten. Ama oradan çıkmak için senin çaban da gerekli, biliyor musun bilmiyorum ama güçlü durmak dediğin şey en çok burada işine yarayacak. Hem, aile bağları oldukça önemli olsa da her şey değil ki. Ve belki..."
Elimi kucağımdan kaldırıp işaret parmağımı susmasını söylercesine gösterdim, fazla iyimserdi. Kabul etmek gerekir, ben de fazla karamsar. O anda ne umut etmek, ne acı çekmek istiyordum. Öylece durmak istiyordum, dünya dönecekti ve ben duracaktım.
Elimi indirdim ve gözlerini yarım saniye kadar kapattı, açtığında kahverengi gözlerinde hüzünle beraber umut ışığını görebiliyordum. Kahverengi gözlerine gökyüzü yansımakla kalmamış, hapsolmuştu sanki. O an ona inanmak istedim.O sırada yarım kalan cümlesini tamamladı çocuk, beraberinde uçurum çiçeklerine şahit olanların verdiği gibi bir tepki alması bir olmuştu "Belki aileni bulabiliriz."
![](https://img.wattpad.com/cover/40112095-288-k213145.jpg)