'' bence o kadar da itici hayvanlar değiller . yani böcekler . özellikle o küçük kahverengi kaygan bedenlerinden çıkan uzun siyah antenleri onları sevimli ya- '' Poyraz'ın sözünü kesen şey ayağına attığım tekme olmuştu. şu an gerçekten iğrenç bir durumdaydım. Poyraz 'ın yanıma oturmamasını ummuştum ama maalesef hayatta hiç bir şey umduğum gibi gitmediği için Poyraz yanıma oturmuştu. Sonra ben onu konuşarak sinir etmeye başlamıştım . Yani hızlı hızlı konuşmaya biraz daha devam etseydim herhalde beni camdan fırlatacaktı. aslında ben daha konuşacaktım ama konuşmamı engelleyen şey sıranın kenarında duran böcekti ve benim böceği görmemle birlikte tiksinmiş surat ifadesinin takınmam , hafif hafif kaşınmaya başlamam ardından Poyraz'ın benim böceklerden tiksindiğimi-nefret ettiğimi- anlaması sonuç itibariyle benden intikamını almak için benimle böcekler hakkında konuşmasıydı.
'' eğer bir daha o iğrenç canlılar hakkında konuşursan bu sefer tekmeyi ayağına değil başka bir tarafına yiyeceksin ! '' dedim ses tonumun tehditkar olmasını umarak.
''açıkçası senin böcekten korkmuş tipini gördükten sonra seni pek ciddiye alamıyorum '' dedi ve ufak bir kahkaha attı .
'' bak bu korku değil tamam mı ? yani korkmuyorum tiksiniyorum '' diye kendimi açıklamaya çalıştım ama pek bir yararı olduğu söylenemezdi.
'' tabi tabi eminim öyledir '' deyip benimle dalga geçti. ama sen gül Poyraz bey sen gül ! yani bir insan özellikle sinir bozucu , uyuz ve pislik olmak istese bunun kadar olamazdı . O böceğe de aşk olsun ama sen gel tam benim Poyraz'ı sinir ettiğim zamanda ortaya çık !!
'' Derin çıkışta biriyle görüşecek misin ? '' dedi Poyraz bir anda değişen ses tonu ve yumuşayan yüz ifadesiyle. bu çocukta iyice manyadı ha ,
''sanane lan ? '' diye soruya soruyla karşılık verdim şaşırarak. acaba neden sormuştu ki ? çıkışta seninle buluşacak ondan soruyor diye dalga geçen iç sesimi susturup Poyraz'ın cevabını bekledim.
'' birisiyle görüşeceksen görüşme . karşıdaki insanı kör edersin bu tiple '' dedi ve yine gülmeye başladı.
'' sen Dünya ' ya insanları çıldırtmak için mi geldin ya Allah'ın belası ! '' ikimizde arkamıza yaslanmıştık ben kaşlarımı çatık gözlerim kısılmış bir şekilde onunla konuşurken o alaycı tavrını takınmış alaycı kahkahalarında birini atıyordu.
'' insanları çıldırtmak için Dünya'ya gelmedim. '' diye bir anda ciddileşince normal insan moduna geçti sandım ama '' seni çıldırtmak için dünyaya geldim '' dediğinde normal insan kavramıyla Poyraz'ı birleştirdiğim için kendimden utandım .
'' aslında biliyor musun sende haklısın . sonuçta herkes benim mükemmel bir insanla aynı sırayı paylaşamaz. yani sende benimle aynı sıraya oturunca mükemmelliğimin etkisiyle şoka uğrayıp ne yapacağını şaşırdın '' bu sözleri Poyraz gibi bir malın algılaması uzun süreceğinden bir müddet kendimi zafer kazanmış ilan ettim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESARET OYUNU
Teen Fictionhayatı son derece sıradan olan Derin'in hayatına Poyraz acaba bir renk katabilecek miydi ?? Ya da birden fazla renk :) ----------- ''ya sen neden bana böyle gıcık davranıyorsun ha?? aptal!''çok sinirliydim ama bana bakan kahverengi gözler sinirlen...