Harry Potter Fan Made Stories #1

-1-

MARE GREY

Mare, "Kahvaltı hazır!" sesi ile uyandı. Okula başlamadan önce ki son tatil günüydü. Yarın Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okuluna başlayacaktı. İçinde buruk bir üzüntü vardı. Babası iki yıl önce vefat etmişti. Babası, İtalyan bir safkandı. Annesi ise İngiliz ve Weasley soyundan gelen bir safkandı. Mare, tıpkı diğer Weasley soyundan gelenler gibi turuncu saçlıydı.Aynı zamanda diğer Grey'ler gibi gri gözlüydü.

Bir an önce okula başlamak istiyordu. Aşağıya indi."Bu akşam seni Harry ile Ginny'nin yanına bırakacağım" dedi annesi soğuk bir şekilde. Mare'nin o anda tüm keyfi kaçmıştı.Zaten babası yanında olamayacaktı,annesi şimdi onu teyzesine bırakıyordu.
"Neden ki? Bugün pazar!"
"Çünkü birtanem,yarın erkenden bakanlığa gitmem gerek.Çağırdılar.Emin ol yanımda olmayı çok isterdim.Aynı zamanda bu gece çalışmam lazım.Tüm eşyalarını topladın değil mi?"diye sordu annesi.Annesi,Mare'nin babası öldüğünden beri işkolik bir kadın haline geldi. Annesinin iş arkadaşları onu Mare'den daha çok görüyorlardı. "Evet, Anne." dedi Mare.
~*~
Mare, teyzesinin evine uçuç tozuyla gitmişti. Annesinin hemen gitmesi gerekmişti. Mare, Ginny Potter ve ailesini severdi. Onlara karşı bir siniri yoktu ama sadece birini sevmiyordu hatta duyguları nefrete dayanmıştı. Bu duyguları beslediği kişi aynı yaşta oldukları Albus Severus Potter idi. Albus'unda duyguları pek farklı değildi.

Ginny ve kocası Harry Potter ona sarılıp merhaba dedikten sonra Harry Enişte, Mare'ye"Jamesler yukarıda." dedi sevecenlikle. Mare de başını sallayıp merdivenlere yöneldi.

Üç kardeş Albus'un odasında oturuyorlardı. 'Daha Ron Amcalarda gelmemişti anlaşılan.' Diye düşündü Mare. Albus anneleri duymasın diye sessizce konuşuyordu ama Mare onu kapı eşiğinden duyabiliyordu. İçeri girmek daha istemiyordu. Mare, Albus'un sesini duydu. "Görmüyor musunuz?" diyordu Albus. "Kıza annesi değer vermiyor. İlk ve tek kızı ve çocuğu Hogwarts'a başlıyor. İnsan bir yanında olur." dedi. Lily Luna Potter hemen lafa daldı."Annesi onu seviyor.Ona değerde veriyor. Niye değer vermesin ki?" diyordu tiz sesiyle Lily. Mare, hep Lily'yi sevmişti onu olmayan kız kardeşi gibi görüyordu. James'i de olmayan ağabeyi gibi görüyordu.James'in sesi gelmeye başladı."Ben Lily'ye katılıyorum. Her ne kadar işkolik olsada sonuçta o da bir anne."dedi. Biraz sinirlenmiş gibiydi çünkü Mare'yi savunmak istiyordu ama Albus buna izin vermedi."Sonuçta anne mi? Emin ol ben bir ebeveyn olsaydım Mare gibi bir evlat'a hiç değer vermezdim. Zaten ismi de bir garip. " diye dalga geçti.James artık bu saçmalıklara tahammül edemeyip dışarı çıktı.Sinirden önüne bakmıyor olmalıydı ki Mare'ye çarptı. James "Mare, bekle." demeye çalışsada Mare akşam kalacağı odaya gidip kapısını kitledi. Yatağa uzanıp düşünmeye başladı. Kafasındaki soruları ve babasını düşünerek uykuya daldı.
~*~
King's Cross'a geldiklerinde Mare dalmıştı. Elbette ki her Hogwarts öğrencisi gibi Mare'de Hogwarts'ı düşünüyordu.O kadar dalmıştı ki Ginny Teyze'nin "Görüşürüz, birtanem." demesiyle irkildi. Mare , "Görüşürüz, Ginny Teyze." dedi. Trene binip kompartıman aramaya başladı. Arkasından bir ses duydu. "Bizimle otursana, Mare" diyordu ses. Mare, sesin geldiği yöne döndü. Ses, James'ten başkasına ait değildi. Mare "Yok, sağol" dedi. "İsmim falan garip şimdi batmasın size. Ben boş kompartıman bulurum." dedi. Albus'a göz ucuyla baktı. Albus, üstündeki bordo kazağın rengi gibi kızardı. James açıklama yapmaya çalıştı amaMare çoktan kompartımandan çıkmış, koridorda zafer kazanmış edasıyla yürüyordu.

Fakat bu yürüyüşü çok uzun sürmedi çünkü ciddi anlamda boş yer yoktu. Mecburen dolu bir kompartımana girecekti.İçinden bir sayı tuttu. Sonra da o sayı kadar adım attı. Yedi adım sonra bir kompartımanın önünde durdu. Camdan gizlice baktı. İçeride iki kız vardı. Biri sürekli konuşuyordu. Diğer gözlüklü kız ise kitap okuyordu ve öbür kıza geçiştirmelik cevaplar veriyordu.Mare içeri girdi ve "Merhaba, burada kalabilir miyim? Kuzenlerimle oturmak istemiyorum." dedi.