-3-

156 12 5
                                    

Mare Grey

   Mare'nin kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Büyük Salon'daydılar. Salon'a eski püskü, her tarafı yamalı bir şapka getirmişlerdi. Profesör Longbottom elinde ki listeyi alfabetik bir şekilde okuyordu. Mare, bu Şapkayı Elektra'nın anlatımlarından hatırlıyordu. O sırada Mare yandan Elektra'ya baktı. Elektra en çok yukarı bakıyordu. Tavanı çok merak ettiğini trende söylemişti zaten.

   Yavaş yavaş sıra 'B' harfine geliyordu. Sonunda "Brown,Andrew." ismi okundu.O an o kompartımanda olanlar heyecanla beklemeye başladılar. Andrew, yavaş ama kendinden emin bir şekilde Seçmen Şapkaya doğru yürüdü. Şapka, Andrew'in kafasına konduktan on saniye sonra"Gryffindor!" diye bağırdı. Gryffindor masasındakiler alkışlamaya başladı ve Andrew Seçmen Şapkayı Profesör'e verdikten sonra Gryffindor masasında ki yerini aldı.

   Profesör Longbottom listeyi okumaya devem etti. "Brown, Amdy." dedi. Amdy, hemen tabureye oturdu ve Şapka kafasına takıldı. Yaklaşık otuz saniye geçti. Sonrasında Şapka'nın "Slytherin!" sesi bütün odayı doldurdu. Mare, artık korkmaya başlamıştı. Ya hepsi farklı binalara giderlerse? Yavaşça Lissandra ve Elektra'ya baktı. Onlarda, onun aklından geçenleri anlamış olmalılar ki onlarında yüzü hüzünle kaplıydı.

Profesör, "Crabbe, Isabella." ismini okuduktan sonra siyah saçlı,kendini beğenmiş, siyah gözlü ama kendimi beğenmişliği kadar şişman bir birinci sınıf şapkaya ilerledi. Şapka, otuz saniye sonra "Slytherin." dediği sırada kız çoktan Slytherin masasına ilerlemişti ve Mare'nin oturduğu ucun en uzak kısmına oturup sırıtmaya başladı.

   Bir anda Profesör Longbottom'ın sesiyle bütün salon irkildi. Öğretmenler onun gözüne bakıyordu. Babasının ailesinden geçen göz rengine. Mare'nin babasının bütün ailesi O'nun müritiydi. Babası Grey'lerde Ölüm Yiyen olmayan tek kişiydi. Tabii, artık babasının ailesi ya ölmüş ya Azkaban'a atılmış ya da Harry Enişte tarafından aranıyordu ve orada ki çoğu öğretmenlerin bir çoğu Hogwarts Savaşına bizzat katılmıştı. Mare, bu sessiz suçlamalara kırıldığını belli etmeden çaresizce Şapkaya doğru yürüdü. Tabureye oturdu ve Şapka, kafasına takıldı. İki dakika boyunca Şapka'nın sesi zihninde yanklıandı. "Hmm..." diyordu Şapka. " Açıksözlülük hatta en belirgin özellik. Cesur, bu da şüphe götürmez bir gerçek. Bütün baba tarafı Slytherin'de. Evet, babanı hatırlıyorum o da biraz korkuyordu." Mare, babasının adını duyunca ürperdi. " Sen nereyi istiyorsun?" dedi Şapka. Mare, düşündü. Gelirken hep içinden iki bina ismi geçiyordu.Şapka elbette bu iki binayı biliyordu. Şapka yine "Hmm..." dedi ve "Bir taraf ağır basıyor." dedi. Tam o anda Şapka "Slytherin!" diye bağırdı. Bütün öğretmenler bunu beklermiş gibi Mare'ye bakıyorlardı. Mare yavaş adımlarla onlara yeni katıldığı için alkışlayan Slytherin masasında Amdy'nin karşısına oturdu. Mare, oturur oturmaz Amdy'ye "Hepimiz farklı binalara gideceğiz!" diye isyan etti. Amdy mutlu olmaya çalışsada o da üzgünlüğünü belli ediyordu. "Boşver, en azından biz aynı binadayız ama Andrew'in Gryffindor'a seçilmesi kötü oldu. Ailem biraz kızabilir." diyerek karşılık verdi. Mare şaşırmıştı. Galiba Slytherin hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Merakla "Ne var ki bunda?" dedi. "Çok saçma." Amdy, o anki üzüntüsüne üzüntü katarak " Orası öyle ama olsun. Ailem yine de istemezdi." Mare, onu rahatlatmak istercesine "Umursama onları. Ailemizi umursasaydık..." diyerek elini salladı Mare.

   Daha sonra oturup birlikte sıranın Elektra'ya gelmesini beklediler. Tam o sırada "Malfoy, Scorpius." ismi okundu. Mare, hemen kafasını Malfoyların son varisine dikti. Scorpius'un dedesi Lucius Malfoy, Mare'nin babasının yani Mr. Grey'in vaftiz babasıydı. Mare'nin dedesi ise Mr. Malfoy'un vaftiz babasıydı. Gelenek devam etti. Mr. Grey, Scorpius 'un vaftiz babasıydı. Mr. Malfoy'da,Mare'nin vaftiz babasıydı. Fakat Mare'nin annesi, Mare'nin babasının ölümünden sonra onu hiç Mr. Malfoy ile görüştürmemişti. Mare bunun nedenini bilmiyordu. Mr. Malfoy onu görmek için çok uğraşmıştı fakat annesi buna izin vermemişti. Şapka, Scorpius'un kafasına geçer geçmez "Slytherin!" diye bağırdı. Aynı yirmi altı yıl önce orada oturan genç Malfoy gibiydi fakat onda o çocukla arasında bir şey farklıydı. Scorpius, iyi bir çocukluk geçirmişti. Onun şansı vardı.

   Mare'nin elleri alkışlamaktan harap olmuş haldeydiler. Scorpius, Mare'yi fark edip yanına oturdu. Mare, kendini tutamayıp " Scorpius!" diye bağırıp sarı saçlı çocuğa sarıldı. Sarı saçlı çocuk bir saniye şok geçirdikten sonra o da Mare'ye sarıldı. "Nasılsın?" dedi. "Boyun hiç değişmemiş." Mare, bunu duyduktan sonra onunla arasında oldukça boy farkı olan çocuğun omzuna geçirdi. Mare, kısa boylu ufak tefek bir kızdı. Hatta belki de aşırı ufak tefekti. Çoğu özelliği Weasley davranışıydı hatta George -ve anlatılanlara göre Fred- Amcasına çok benziyordu. Fakat yaşına göre aşırı kısaydı.

   "Pond,Elektra" ismi okunurken Mare tırnaklarını kemiriyordu. Sadece gergin olduğunda tırnaklarını kemirirdi. Hem Elektra'nın nereye gideceğini merak ediyordu hem de Amdy ile  üç knutuna iddia'ya girmişti. İddia ise şuydu: Mare, Elektra'nın Ravenclaw'a gideceğini söylemişti. Amdy buna karşı çıkmıştı ve Elektra'nın Ravenclaw harici bir binaya gideceğini savunmuştu.

   Elektra, Şapka'ya dikkatli adımlarla yürüdü. Sanki Efsanevi Sakarlığı'nın devreye girmesinden korkuyor gibiydi. Elektra, kompartımanda bundan bahsetmişti. Tabureye oturdu ve Şapka kafasına takıldı.

   Dört buçuk dakika geçmişti.Büyük Salon'da normal seçimlerde konuşan insanlar pürdikkat Elektra'nın Şapka ile birlikte olan konuşmalarını merak ediyordular. Aradan otuz saniye daha geçti. Amdy, Mare ile Scorpius'a döndü. "Bu ne demek?" diye sordu. "Neden bu kadar uzun sürdü?" Scorpius şaşırdı. "Bu kızı tanıyor musunuz?" diye sordu. O sırada Şapka hâlâ konuşmamıştı. Mare, başını aşağı yukarı oynattı." Evet, kompartıman kalmamıştı ben de onun olduğu kompartımana oturdum. Andrew ile Amdy geldi sonra. Benden çok hoşlanmış gibi durmuyordu. Ama neden sordun ki?" diye de ekledi Mare. Scorpius "Bu kız, yani Elektra bir Şapka Kitleyen." dedi. Amdy şaşırarak "Bir ne?" Scorpius, nasıl bir safkan cadı diğerinin ise safkan bir aileden gelen bir melez olduğuna göz devirdi ve "Şapka Kitleyen her yüzyılda en fazla iki tane çıkar. Daha fazla çıkmaz." dedi ve ekledi. "Şapka Kitleyenler, Seçmen Şapka'nın beş dakika'dan fazla düşünmesine neden olurlar. Yani Şapka onları nereye koyacağını bilemez.

   Toplam da yedi dakikanın sonunda Seçmen Şapka bağırdı. "Gryffindor!" Gryffindor masası ayıldıkları zaman alkışlamaya başladılar. Elektra, yüzündeki gergin ifadeyi bir kenara atıp Gryffindor masasına ilerledi ve onunla konuşmak isteyen insanlara göz devirdi.

Elektra, yerine tam yerleştikten sonra "Potter , Albus." ismi okundu. Albus Potter, her ne kadar Mare'ye kötüyse diğerlerine karşı iyi biriydi. Korkuyla Seçmen Şapka'ya doğru yürüdü. Bir anda hepsinin yüzü sıcak bir gülümsemeyle aydınlandı. Bazılarının bizzat gördüğü Seçilmiş Kişi'nin oğlu. Şapka, üç dakika sonra "Slytherin!" diye bağırdı. Bütün Salon şaşkınlıkla Küçük Potter'a baktı. Albus, onların hepsinden şaşırmıştı ki Şapka kafasından çıktıktan üç saniye boyunca kıpırdayamamıştı.

Mare, inanamamıştı. Ondan nefret eden kuzeniyle aynı binada yedi yıl geçirecekti. Zaten kuzeni olması yetmezmiş gibi. Mare, kızgınlıktan kıpkırmızı olduğunu hissetti. Amdy "Mare, iyi misin?" diye sorana kadar ne kadar zaman geçti bilmiyordu.Ama Albus o sırada Mare'nin yanına gelip "Selam kuzin." dediği sırada morardığına yemin edebilirdi. Mare, tam cevap verecekken Albus'un gittiğini fark etmemişti.

"Storm, Lissandra" ismi okurken Mare bir anda tüm ilgisini Lissandra'ya verdi. Şapka, Lissandra'nın kafasına takıldıktan sonra "Hufflepuff!" diye bağırdı. Lissandra, koşarak Hufflepuff masasına gitti.

Biraz zaman geçtikten sonra "Vincent, Amelie." ismi okundu. Kız, heyecanla Seçmen Şapka'ya gitti. Sanki nereye gideceği pek de önemli değildi. Şapka, kızın kafasına konuldu ve kırk saniye geçtikten sonra Şapka "Gryffindor." dedi.

Sıra Mare'nin başka yaşıt kuzenine geldi. Profesör, yine adı gibi iyi bildiği kişilerin başka bir çocuklarını okudu. "Weasley, Rose." kırmızı saçlı Hermione Garnger ve Ron Weasley'nin kızları on bir yaşındaki kız Şapka'ya doğru yürüdü. Mare, sanki Şapka'nın dedikleri Rose'un değil kendi zihninde yankılanıyormuş gibi hissetti. "Hah, yine bir Weasley..."diyordu Şapka resmen.

Aradan on saniye geçti ve Şapka "Gryffindor!" dedi. Rose, aynı Elektra gibi Gryffindor masasına gitti ve Elektra'nın yanına oturdu cüppesinin cebinden bir el kitabı çıkardı ve okumaya başladı aynı Elektra gibi.

   Şölen bitmişti. Profesör McGonagall "Sınıf Başkanları, binanızı yatakhane'ye götürün." dedikten sonra her bina ayağı kalkıp Büyük Salon'dan çıktı.

Harry Potter Fan Made Stories #1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin