3.BÖLÜM

67 5 1
                                    

Ahmet gittikten sonra gözyaşlarını tutamaz oldum. Bu kadarı çok fazlaydı. Yapmam gerekenler vardı. Alınması gereken intikamlar. ve hiç birini nasıl yapacağımı bilmiyordum. Babamın koltuğu artık benimdi. Evet yaptıkları doğru değildi ama bana ve aileme yapılanlarında karşılıksız kalmasını izin vermeyecektim. Emre bu yaptığının bedelini en ağır şekilde ödeyecekti. Aklıma gelen bir fikirle Ahmet'in az önce masaya bıraktığı kartını alıp numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı.

"Ahmet Emre bu akşam bir yere gidecek mi bunu öğrenebilir misin?"

"Elimden geleni yapacağım efendim."

Telefonu kapatıp gözyaşlarımı sildim. Herkes yaşattığının bedelini ödeyecekti. Üzülmeye vakit yoktu. Hızla yukarı odama çıktım. İntikamımı almak için ilk yapmam gereken iyi bir kostüm seçmekti. Dolabımı karıştırıp içinden beyaz uzun kollu mini yırtmaç detaylı elbisemi çıkarttım. Bu yeterince iyiydi üzerimi giyip saçlarımı açık bırakmış beyaz tüy detaylı küpemi taktıktan sonra gece için hazırdım. Ahmet arayıp Emre'nin bara gideceğini söylediğinde Ahmet'e planımı anlatmıştım. Vakit geldiğinde Ahmet'in kullandığı beyaz spor araba ile bara geldik. İçerisi yoğun bir sigara dumanıyla kaplıydı. Boya küpüne düşmüş mini etekli ve şimdiden sarhoş oolmuş ter içindeki et yığınını aşıp barın önündeki sandalyelerden birine oturdum. Kısa süre sonra Ahmet de arabayı bir yere koymuş aramızda bir sandalye boşluk bırakarak bara gelmişti. Ahmet'e yandan bakıp işaretini bekledim. kafasıyla Emre'nin oturduğu koltukları gösterdi. Kafamı işaret ettiği yöne çevirince siyah koltuklarda rahat bir şekilde oturmuş iki yanında da boya küpleri olan bir adet Emre ile karşılaşmıştım. Rahattı. Gülüyordu. Eğleniyordu. Kahverengi saçları sol tarafına dağınık şekilde yatırılmıştı. Açık yeşil gözleri etrafa bakıyordu. Kasları giydiği siyah gömlekten bile belli oluyordu. Ailemi mahveden adam karşımda oturmuş eğleniyordu. Sinirle önüme döndüm ve bir bardak soğuk su istedim. İçki içmezdim. İçkinin kötülükten başka bir şey getirmediğini bildirdim. Ahmet de tekrar göz göze geldim. Gözlerinden sakin olmam gerektiğini anladım. Herkes cezasını çekecekti. Derin bir nefes alıp sakinleşerek önüme döndüm. Artık beklemekten başka yapacak bir şeyim yoktu. Babam gözümün önüne geldi. En son sabah evden çıkarken görmüştüm. Okula gitmeden önce boynuna sarılıp yanağından öpmüştüm. Babamı son görüşüm olduğunu bilseydim hiç gitmezdim yanından. Gitmesem de dayanamazdım ki. Kim babasının gideceğini bilip de onu bırakabilir. Ne kadardır düşüncelere daldığımı bilmiyordum ama telefonumun çalmasıyla kendime geldim. Ekrana bakınca Ahmet'in aradığını gördüm ve işaretin verildiğini anladım Emre'nin olduğu yere bakınca yanındaki boya küpü ile ayaklandığını gördüm. Evet operasyonun başlama zamanı gelmişti. Hızlıca önüme dönüp Emre'nin çıkışa doğru gitmesini bekledim. Emre arkamdan geçince ben de kalktım ve Ahmet'e başımı salladım Emre'nin arkasından çıkışa kadar yürüdüm. Sokağa çıkıp arabaların olduğu yere doğru ilerlerken insanların az olduğu bir yerde arkamdan birinin beni duvara sıkıştırması ile çığlığı bastım.

"Bıraaaakk... bırak.... beni...!"

Durmadan bağırıyor bir yandan da çırpınıyordum. Önümdeki adam geriye doğru çekildi ve şiddetle gelen yumruk darbesiyle yere serildi. Ağlamaklı gözlerle karşımdaki Emre'ye bakıp boynuna atıldım.

" Teşekkür ederim... çok... çok teşekkür ederim."

Bir yandan ağlıyor bir yandan da beni kurtardığı için Emre'ye teşekkür ediyordum. Geri çekildiğimde sendeledim ve başımı tutup kendimi Emre'nin kollarına bıraktım. Yere düşmeden sessiz bir küfürle tutmuştu beni. Kucağına aldı ve yürümeye başladı. Bir arabanın kilit sesini duydum sonra da rahat bir koltuğa oturtulup kemerimin bağlanmasını bekledim. Kapı kapanınca gözüm azıcık açıp Emre'nin arabanın önünden geçmesini izledim. Arabanın kapısı açılınca hemen gözümü tekrar kapattım. Bir kemer sesi daha duyduktan sonra araba çalıştı. Sessizlik içinde ilerlerken mırıldanmaya başladım.

" bı..bırak bırak... beni yar... yar... dım.. dım... yardım edin."

Kısa süre sonra araba durmuş ve kapım açılıp yine Emre'nin kucağında dışarı çıkarılmıştım. Bir kapı sesi daha duydum ve ardından bir kızın sesini

"Hoş geldiniz Emre Bey."

Bu sesle Emir'in evine geldiğimi anladım. Operasyon kusursuz işliyordu. Çıkılan merdivenlerin ardından önce bir kapı sesi duydum ardından yumuşak bir yatağa yatırıldım. Sonra tekrar kapı sesini duyunca gözlerimi kısarak etrafa baktım. Odada kimse yoktu geniş ve lacivertlerin hakim olduğu bir odaydı. Kafamın dönük olduğu duvar boydan boya camla kaplıydı gecenin ışıkları göz kırpıyordu. Diğer duvarlar krem rengiydi ama lacivert tablolarla süslenmişti. Odanın diğer tarafında küçük bir balkon duvara dayalı siyah bir koltuk ve yan yana iki kapı daha vardı. Gelen ayak seslerini duyunca başımı eski haline getirip gözlerimi kapadım. Kapı tekrar açıldı ve içeri biri girdi. Işıkların söndüğünü hissettim sonra üzerine örtülen bir örtü ve ardından yanımda birinin ağırlığıyla gözlerimi kocaman açtım.

Evet arkadaşlar umarım bölümü beğenirsiniz. Hikayemiz yeni olduğu için bu kadar az okurumuz olduğunu düşünüyorum. Eğer hikaye kötü gidiyorsa lütfen bunu bana söyleyin.

Medyada Erva'nın giydiği elbise var...
İyi okumalar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ERVA 'kötü adam'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin