2/5

2.7K 364 1.1K
                                    

Harry ve Louis yaklaşık 20 dakikadır çöplüğün üzerinde uzanıyorlardı. Louis'nin telefonu çalmaya başlayınca ortamdaki sessizlik dağıldı. Harry'nin meraklı bakışları arasında aramayı cevapladı Louis. "Tekne geliyor. Kıvırcıkla beraber tekneye binin."

Louis telefon yüzüne kapanınca Harry'e döndü. "O muydu?" diye sordu Harry. Louis başını salladı. "Sana kıvırcık dedi" Harry kıkırdadı. "Bunu söyleyen ilk kişi değil. Bilirsin ya, kıvırcığım filan?" dediğinde Louis de güldü. "Kıvırcık yerine kullanabileceğim bir adın var mı?" Beraber kahkaha atarlarken Harry elini uzattı. "Harry." Louis onun elini tutarak "Louis." dedi. Ellerinin temasını kesen ilk kişi Harry oldu.

Louis kendilerine yaklaşan tekneyi görünce ayağa kalktı. "Buna binmemiz gerekiyor." Harry Louis'nin hareketlerini tekrarlayarak ayağa kalktı. "Tekneye biner binmez, kaptan köşküne gireceğiz ve içerideki adamı sorgulayacağız, tamam mı?" diye fısıldadı Louis. Harry başını sallayarak ona itaat etti. Lüks tekne iyice çöplüğe yaklaşınca durdu. Louis alışkın olduğu için rahatlıkla tekneye bindi. Sonra elini uzattı ve Harry'nin de binmesine yardım etti. Onlar biner binmez tekne çalışmaya başladı. İkisi de sessizce kaptan köşküne yaklaştılar. Louis işe heyecan katmak için kapıyı tekmeleyerek açınca Harry kıkırdadı.

Kaptan köşkü boştu. Boş. Tekneyi kimse kullanmıyordu ama tekne çalışıyordu. "Bu da ne sikim böyle?" dedi Louis. Harry ellerini iki yana açarak 'bilmiyorum' işareti yapmakla yetindi. Louis, telefonu tekrar çalınca geciktirmeden yanıtladı ve hoparlörü açtı. "Tekne bizim yönetimimiz altında, korkulacak bir şey yok. Teknede size hazırlanmış bir sofra var. İkramım olsun. 10 dakika içerisinde limana varacaksınız. 152 kuzey karayoluna doğru yürüyün." dedi adam ve her zamanki gibi telefon kapandı. Harry Louis'ye baktı. Louis omuz silkip kaptan köşkünden çıkınca Harry de onun arkasından gitti.

İki kişilik sofranın başına oturduklarında Harry güldü. "Belki de bizi zehirlemeye çalışıyorlardır?" dedi. Louis de ona katılarak güldü. "Bizi bir vinçle FBI'dan kaçırdılar, çöplüğe atlamamıza sebep oldular, tekne kaptansız çalışıyor... Yani bizi öldürmek istiyorlarsa muhtemelen yemeğe zehir dökmekten daha yaratıcı olacaklardır." diyerek Harry'i daha çok güldürdü.

Sessiz geçen bir yemek faslının ardından tekne durdu. İki erkek sessizce ayağa kalktılar ve tekneden indiler. Tekne tekrar çalışmaya başlamıştı ama bu artık onları ilgilendirmiyordu. Louis yolu bildiğini söylediği için Harry birkaç adım gerisinden onu takip ediyordu.

Büyük bir patlama sesi duyunca arkalarına döndüler. Harry küçük bir çığlık attı. Az önce binmiş oldukları tekne alevler içindeydi. "Vay canına" dedi Louis gülerek ve Harry'e döndü. Harry'nin de gülmesini filan bekliyordu ama o, yüzü bembeyaz olmuş şaşkınca yanan tekneye bakıyordu. "Bu tür şeylerden rahatsız oluyorsun, değil mi kıvırcık?" diye sordu. Harry başını salladı. Çok duygusaldı ve çabuk etkilenirdi. "İçinde kimse yoktu, panik yapılacak bir şey yok." dedi Louis ve tekrar yürümeye başladı. Ama anlamıyordu, az önce içinde bulunmuş olmaları bile Harry'nin etkilenmesi için yeterliydi.

Uzun süreli bir yürüyüşten sonra Harry durdu. "Yoruldum." dedi ve boş yolun ortasına oturdu. Louis ona döndü. "Gerçekten erkek olduğundan emin misin? Sabahtan beri kız gibi davranıyorsun da." diye sordu sinirle. Böyle şeylere gelemezdi. "İstersen kanıtlayabilirim." deyip güldü Harry. Sonra oturuyor olduğu yola uzandı. Güneş tam tepedeydi. Etrafta tek tük evler dışında bir şey yoktu.

Louis "Harry, araba gelecek. Kalkar mısın yoldan?" diye sordu bıkkınlıkla. Kendini 5 yaşında bir çocuğa bakıcılık yapıyor gibi hissediyordu. Harry hayır anlamında bir ses çıkarınca daha çok sinirlendi. "Ne var biliyor musun? Daha fazla sana katlanamayacağım. Çocuksu tavırların beni yormaktan başka işe yaramıyor. Sen öl, ben de kardeşimi bulayım." dedi ve dönüp yürümeye devam etti. Ama saniyeler sonra arkasında araba fren sesi duydu.

DO WHAT I SAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin