5/5

2.8K 392 1.2K
                                    

Louis etrafındaki insanları ittire ittire ilerledi. İşler çok hızlı gelişmişti. Ed'in söylediklerinden sonra Niall başkana yapılacak suikastin saatler sonra gerçekleşecek olan basın toplantısında olacağını düşünmüştü. Bu yüzden hepsi birlikte basın  toplantısının olacağı büyük salona girmiş, salonun dört bir yanına dağılarak başkanı korumaya and içmişlerdi.

Başta Harry Louis'nin yanındaydı, ama sonra Louis tuvalete gitmişti ve geri döndüğünde her nereye baktıysa kıvırcığı bulamamıştı.Gözleri her yerde Harry'i arıyordu. Endişelenmekten ciğerleri solmuştu, şuan başkan zerre umrunda değildi.

Kalabalık salondan çıkıp boş koridorda yürümeye devam etti. "Ben hayatımda bu kıvırcık kadar yorucu bir insan tanımadım." diye söylendi kendi kendine. Ne olurdu normal bir insan gibi söylenilenleri dinleseydi? Ağır ağır yürürken bir yandan da karşıdan gelen ayak seslerine odaklandı. Belki içlerinde Harry de vardı, adımlarını hızlandırarak hedefine yürüdü.

Aniden bir el onu tutup çekince çığlık atmak istedi ama onu tutan kişi ağzını da kapatmıştı. Louis biraz sakinleşip gözlerini açınca, karşısındakinin Harry olduğunu gördü. Koridorda küçücük bir çıkıntı vardı, şimdi ikisi de oradaydı. Harry gülerek elini ağzından çekti. "Hey!" dedi Louis. "10 dakikadır seni arıyorum."

"Biliyorum." diye fısıldadı Harry. "Özür dilerim ama birilerinin konuşmasına şahit oldum ve onları takip ettim." Louis sinirle kaşlarını çattı. "Neden beni beklemedin? Ya sana bir şey olsaydı?"

Harry tekrar gülmek istedi ama Louis'ye bu kadar yakın olmanın verdiği sıcaklık onun duraksamasına sebep oldu. Aklına uçakta ona sarılarak uyuması geldi. İlk defa ilaçlarını kullanmadan sakinleşmişti. Küçücük bir adamın ona bu kadar iyi geleceğini nerden bilebilirdi ki? Başını yavaşça Louis'nin omzuna koydu. Konuşmak filan istemiyordu. Sadece orada öylece yatmak istiyordu.

Louis aniden kollarını Harry'e sardığında, Harry hayatında hiç olmadığı kadar huzurlu hissetti. Tüm bu kargaşanın içinde hala kafayı yemediyse, bu Louis sayesindeydi.

"Hadi, şu takip ettiğin adamları bulalım. Buna sonra devam ederiz." dedi Louis gülerek. Harry yavaşça geri çekildi. "Biliyor musun bazen bizi buna bulaştırdığı için Niall'ı püre yapmak istiyorum" diye söylendi. Louis gülümsedi. "Deme öyle, o olmasaydı birbirimizi nasıl bulacaktık?"

Aniden kendilerine çevrilen silahla ikisi de olduğu yerde dondu kaldı. Başlarını yavaş yavaş silahı tutan kişiye çevirdiler. Maskeli adam maskesini çıkardığında, bunun Niall olduğunu fark ettiler. "Bakın benim aşk böceklerim" dedi Niall neşeyle. "Sizi en çok ben shipliyorum ama şuan önemli bir görev üzerindeyiz."
Harry ve Louis güldü. Niall fazla eğlenceli biriydi, bazen onun bir gizli serviste başkan yardımcısı olduğunu bilmek insanı çok şaşırtıyordu.

Niall'ın arkasında bir adam belirdi. Niall daha ne olduğunu anlayamadan burnuna tutulan eterli gazlı bez sayesinde yere yığıldı. Adam Niall'ın elindeki silahı Louis ve Harry'e doğrulttu. "Sessizce önümden yürüyün"

Adam yanında Niall'ı da sürükleyerek bir odaya girdi. Harry ve Louis de onunla beraber girmek zorunda kalmıştı. Adam içeri girince kapıyı kilitledi ve diğer adamlara rehinelerini bağlamaları için emir verdi.

"Harika" dedi Louis. "Bütün günü burada ölüm korkusu yaşarak geçireceğiz. Tam da hayal ettiğim haftasonu! Sik kafalılar." Harry Louis'ye döndü. "Sakin ol, Lou." Louis derin bir nefes aldı. Adam Harry ve Louis'nin önüne bir sandalye çekip oturdu. İkisini biraz inceledi ve öfkeyle gülümsedi.

"Babalarınıza benziyorsunuz." dedi ve sesli bir şekilde güldü. "Sadece yüzleriniz değil huylarınız da benziyor. Austin öfkesini gizlemezdi. Sinirlendiği zaman küfreder etrafa saldırırdı. Matt ise hep onu sakinleştirmeye çalışan taraf olurdu. Tek fark, Austin Matt'i dinlemezdi, ama sen şu kıvırcığın tek cümlesiyle yırtıcı kaplandan ev kedisine dönüşüyorsun." Louis sıkıca bağlandığı sandalyede ayağa kalkmaya çalıştı. "Senin ağzını yüzünü si-" Harry tekrar Louis'ye dönünce Louis sustu. "Uğraşma şununla" dedi Harry. Adam buna kahkahayla güldü. "İzin verin tahmin edeyim, ikinizi Niall tanıştırdı. Siz de şimdi birbirinize aşık filan oldunuz."

DO WHAT I SAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin