BÖLÜM 2

20 3 1
                                    

Hayat nedir?belki hayat insanın vicdanıdır. Vicdan mahkemesidir. Her sabah güne gözlerinizi açtığınızda umudunuz yoksa hayat bir hiçtir. Ömür sessizliktir. Hayatım boyunca sessizliği hiç sevmezdim. Sessizlik bana korkunç gelirdi. Belki sessizliğin bana anlatmak istediklerine kulak tıkadığım içindir. Şimdi hiç istemeyeceğim kadar sessizlikteyim ve işin garip tarafı sessizlik beni rahatlatıyor ve içine çekiyor.

  
          O olaydan bu yana iki hafta geçti. Kimseyle görüşmedim sadece olaydan bir gün sonra polis karakoluna gittim ve olayı çözdüm. Görevliyle olayın sadece ikimizin arasında kalmasına dair büyük bir anlaşma yaptim. Karakoldan dönerken o doktorlara rastladım. Hepsi bana deli gözüyle bakıyorlardı yani haksız da sayılmazlar . İşin garip tarafı o doktor aralarında yoktu. Yani vardı ama benzemiyordu. Aynı beş kişilerdi ama benim gordugum kisiyle alakaları yoktu. Yani nasıl olur inanmıyorum. Aklımı oynaticam. O oradaydı. Ama şimdi yok . Acaba rüya felan mı gordum. En iyisi şimdi rahat bir uyku çekmek.

  
******

    Sabah o güzel uykumdan kapının sesiyle uyandım. Aslında bir kaç kez göz ardı ettim ama kapı ısrarla çalınınca uykum kaçtı . Ama ben o kapidakine gosteririm gününü kim benim tatlı uykumun ortasında kapı çalmaya cürret eder.

   Hızlıca terliklerimi giymemle kapıyı açmam bir oldu ve ardından tabi " ne oldu?" Diye bağırmam

" Ne oldu?"

Karsimdaki oğlan afallamış bir şekilde bana bakınca gülmem gelse de oğlanı tanimamla somurtmaya başladım.

"Şey kusura bakmayın rahatsız ettiysem ben can " dedi ve elini uzattı

Elini tutup tutmamak arasında kalırken elini tekrar sallayınca bende nezaketen tutmak zorunda kaldım

" Evet bir sorun mu var inşallah beni uykumdan uyandıracak kadar önemlidir" dedim

Can önce yüzüme baktı sonra üstüme bakınca hafif gulumsedi ben önce gülümsemenin nedenini merak ederken üstüme bakınca anladım. Geceliklerle dışarı çıktığımı anladım

" Konunuz önemliyse ben ustumu değiştireyim sonra cikayim"dedim sonuçta daha fazla rezil olmanın lüzumu yok.

"Ben sizi bekliyorum o zaman"

Ben bu oğlan çocuğuna çok sinir oldum. Yani neden beni rahatsız edio ki kapıyı yüzüne carptigimdan anlamıştır inşallah sinir olduğumu

**

Aradan yarım saat geçti . Ben giyindim ama yinede belki gider diye içeriden çıkmıyorum. Ama Can oğlan israrla kapının önünde beni bekliyor. Yani ne söyleyecek diye meraktan catlamiyor değilim.

Dışarı çıktığımda kapı sesinden dolayı can oğlan bana yüzünü döndü.

Ben uzatmadan konuya girdim
"Buyrun neden buraya geldiniz. Derdinizi hızlı anlatırsınız sevinirim önemli bir işim var."

Can oğlan hafif gulumsedi ve konuşmaya başladı " eminim çok önemli bir işiniz vardır bu köy yerinde" lafını bitirince tekrar bıyık altından gülmeye basladi.  Haspam ben senin yanına bu lafı birakirmiyim.

" İsimin olmaması sizinle uzun uzun konuşacağım anlamına gelmez. Hem emin olun ki sizinle konuşmaktan daha lüzumlu işlerim vardır "

Can oğlan gülümsemesini daha da genişletti ve konuşmaya başladı.
" Sakin ol şampiyon hemen parlama"

Bu can oğlan benim sinirimi bozmaktan başka bir işe yaramıyor bu benden de deli. haddini bildirmem lazım

" Can bey size birşey söyleyimmi ? Hani şampiyon dediniz ya bir şampiyonadan daha tehlikeli ne vardır biliomusunuz? Cevap vermeniz gerek yok ben cevap vereyim deli bir sampiyon ve ben deliyim"

Önce biraz tirsmis gözlerle baktı ama tekrar sırıttı. hafif bana yaklaştı ve konuşmaya başladı.
" Sen deli değilsin"
 

Bu çocuk iyice benim sinirimi bozdu
" Yani bu köydeki 200 kişi Bana deli diyorlar onların hepsi bilmiyor sen biliyorsun. Bak sana deli olup olmadığımı gostereyim"

Lafimi bitirir bitirmez bagirmaya başladım hemde sesinin çıktığı kadar
Can kulaklarını kapattı . Ve geri geri gitti. Tabi geveze kaçarken bile konuşuyordu

" Şehrazat hanim şimdi gidiyorum ama tekrar gelicem . ......  sesinin kaç oktav olduğunu mu ölçtürüyorsun............. kızım deli misin bağırma "
Bu lafları söyledikten sonra adımlarını daha da hızlandırdı. bende bu sefer arkasından evet deliyim diye bagirmaya başladım
Evet deliyi. Hemde deli şehrazat


****

Elime defterimi aldım ve tekrar yazmaya başladım. Bu sefer kendime yazdım. Aci acı yazdım. Bana ne olacaktı . Sonum ne olacaktı. Hep böyle deli diye mi devam edecektim. Aslında kabul etmesem de ben gerçekten deliriyordum. Yani olmayan bir insanı gordum. Acınacak bir haldeyim. Annemgil aradı. Artık vazgeçilmez gel yanımıza diyorlar. Özlemişler beni ama yapamam ben hayatima devam edemem . Onlar hiçbir şeyi bilmiyorlar. Aslında bende bilmiyorum. Yani ne olduğunu herneyse ben bu dört duvar arasında deliriyorum. Hem aciktimda gidip birşeyler yiyeyim

****

Yemeğimi yiyip biraz uyuduktan sonra biraz yurumeye karar verdim. Anahtarımı alıp yavaş yavaş köye doğru adımladım. Yanından geçen iki kişi benim hakkımda konuştuklarını duyunca kahkahalar guldum . Yaşlı adam genç olana diyordu ki yazık kendini avukat zannediyor. Bu kıza çok yazık . Genç olanda diyor ki aman aman boşver kınama

İnsanlar ne kadar dedikoducu
Daha da köyün merkezine girdiğimde selim i gördüm oda bizim köyün diğer delisi ama çok iyi hemen gidip yanına oturdum konuşmaya başladım

"Selim nasılsın?"

"  İyiyim şehrazat sen nasılsın?"
Bu çocuk çok akıllı buna neden deli diyorlar hiç anlamıyorum.

" bende iyiyim ne var ne yok?"

" Şehrazat ben senin savcı olduğuna inanıyorum. Sonuçta bizim köyün insanları hep insanlara damga yapıştırırlar . Neden niçin böyle olduklarını araştırmazlar."

Çok hakliydi .kim bilir selime niçin deli demislerdir
" Selim sana niye deli diyorlar?"

Hafifçe kafasını yukarı kaldırdı. Derin bir nefes çekti sanki son nefesini içine çekiyor gibiydi. Bana baktı.gozleri dolmuştu selimin sonra tekrar kafasını yukarı kaldırdı. Elini gökyüzüne doğrulttu ve konuşmaya başladı

." Benim hikayem mavi kadar derin beyaz kadar bir hiçti."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deli Şehrazat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin