Hayatınızda bir çok şeyden emin olmuş ve hepsinde yanılmışsanız eğer sizin de benim gibi ömürlük sandığınız her şey kelebek hayatı yaşamış demektir.
Yalnızlık mı daha iyi yoksa biriyle birlikte olmak mı daha iyi? Sorusuna cevap vermek o kadar zor ki. Yalnızlar da şikayetçi şu hayatında, sevgilisi olanlar da. Fani dünyada şikayet etmek için varlığımızı sürdürüyoruz adeta. Kimse kendi hayatından memnun değil ve herkes bir başkasının hayatını değiştirme çabasında.
Hani bir söz var; "kendini değiştir, dünya değişsin" diye. Keşke bu ilkeyi benimseyebilse insanlar. "Önce sen değiş" deyip, değiştiğinde de "beni olduğum gibi kabul etmek zorundasın" diyor bizim güzide insancıklarımız. Başkasından böyle bir şeyi isterken "basit bir şey" gözüyle bakıp kendisine geldiğinde "yapamam ben böyleyim" demek basit bir bencillikten ibarettir.
Şunu unutmayın arkadaşlar, kimse sencil olmak zorunda değil. Özellikle de sen karşındakine sencil olmadıysan onun da sana sencil olmasını beklemeyeceksin. Karşılıklı bir çaba söz konusu değilse, emek tek taraflı kalmışsa daha fazla uğraşmanın bir anlamı yoktur.
Farkettiniz mi bilmiyorum. Kimin için değişme çabasına girdiyseniz hep giden taraf oldu. Bir şeyler için uğraşan taraf, çabalayan taraf gitmemek için de ekstra çaba gösterirken, bir şeyler için çabalamayıp da hep ben hep ben diyen insanlar ve sürekli sizi susturmak için "tamam yine sen haklısın kes sesini" vari bir yaklaşımda bulunan insanlar kaçıyor ilişkiden. Bunun için de söylediği çok basit şeyler var.
- Senin için gidiyorum (Kendimi kurtarma derdindeyim)
- Seni üzüyorum (Çok üzülüyorum)
- Seni kırıyorum (Daha fazla kırılamam)
- Ben bir boka yaramam (Seni hayatımda istemiyorum)
- Benimle mutlu değilsin (Mutlu olamıyoruz)
- Ben seni mutlu edemiyorum (Seninle mutlu değilim)...Uzar da gider bu cümleler. Kim için uğraşıp değişimi göze aldıysanız, kim için çabalar sarfetmişseniz o sizi yalnız bırakır. Giderken tek başına da gitmez. Önce arkadaşlarını götürür senden. Sonra sosyal medyadaki çevreni götürür. Geçmişini götürür. Zamanını götürür. Geleceğini götürür ve sizi değiştirdiği anda da "sen benim tanıdığım insan değilsin, ben onu istiyorum der" ve gider.
Ulan beni aylardır değiştirmeye çalışan sensin zaten şimdi ne bokuma sen benim tanıdığım insan değilsin diyorsun! Bu karşındaki senin yarattığın kişi. Sana özel olan, sadece senin istediğin gibi olan ya da istediklerin doğrultusunda olmaya çalışırken senin yüzünden bu hallerde olan kişi. Ne demek "ben bu halini sevmiyorum." Daha ne yapmak gerekiyor. Bir daha mı değişelim. Bir daha mı sıçın ağzımıza.
Yeniden değişmeye yaklaşmayınca da "sen benim için bir şey yapmıyorsun" oluyor. Hatta "beni sevmiyorsun"a kadar da gidiyor olay. Onun için bir çok şey yapmış olsanız da. Her gününüzü onunla geçirmiş olsanız ve bütün geleceğinizi ona göre düzenleseniz bile size "sen beni sevmiyorsun" sözünü söyleme cürretine giriyor.
Ne yazık ki siz bu tip insanlara yaranamazsınız. Evet sizi seviyordur, sizin için belki her şeyi yapabilecek bir insandır ancak size tam bir işkence çektirir bu insan tipleri. Sevmesi de, ilgisi de, değişimi de ona kalsın. Ben yalnız ölmek istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYKIRIŞ - Suskun Çığlık
Kinh dịBu bir kitap değil haykırıştır. Suskun bir çığlık, durgun bir volkan, sessiz bir şelale gibidir. Cümle anlamına, yapılan yazım hatılarına bakılmaksızın intihara sürüklenen birinin boş haykırışlarıdır. Üzgünüm arkadaşlar. Haykırmak zorundayım, haykır...