HAYKIRIŞ - Suskun Çığlık

Ölmek İçin Yaşıyoruz

Yaşamak için doğmadık, ölmek için doğduk ve ölmek için yaşıyoruz. 

Ölümün saati, günü ya da yılı fark eder mi?

Bugün ölmemle 10 yıl sonra ölmemin arasında çok fark var mı?

Madem öleceğim neden çabalıyorum ki daha iyi bir hayat yaşamak için.

Bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum. Haykırışlarımın arasında kaybolup gidiyor düşüncelerim. Hiç bir şey anlamıyor, hiç bir şey düşünemiyorum. Mantığım bile tekerleğin icadından haberi olmayan araba gibi olduğu yerde çürümeye hapsolmuş bir şekilde duruyor. Üzgünüm, neden üzgün olduğumdan haberim yok fakat sanki her şey kötüymüş gibi geliyor. Sanki sadece sen suçlusun ve herkesi üzmüşsün gibi. Herkes sana karşı tavırlı, herkes üstüne geliyor, herkes herkes herkes her şey olmuş durumda. 

Yalnızım, üzgünüm, kırgınım, mutsuzum, bitkinim, yorgunum. Bugün ölmemle yarın ölmem arasında bir fark göremeyecek kadar kör ve geri kafalı olmuş durumdayım. Ne girişimciliğim kaldı ne de ileri görüşlülüğüm kaldı. Peki ölümün yeri farkeder mi? Nerde öldüğüne göre güzel ölüp ölmediğin farkeder mi? Bence nerede ve nasıl öldüğünün bir önemi yok. Gideceğin yer aynı olacak çünkü. Ya bir karanlık, ya cennet-cehennem, ya da farklı bir alem. Neresi olursa olsun bu dünyadan silineceksin. İşte tek gerçek bu.