7. Gryffindor

1.8K 115 42
                                    

Sabah başında yoğun bir ağrıyla uyandı Harry. Son zamanlarda, özellikle de Voldemort Harry'nin yaşadığını öğrendikten sonra bu ağrılar çok oluyordu. Dumbledor bu yaranı o gece aldığını ve bunun onlar arasında bir bağlantı kurduğunu söylemişti. Açıkcası Harry de böyle düşünüyordu çünki bazen rüyalarında hiç görmediği yerler görüyor, asla yapmayacağı şeyler yapıyordu. Harry'i asıl düşündüren ise onun bu bağlantıdan haberi var mıydı acaba?

'Başımdaki ağrıya bakılırsa yine bir şeylere çok kızmış' diye düşündü kendi kendine. Neyse şimdi böyle iç karartıcı şeyleri düşünmeyecekti. Ne de olsa bu gün okul açılıyor, öğrenciler geliyordu. Kaç zamandır bundan başka bir şey düşünemiyordu zaten Harry. Acaba nasıl olacak, hangi binaya seçilecek ve kimlerle arkadaş olucaktı? Tabi bi de ilk günlerde herkesin onu soru yağmuruna tutacağını biliyordu.

Üçüncü sınıfa kadar olan dersleri çoktan bitirmiş, hatta dördüncü sınıftan da bazı şeyler öğrenmişti. Hata Dumbledore sayesinde "patronus" büyüsünü bile yapa biliyordu artık. Dumbledore'un söylediğine göre onun patronusu da babasınınki ile aynıymış.

Bir kaç kez (tesadüfen de olsa;)) kütüphaneye girmiş ve bazı şeyler okumuştu ki buna tarih kitapları da dahildi. Slytherin binası ve Salazar Slytherin ile ilgili ise hiç de hoş olmayan şeyler okumuştu. Üstelik Voldemort'un da o binada olduğu düşünülürse. Slytherin'e seçilirse kesinlikle intihar ederdi. Bir kaç kere seçmeden önce gidip seçmen şapka ile konuşmayı düşünmüştü ama Dumbledore'un izin vermeyeceğini biliyordu. İzin verse bile şapka onu dinler miydi; o bile mechul. Kafasında bu düşüncelerle duşa girip, dişlerini fırçaladıktan sonra ortak salona indi. Bu gün dersi yoktu ve çocukların gelmesine daha çok vardı. 'Biraz ihtiyaç odasında çalışa bilirim sanırım' diye düşündü içinden.

*****

07:30 Kovuk. Weasleyler'in evi.

Herkes bir tarafa koşturuyor, kendi eşyalarını arıyordu.

"Hermione hayatım lütfen Ron'u uyandırır mısın canım? Artık hazır olması gerekiyordu." dedi mrs. Weasley

"Tabi mrs. Weasley" dedi ve odaya çıkmaya başladı Hermione. Kapıyı açtığında hala kim bilir kaçıncı rüyasında olan bir Ron'la karşılaştı. Seypayedeki suyu alıp kafasına boşaltırken küfürler savurarak uyandı Ron

"Napıyorsun? Adam gibi uyandıramaz mısın?"

"Kusura bakma ama o dilden anlamıyorsun. Hadi çabuk ol. Daha çantanı bile hazırlamadın mı sen? İnanamıyorum. Ne zaman hazırlanacaksın? Birazdan Hogwarts Expresi kalkacak. Çabuk ol"

"Tamam hazırlanıyorum" dedi Ron yarı uykucu bir sesle.

"Ginny hayatım herşeyini götürdün mü?" diye sordu mrs. Weasley

"Evet anne merak etme"

"Anne sence de biraz abartmıyor musun? Her yıl yaptığımız şeyler bunlar. Neden bu kadar telaşlısın ki? Yoksa bu yılın diğerlerimdem farkı mı var?" diye sordu Fred sinsi bir sesle

"Ne gibi bir farkı olacakmış ki?"

"Harry Potter gib" dediler ikizler bir ağızdan.

"Ah iyiki hatırlattınız. Çocuklar özelliklede siz ikiniz" dedi Ron ve Hermione'ye bakarak "onun hakkında bana yazıcaksınız tamam mı? Yoksa meraktan ölürüm."

"Tamam anne" dedi Ron ve hepsi çantalarını alıp evden çıktı.

*****

Kings Cross'a geldiklerinde herkes toplanmış ve tren az sonra kalkacaktı. Hemen trene binip kendilerine bir yer buldular. Tren kalkdıktan biraz sonra Neville içeri girdi ve büyük bir heyecanla konuşmaya başladı.

"Ee nasılsınız? Harika dimi? Yani Harry Potter'i göreceğiz. 'Sağ kalan çocuk'. Acaba hangi binaya seçilecek. Biliyor musunuz sabahtan beri herkes bundan bahs ediyor. Hatta hangi binaya seçilecek diye çocuklar kavgaya bile girdiler. Gryffindor'a seçilse ne harika olur ama dimi." dedi elinde Harry'nin gazeteden kesilmiş bir fotoğrafıyla.

"O fotoğraf da ne?" diue sordu Hermione.

"Bu mu? Şu anda herkesin elinde bundan var" dedi Ginny fotoğrafı elinden hızla alırken.

"Yalnız gerçekten de yakışıklı" dedi Ginny.

"Vay canına senin Dracodan başkasına yakışıklı demen de gözlerimi yaşarttı açıkcası" dedi Ron. Ginny ona sinirli bir şekilde ve gözlerini berelterek sanki 'Neville'in yanında olmaz' dedi. Neyse ki Neville kendi heyecanından kimseyi duymuyordu.

"Yani tamam biraz yakışıklı ama çok da abartmaya gerek yok" dedi Hermione.

"Efendim? Çok da abartmaya gerek yok mu? Deli misin sen? Çocuk resmen yakışıklılık abidesi be. Bi de sağ kalan çocuk. Ah onunla çıkmayı ne kadar isterdim. Eminim 'seçilmiş kişinin sevgilisi' diye olay olurdum. Acaba kiminle çıkacak?" dedi kendinden geçecekmiş gibi görünen ve kompartmanın kapısında duran Parvati Patil. 'Bu kız onun düşüncesiyle bile bu hallere düşüyorsa karşısında görünce ne hallere düşecek kim bilir' diye geçirdi içinden Hermione.

"Neyse. Hogwarts'a yaklaşıyoruz. Artık cüppelerimizi giysek iyi olacak" dedi Hermione ve erkekleri kompartmandan kovdu.

*****

Herkes ortak salonda yerini aldıktan ve birinci sınıflar da geldikten sonra Dumbledore ayağa kalktı ve konuşmaya başladı:

"Hepinizin bu yaz çıkan reportaj'dan haberiniz var sanırım. Eminim benden açıklama bekliyorsunuz. O zaman söyliyim. Evet Harry Potter gerçekten de yaşıyor. Ve bu yıl dördüncü sınıfa başlayacak. Ona buraya geldiyinde bir söz vermiştim. Seçmen şapkayı ilk önce onun başına koyacaktım ve öyle de yapıcam. Harry buraya gelir misin lütfen" bu an herkesi heyecan bastı. Harry Potter'i göreceklerdi. Öğretmenler masasının yanındaki kapıdan içeriye girdi Harry. Onun girmesiyle fısıldaşmalar başladı. Bazısı nasıl kurtulduğunu, bazısı ne kadar yakışıklı olduğunu söylüyor ve herkes onun kendi binasında olmasını istiyordu. Gryffindor masasında herkes kendi arasında konuşurken bir tek Hermione susmuştu ve birden bir ses duyuldu

"GRYFFİNDOR"

Evet arkadaşlar. Pazar demiştim ama o kadar gaza geldimki bu gün tamamladım. Umarım beğinir ve vote ve yorumlarınızla bana destek olursunuz ;)












Harry Potter-Geç Gelen ZaferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin