Yoğun bir haftaya girmiş bulunuyordum. Sınavlar yaklaşmıştı. Ve benim bi an önce derslerimi toparlamam gerekiyordu. Gerçi hocalarım bana güveniyorlardı ama, ne olur ne olmazdı yine. Sonuçta gazetecilik benim için herşeydi. Tabi tarafsız bir gazetecilik. Annem yine bana kıyamayıp , yaptığı keklerden doldurmuştu tabağa. Zihin açıklığı yapsın diye ,yanında da meyve suyuyla. Bi an elindekileri masaya koyup yanıma geldi.başımı okşadı.
— Aahh be yavrum ne çok yoruyon kendini sen dedi.
Bende ona gülümseyerek cevap verdim.
— Eee annecim ben çalışmasam nasıl kazancam bu sınavları ?
— Biliyorum kuzum ama yine de kendine fazla yüklenme. Ders çalışmaktan yemek yemeyi unuttun. Baksana kendine , bi deri bi kemik kalmışsın. Senin için endişeleniyorum. Biraz insan içine çık. Hep ders ders nereye kadar.
Haklıydı annem ne diyebilirdim ki ona.
— Tamam anne benim için endişelenme ben memnunum halimden hem bugün Buse 'yle alışverişe çıkarım. Mezuniyet için uygun bir şeyler alacağız.
— Tamam kızım birlikte hoş vakit geçirin. Aklım kalmasın sende. Hem Buse kızımı da özledim. Hiç uğradığı yok buraya. Bir ara çağırda bize oturmaya gelsin.
— Olur annecim, sen de bize o meşhur pasta keklerinden yaparsın
— Yaparım tabi ! yapmaz mıyım ? yeter ki o cimcime gelsin. Neyse kızım benim aşağıda yapılacak işlerim var. Sende keklerini ye aç bırakma kendini.
— Tamam annecim öpüyorum seni çoook
Annemin getirdiği kekler nefis gözüküyordu. Heralde o kekler gelmese aç olduğumu hissetmeyecektim. Safiye Sultan her zaman ki gibi yetişmişti imdadıma. Tek çocuk olmanın faydaları bu olsa gerek. Yoksa bu ilgi yarıya inerdi bu da benim işime gelmezdi. Annemin keklerinden bi tanesini tam ağzıma alıyordum. Birden telefon çalmaya başladı. Arayan Buse ' ydi.
—Efendim Busecim
—Gökçe yapıyorsun
—Ders çalışıyorum
—Ya Gökçe bi kere de beni şaşırtsan , bu derslere bi ara versen , bu gidişle kafayı yiceksin haberin olsun
— Abartma istersen canım
— Abartmıyorum canım nerdeyse 7 24 ders çalışıyorsun. Artık bi yerlere de çıkamıyoruz senin yüzünden ! Tıkılı kaldın evde. Eminin Safiye teyzede rahatsızdır bu durumdan
—Sorma dedim annemin sitemlerini dile getirerek
— Eee ne zaman çıkıyoruz
— 1 saat sonra olur mu
— Yok yarım saate hazır ol
—Ooof Buse 'ya altı üstü bi elbise alcaz neden bu kadar erken gidiyoruz ki
— Hiç sanmıyorum bebeğim gardrobunu baştan aşağı yenilememiz lazım. hem ne kadar erken o kadar iyi
— Tamam pes ediyorum Buse senle baş edemiycem. Hemen hazırlanıp geliyorum.
— Haa şunu bileydin tatlım yalnız çabuk ol gecikme öptüm byyyy
— Bende öptüm by by canım
Buse benim en sevdiğim arkadaşlarımdan bi tanesi. Çok sempatik bir kızdır. Ve de açık sözlü. Dediğim dediklerdendir. Benim gibi bir şeylere takılı kalmaz. Anı yaşar.Ve üstüne basa basa söylüyorum. Güzelligine önem veren biri. Hafif miyon tipli, kumral rengi saçları ve ela gözleri var. Bazı konularda birbirimizin zıttı olsak da biz iyi dostuz onla. Hatta annemin ikinci kızıdır. O kadar ki bağrına basar onu. Bi keresinde hiç unutmam, biz kahvaltımızı terasımızda yaparken, artık annemin aklına nerden geldiyse babama Buse yi evlat edinelim demişti. Sanki bi ailesi yokmuş gibi. O an babam ağzına aldığı çayı püskürtmek zorunda kalmıştı gülmekten.
— İlahi hanım Buse nin annesi babası yok mu ? seninkide laf mı demişti.
— E napim bey çok sevdim
Bu sefer araya ben girdim biraz kıskanırcasına ;
— Anne sen her sevdiğini evlat mı ediniyosun ? dedim alınmışcasına
— Kanım kaynıyo o kıza , oğlum olsa düşünmeden verirdim
Bende annemin bu sözlerini Buse' ye söylemiştim.o da katıla katıla gülmüstü. Sonrada ;
— Eğer bir gün ailemden sıkılırsam size evlatlık gelirim diye espri yapmıştı bana.
İşte Buse öyleydi bizimkiler için. Bu arada bende kekimi yiyip hazırlanıp çıkmıstım evden. Her ne kadar Buse benim pantolanla gelmemi istemesede, yapılacak bir şey yoktu. Ben memnundum halimden. Bir alışveriş merkezinde buluşacaktık. Ben oraya gelip arabamı uygun bir yere park edip onu arayacakken , onun hemen girişte olduğunu fark ettim. Bana el sallıyordu ordan. Yanına gittim.
— Merhaba Buse' cim nasılsın dedim öpüp sarıldıktan sonra
— İyim canım seni sormalı , gerçi pek iyi gözükmüyorsun ama
—Yaa Buse sende annem gibi başlama istersen
— Yalan mı ? iyice zayıflamışsın
— Aman boşver sen beni de ne yapıyon bu aralar
— İyi ne olsun bildiğin gibi ne olsun
— Anladım canım eee , ilk nereye gidiyoruz?
Tabi ki sana güzel elbiseler alacağız. Bu kotlarla aynı erkek çocukları gibi duruyorsun. Biraz hanımefendi gibi takıl ! neden sevgilin olmadığı belli oldu !
— Neden ? dedim gözlerimi bayarak
— O kadar çok pantolon giyiyorsun ki seni etek ,elbiseyle düşünemiyorum. Gözüme bir erkek gibi geliyorsun. Ve erkekler de bunu farketmiş olacak ki sana yanaşmıyorlar. Sana yanaşmak hemcinslerine yaklaşmak gibi geliyor onlara. Yani gey meselesi anlayacağın
— Buse beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun. Eğer öyleyse başardın tebrik ederim. Hem pantolon giymenin nesi sakıncalı onu anlamadım. Ben seviyorum pantolon giymeyi bunun için beni yargılayamazsın dedim. Kendimi savunurcasına.
Buse bazen gerçekten çekilmez oluyordu tıpkı şuan olduğu gibi.
Birden kolumdan tutup beni bi mağazanın içine soktu.
— Gökçe gel burda çok güzel şeyler var. Belki sana göre bir şeyler buluruz burda.
— Eee sen kendine bakmayacak mısın ?
— Önce senin işini halledelim sonra benimkini hallederiz.
İçeri girdiğimizde bizi bekleyen bir sürü elbise vardı. Buse'yle beraber bakıyorduk kıyafetlere. Ben bi tane pudra rengi bi elbise kestirdim gözüme. Bana göre tam benlikti. Sadeliği temsil ediyordu. Ve mezuniyet töreni için harikaydı. Buse 'ye sordum;
— Bu nasıl ?
— Bilmem ,güzel bir şeye benziyor ama üzerinde görmeden bir şey diyemiyorum.
— Tamam ben bir deneyim sen üstümde gör
Elbiseyi aldm ve kabine gittim. Çok hoşuma gitmişti. Kendimi bi an o elbisenin içinde peri kızı gibi hissettim. Fazla açık değildi. Şifon yandan askılı ve o askısında da güller vardı. Hemen Buse' yi çağırdım. Oldukça uzun ve rahattı.
Buse de benimle aynı fikirdeydi. O da çok beğenmişti ve mezuniyet töreni için o elbiseyi giyecektim. Tamam mağazadan çıkacaktık ki, Buse kolumdan tutup çekiştirmeye başladı beni.
— Ayyy kızım ,bu elbiseler çok güzel ya ve sana çok yakışacaklar dedi . karşısındaki elbiseleri göstererek.onun dediği yöne doğru yöneldik. Bana 4 ,5 elbise beğenmişti neredeyse. Hepsini deniyip üstümde görmek istiyordu.
— Gökçecim bunları hemen denemelisin, bunlar tam senlik .
Doğru söylüyordu tam benlikti ama sanki biraz fazla kısaydılar. Hemen elime beyaz dizinüstüne gelen sırtı yuvarlak dekolteli bi elbise verdi.
— İlk olarak bunu dene bakalım nasıl durcak dedi. Kendinden emin bir edayla
Elbiseyi aldım kabine girdim.aynada yansımama baktım. Güzel görünüyordu. Hem tam üstüme oturmuştu. Buse ' ye döndüm ;
— Eee nasıl olmuş yakışmış mı ?
—Kızım sen ne diyosun yıkılıyorsun tam anlamıyla.
— Yani beğendin
— Evet hemen diğerlerini dene vaktimiz yok
— Tamam dedim
Ve içeri girdim. Elimde hafif krem renginde uzun kollu boydan bi elbise vardı. Tam günlük giyebileceğim türde bi elbiseydi. Bunuda beğenmiştim. Buse bunuda alalım demişti.
Daha sonra Sıfır kollu lacivert ve küçük küçük çiçekleri olan , diz altı bir elbise almıştım yanıma denemek için. İstediğim beden olduğu için. Sıkıntı yaşamamıştım. Ve Buse'nin en beğendiği elbisede buydu. Üzerimde kalması için ısrar etmisti ama ben bunları giymek için daha hazır değildim. Zamanı vardı. Son olarak siyah ve kolları dantelli kısa bir elbise vermişti bana . O da özel günlerde giyebileceğim klasik bir elbiseydi. Onuda aldıktan sonra çıkmıştık mağazadan. Sıra ayakkabı ve çanta ya gelmişti. Orda hemen ayakkabı ve çanta mağazasına girdik önce , orada bir bayan bizi karşıladı.
— Buyrun nasıl yardımcı olabilirim dedi.
Bende aldıklarımız elbiseleri göstererek;
— Bunlara uygun çanta ve elbise almak istiyorum dedim.
Daha sonra da ;
—İlk olarak şu elbiseden başlayabiliriz dedim. Mezuniyet elbisemi göstererek. Sonuçta benim için önemli olan oydu. Diğerlerini nasılsa her türlü alırdım.
— Pekala dedi bizimle ilgilenen kadın burda size uygun bir şeyler bulabiliriz dedi ve bizim için o kıyafete uygun çanta ve ayakkabı bulmaya gitti. Bizde bu arada Buse'yle etrafa bakınıyorduk bir şeyler buluruz ümidiyle. Çok geçmeden yanımıza geldi satışta görevli bayan. Elindeki çanta ve ayakkabılarla birlikte.
— Bunlar nasıl kızlar dedi. Elinde küçük pudra rengi çanta getirmişti. Doğrusu elbiseyede uyum sağlıyordu. Çantayı alıp elime baktım. Çok güzel ve zarifti. Tam elbisemi tamamlıyordu. Beğenmiştim. Ayakkabıda yine pudra rengi Platformlu topuklu bir ayakkabıydı. Tam elime alıp denemek için bakacaktım ki ;
— Kaç numara giyorsunuz dedi
— 38 dedim
— Tamam kızlar ben size 38 ini getirim . Bu 39 ne olur ne olmaz diye getirmiştim. Hani belki beğenir belki beğenmezsiniz diye
—Yooo çok beğendik dedi Buse kadına gülümseyerek.
Bende çok beğenmiştim . Bu kadın işini biliyordu. Son olarak diğer elbiseleri de ona verdik. Uygun kombinler yapsın diye. Kadın cana yakın sevecen biriydi. Gerçi satış elemanı olup da cana yakın olmamak olmazdı . Çünkü o sayede işlerini yürütüyorlardı. Yani ne kadar güler yüz o kadar iş. Öbür türlü kimse somurtkan birinden bir şey almak istemez. Satış görevlisi bi yandan bizimle konuşuyor bi yandan da işimizi hallediyordu. En sonunda işimiz bittiğinde kasaya ödemeyi yapıp çıkmıştık. O kadar yorulmuştum ki kendimi zorla dışarı atmıştım. Ve açlıkta cabasıydı :) En sonunda yemek yiyebileceğimiz bir yere gelmiştik.
— Buse ya, ben çok acıktım sende acıkmadın mı?
— Acıktım acıkmaz olur muyum ?
— Eee niye o mağaza senin bu mağaza benim dolaşıp duruyoruz.
— Ee napim Gökçe ben alışveriş yaparken acıkdığımı hissetmiyorum .
— Doğru haklısın , kıyafetlere bakarak açlığını gideriyorsun
— Evet canım aynen
— Belli belli biraz arkadaşını da düşünür insan
— Tamam tamam Gökçe ben burdan bize pizza kapıp geliyorum
—Tamam ama çabuk ol ben çok açım
— Sen meraklanma tatlım 5 dakikaya burdayım. Sen de biraz dinlenirsin bu arada.
Buse gidince, bende oturduğum sandalyeye yayıldım iyice. Sırtımı arkaya dayadım. Etrafıma bakınmaya
başladım. Kimi sevgilisiyle yemek yiyordu, kimi ailesiyle hep beraber ,kimide sadece çocuklarıyla.yani kime bakarsam bakim mutlu bir tablo vardı ortada. Kafamın çevirdim , çocuklarıyla yemek yiyen bir anneyi gördüm. Çocuklar bir yandan mutlu mutlu yemek yiyorlar bi yandan da kafalarını sala sola sallıyorlar. Bu durum annelerini rahatsız etmiş olacak ki çocuklara sürekli ikazda bulunuyordu. Bi an gülümsedim o hallerine. Sonra kafamı hafiften arkamda bulunan sevgililere çevirdim. Bir yandan konuşup bi yandan da birbirlerine yemek yediriyorlardı. Etraftakileri umursamazcasına. Ben onları izlerken bi an Buse de gelmişti.
— Hayırdır kızım kimi dikizliyorsun ?
—Kimseyi dikizlemiyorum sadece etrafı izliyordum ee sende geç gelince
— Tabi tabi kesin öyledir . Hem napim ancak gelebildim sıra vardı.
— Tamam tamam bi şey demiyorum hadi yemeğimizi yiyelim.
Biz pizzaları yerken sanki birileri bizi uzaktan izliyormuş gibi gelmişti bana. Acaba bana mı öyle geliyordu. Yok yok bunlar cidden bizi izliyorlardı. Tabi Buse' nin dünyadan haberi yoktu.
—Buse dedim yavaşça rahatsız olduğumu belli ederek
— Ne oldu Gökçe ne istiyorsun ?
— Ya sana bi şey dicem ama sakin ol !
— Yaa ne oldu söylesene insanı çatlatma !
— Buse çaktırma ama şu karşıdakiler yarım saattir bizi izliyorlar
Buse bi an şaşırdı ne diyeceğini bilemedi
— Bence sana öyle geliyor
— Hiç sanmıyorum
— Aslına bakarsan fazla çirkinde değiller hani
—Buse sen ne diyorsun ya, ben bizi izliyorlar diyorum sen yakışıklılar diyorsun pes
— Bence kuruntu yapıyorsun dedi gülerek
— Tabi tabi masamıza teşrif ettiklerinde görürüm ben seni
— Gelsinler ne olacak ki dedi bir yandan da onlara bakarak
Birden onlarda Buse'nin onlara bakışından cesaret alarak masamıza doğru geldiler. Bense içinden bildiğim duaları okuyorum. Bi yandan da Buse' ye kızarak
— Buse sen ne yaptın adamlara yanlışlıkla sinyal mi yolladın gelmeleri için
Tam Buse bana cevap veriyordu ki, o karşımızdaki 3 adam masamıza doğru geldiler.
— Merhaba kızlar nasılsınız ? dedi kendinden emin ukala olan biri
Bense şok olmuş bi şekilde tepkisiz duruyorum.benim yerime Buse merhaba diyor. Bi an kendime geliyorum masanın altından Buse'nin ayağına tekme atıyorum hafifçe. Kızım sen manyak mısın ? bizim ne işimiz var bu insanlarla der gibi.
Aralarından bir diğeri ;
— Oturabilir miyiz? diyo
— Hayır diyorum .
Buse bana ters ters bakıyo
— Çünkü bizde kalkıyorduk diyorum. Onlara daha fazla tahammül edemeyerek
Ve Buse' nin kolundan tutup götürüyorum ordan. Onlarsa bizden böyle bir çıkış beklemedikleri için şaşkınlar. Buse ile birlikte çıkışa doğru gidiyoruz.
— Ya sen yapıyorsun Gökçe ? diyo bana kızarak .
— Napıyormuşum ? diyorum. Rahatlamış bir şekilde
— Ya ne olurdu biraz konuşsaydık
— Olmaz canım öyle insanlarla işimiz olmaz bizim
— Ya benim oluyorsa,diyo beni çıldırtmak istermişcesine . Yaa görmedin mi ne kadar tatlıydılar
— Yooo bana hiç öyle gelmedi.bana daha çok şehir magandaları gibi göründüler, son derece itici !
— Amaaan Gökçe çok önyargılısın !
— Sende çok sazansın böylelerine güven olmaz.
— Bunu bana hiç sevgilisi olmayan insan mı söylüyor ?
— Evet canım bunun için sevgilinin olmasına gerek yok .
—Tamam neyse uzatmayalım .seninle bu tür konular için tartışmak istemiyorum. Gökçe
— Bende aynı fikirdeyim canım. zaten yeterince yorucu bir gündü.Artık evimize gitmenin zamanı geldi.
Otoparka geldiğimizde Buse'nin arabasını görmemiştim.
— Ee arabanı getirmedin mi? dedim
— Hayır taksiyle geldim dedi
—Kızım insan bi haber verir arabamla alırdım seni
— Seni yormak istemedim bizim oralara kadar
—Olur mu öyle şey sen benim biricik arkadaşımsım. Seni bindirmiycemde kimi bindircem arabama.
hadi binde seni götüreyim evine. Hem sen benim için bu kadar fedakârlık yaptın. Ben seni evine bırakıyorum çok mu ?
— Tamam çok sağol canım
— Sende bitanem dedim göz kırparak
Buse'yle olan alışveriş buraya kadardı. Her ne kadar yorulmuş olsakta beraber olmak bize iyi geliyordu.......