Sabah yine her zamanki gibi biraz geç kalkıyorum . Tabi dünün verdiği yorgunlukta var üzerimde . İyice uyuşuk olduğumu düşünüyorum bu aralar . Derslerimi de boşladım . Bir an önce toparlanmalıyım . Sınava da az kaldı ....
Uuuuf başım çok ağrıyor. Hep Barış 'ı düşündüğüm için oldu . Vicdan muhasebesi yaptım kendime. Onun için endişelendim hem de gereksiz yere. Oysa o , bay ukala ! Telefonu yüzüme kapatmıştı . Hepsi Mediha Hanımın yüzünden olmuştu . Ne demişti bana , ımm " Sende aileden sayılırsın " demişti. Ne demek istemişti ki ? Beni gelini olarak mı görüyordu ? Yok daha neler ! Bu sorularıma ancak Safiye sultan cevap verebilir . Hemen yataktan kalktım . Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim . Annem kahvaltısını çoktan yapmıştı . Salonda kanepeye oturmuş kahvesini içiyordu. Bir yandan da camdan dışarıyı bakarak dalgın dalgın .
— Günaydınnnnnn annecim , dedim. Sesimin neşeli çıkmasına izin vererek. Oysa annem de tık yok. Gözü dışarıda , nereye baktığınıda bilmiyorum. Heralde düşüncelere dalmış. İyde ne düşünüyor ki annem ? Bu kez bir daha deniyorum, günaydın demeyi .
— Günaydınnnnnn Safiye sultan , diyorum . Biraz daha sesimi yükselterek .
Sesimi fazlasıyla duymuş olacak ki bana bakıyor sinirli sinirli ;
— Ne var kız ne bağırıyon kulağımın dibinde ? Sağır mı var karşında ?
Bu kadarını beklemiyordum Safiye sultan dan. Sanki tersinden kalkmış gibi . Bende hemen savunmaya geçiyorum. Sesimi biraz daha inceltip .
— Annecim sen duymayınca bende biraz bağırayayım dedim.
— Kim duymuyormuş ben mi ? Güldürme beni Gökçe !
— Annecim ya ! Neyin var senin ? Neden bu sabah böyle gerginsin ?
— Gergin değilim sana öyle gelmiş.
— Annecim yapma böyle ! Gergin olduğunu biliyorum ve düşünceli olduğunu da. Lütfen saklamaya çalışma , anlat bana ne olur lütfen !
Annemin bu durumu beni şaşırtmıştı. Safiye sultan dan beklemediğim şeylerdi bunlar.
— Bak kızım biraz canım sıkkındı geçti . Üstünde durulacak bir şey değil
— Hayır anne ! Üzerinde durulacak bir şey olmasaydı sen böyle davranmazdın . Lütfen anlat bana , senin canını sıkan neyse öğreneyim .
Annem biraz inat ediyor bu konuda . Anlatmamak için . Birden konuyu değiştiriyor ;
— Sen kahvaltı yaptın mı ? Diyor . .
— Anne bırak kahvaltıyı da soruma cevap ver , diyorum bende . Konuyu değiştirdiğine biraz kızaraktan .
— Bak Gökçe konuya nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Fakat bir yerden başlamalıyım öyle değil mi ?
Anneme bakıyorum. Onaylamış şekilde kafamı sallıyorum .
— Bak canım ! Biraz açık olmak gerekirse ,dün Mediha teyzenle senin hakkında konuştuk. Daha doğrusu Barış' la senin hakkında .
— Nasıl yani diyorum . Biraz şaşırarak
— Gökçecim , Barış ailesine anlatmış. Seninle olan tatsız anısını , gelmek istememiş haliyle . Annesi ikna etmiş gelmesi için , o esnada öğrenmiş sana karşı olan duygularını.
Yok artık diyorum kendi kendime . Daha neler !
— Annesi o yüzden mi bana aileden sayılırsın dedi.
— Evet canım
—Anne ya , ne düşünüyorsun çok saçma değil mi ?
— Saçma olsa bile onlar öyle düşünmüyorlar
— Ne olursa olsun benim fikrimi almadan hiçbir şey yapamazsınız anne ! Dedim. Sinirlenmiştim. Bu duruma
— Zaten öyle bir niyetimiz yok merak etme ! İstemezsen zorla olacak bir şey değil. Hem okuyorsun , o da okuyor . Ona göre sık boğaz etmeyecekler sizi .
— Eee ne istiyorlarmış benden
— Birbirinizi daha yakından tanımanızı
— Yok daha neler ! Peki sen ne dedin annecim ?
— Hiçbir şey herşeyi sana bıraktım. Sonuçta onların bizim dememizle olcak şey değil bu . Senin kararın !
— Peki sen ne düşünüyorsun bu konuda ?
— Bilmem Barış iyi bir çocuk sanki !
Nedense şaşırmıyorum bu yanıtına . Barış ' a onay verdiği daha dün geceden belliydi !
— Anne o çocuk alkolik ben onla yapamam , biliyorsun !
—Mediha Hanım öyle bir şey demedi ama
—Alkolik annecim emin ol ! Hemen istediği şey olmayınca alkole veriyor kendini .
—Alla Alla hiç öyle birine benzemiyor , annemde kabullenemiyor biricik damat adayının alkolik olacağını.
— Eeee sen bunun için mi dalgındın yoksa ?
— Evet sayılır .
— Neden peki ?
— Çünkü sen bizim biricik kızımızsın . Her anne gibi bende üzülüyorum bu duruma , diyor . Sonra gözlerinde biriktirdiği yaşları akıtıyor.
Ne diyeceğimi bilmiyorum anneciğime . Sanki ben kabul etmişim gibi konuşuyor annem .Teselli etmek için sarılıyorum ona .
— Safiye sultan ben daha kabul etmedim diyorum. Ona doğru gülümseyerek.
— Olsun kızım elbet kabul edeceksin. Yakışıklı efendi daha ne olsun ?
— Annecim sen yinede peşin hükümlü olma ! Ne olur ne olmaz .
— Bu olmazsa başkası olacak Gökçe , elbet ayrılacaksın bizden.
Aah Safiye sultan nerden çıktı bu evlilik mevzusu ! Anlamıyorum , kızamıyorum da sana .
— Anne iç güveysi gelirim ne dersin ? Diyorum . Biraz daha keyfi yerine gelsin diye .
— Ya karşı taraf izin vermezse ? Biz oğlumuz hanım köylü değil dese ?
— Bende öyle demiyecek biriyle evlenirim Safiye sultan , diyorum ve göz kırpıyorum anneciğime .
— İyi bari , buna sevindim diyor . Masum masum !
Kalkıp sarılıyorum anneciğime yanaklarından öperek . Makas almayı da ihmal etmiyorum Safiye sultanın tontiş yanaklarından .
— Dur yapma deli kız diyor. Gülümsememe eşlik ederek.
Bense daha sıkı sarılıyorum anneciğime , hiç bırakmayacakmışcasına .
Sonra kahvaltıma dönüyorum. Biraz acıkmış bir halde .
Telefonumu elime alıyorum . Bir mesaj var. Mesaja baktığımda Can' ın mesajını görüyorum .
— Bugün Gizem'le buluşacağım. Haberin olsun . Diye yazmış .
Bense ona ;
— Dikkatli ol ! Barış seni izletiyor olabilir. Herşeye hazırlıklı ol ! Diyorum.
Bir kaç dakika sonra cevap geliyor Can' dan
— Gökçe hani halledecektin ? Diyor. Sitemkâr bir halde
— Ne yapayım Can , yanımdayken hallederdim. Fakat yanımda olmayacaksın . O yüzden sana pek bir faydam dokunamayacak. Üzgünüm !
— Uuuf Gökçe ! Ne olurdu böyle bir oyun oynamasaydık . Beni de kendinle yakıyorsun !
— Can böyle olması gerektiğini biliyorsun . Şimdi gereksiz yakınmaların hiç sırası değil . Hem arabayla gidip geleceksin . Korkmana gerek yok . Sadece etrafı kolaçan et yeter ! Yalanımız ortaya çıkmasın !
— Tamam Gökçe daha dikkatli olmaya çalışırım .
— Bir şeylerden şüphelenirsen haber ver bana , aklım sende kalmasın !
— Sen merak etme ! En ufak bir şüphede sana döneceğim.
— Size iyi eğlenceler o zaman . Gizem'ede selam söyle .
— Tamam Gökçecim görüşürüz.
— Görüşürüz Can
Telefonu masanın üstüne koyup kahvaltıma devam ediyorum . Anlaşılan bugünü evde geçirecektim . Nedense evde kalmak fikri bana sıkıcı gelmeye başlamıştı . Buse ' de aramıyordu beni . En iyisi benim ona mesaj atmam olacaktı .
Telefon rehberinden Buse ' nin numarasını bulup mesaj bölümüne girdim .
— Slm Buse napıyorsun ? Diye yazdım .
Beş dakika sonra cevap geldi . Anlaşılan telefon elindeymiş küçük hanımın.
— Hiç oturuyorum evde , sen napıyorsun ?
— Evdeyim , canım çok sıkıldı . Bir yerlere çıkalım mı ?
— Gökçe sen ciddi misin ? Kafayı çarpmadın dimi bir yere ?
— Uuf Buse ya dalga geçeceksen çıkmayalım .
— Yok kızım ya alışık değilim senin bu hallerine , o yüzden diyorum. Hani sen hep ders çalıştığın için !
— Yoo bugün ders çalışmak istemiyorum . Sıkıldım !
— Tamam bizim her zaman gittiğimiz kafeye ne dersin ?
— Bilmem , olabilir .
— Belki bizim tayfayı da görürüz orda . İyi olur senin için de
— İyi o zaman hemen çıkalım . Buse senin araban tamirden çıktıysa beni almaya gelsene ! Benim arabam Can' da
— Çıktı canım , sen hazırlan ben geliyorum . 15 dakikaya.
— Busecim çok sağol teşekkür ederim. Seni seviyorum . İyki varsın canım.
— Bende seni seviyorum canım . Sende iyki varsın .Ama iyi misin sen bir sorunun mu var ?
— Yok canım sadece canım sıkkın
— İyi bari dediğin gibi olsun ifadeni alırım nasılsa . Haa bu arada en son aldığımız lacivert elbiseni giy ! Sana çok yakışıyor tatlım .
— Olur giyerim diyorum . Bir yandan da Buse' nin emri vakisine uyarak.
Yukarı çıkıp odama gidiyorum . Buse ' nin bahsettiği elbiseyi giyiyorum üstüme . Hala elbiselere alışmış değilim . Zamanla alışacağımı sanırım . Elbiseme uygun babet giyorum ayağıma . Dalgalı saçlarımı açıp hafif bir fön çekiyorum . Yüzüme hafif bir makyaj yapıp çıkıyorum odadan . Annem beni görünce tepeden tırnağa süzüyor beni ;
— Nereye gidiyormuş benim güzel kızım , böyle süslü püslü diye imada bulunuyor bana
— Buse ' yle buluşacağım anneciğim diyorum .
— Tamam güzel kızım , iyi eğlenin tamam mı ?
— Tamam anne sen merak etme diyorum. Bir yandan da hafifçe gülümseyerek .Canım annem ne kadar da düşünüyor beni . Benim mutluluğum için yapmayacağı yok anlıyorum .
Buse gelince , kornaya basıyor . İçeri girmeden . Oyalanmak gibi bir niyeti yok anlaşıldı !
Anneme dönüyorum ;
—Annecim ben gidiyorum
— Tamam güzel kızım , kendinize dikkat edin . Buse hızlı sürmesin arabayı
— Tamam Safiye sultan sen merak etme görüşüz by by öpüyorum seni . Ellerimi dudaklarıma götürüp öpücükler yolluyorum ona .
Dışarı çıkıyorum Buse aceleci davranıyor .
— Hayırdır bu ne acele ? Diyorum.
— Kızım bizimkiler de kafedeymiş . Beni aradılar gelin diye . Bende geliyorum dedim onlara .
— Hmm belli oldu senin acelen , hadi gidelim de bekletmeyelim onları .
Buse biraz hızlı sürüyor , arabayı hemen varmak için. Aldırmıyorum , Buse ' nin bir yerlere erken gidebilmek için başvurduğu yöntemlerden bir tanesi , bu da . Yoksa aşırı hız düşkünü biri değildir . Yaklaşık 15 dakika da varıyoruz , bizim Madam kafeye .
Buse hemen koluma yapışıyor ;
— Gökçe bak sana demiştim . Bizim kara prens sana abayı yaktı . Bak özellikle beni arayıp seni de getirmemi istedi . Beni aracı olarak kullanıyor görüyor musun ?
— Yine kendi senaryonu yazmaya başladın . Belki hep beraber olmamızı istemiştir olamaz mı ?
— Hayır canım olamaz . Saf olma ! O sana aşık ! Fakat aşkını nasıl ifade edeceğini bilmiyor . Sana giden yolun benden geçtiğini bilerekten de beni aracı olarak kullanıyor.
— Bak Buse bu söylediklerine inanmıyorum ! Yinede dediğin gibi olsun . Lakin benden yana , ona yeşil ışık yanmayacak bunu da bil !
İçeri giriyoruz , kızlar hemen boynumuza sarılıyorlar.
— Neler oluyor diyorum . Buse ' ye bakıp şaşkın şaşkın !
— Boşver diyor . Önemseme der gibi elini yukarı doğru sallıyor .
Neredeyse herkes orda . Bi Buse ' yle ben eksikmişim . Bizde gelince kadro tamam oluyor . Buse , İnci ablaya " her zamankinden diyor ve siparişlerimizi veriyor. Minnetle bakıyorum canım arkadaşıma . Benim için herşey yapıyor . Bıkmadan usanmadan . Ben boşuna mı seçmişim onu dost olarak . Hep zor zamanlarda yanımda olan dostum . Beni hiç yalnız bırakmayan . Ve her defasında yanımda olan insan ! Annemin deyişiyle manevi evlat ! manevi kardeş ! Kardeş olsak ancak bu kadar olurduk .
Kahvelerimizde gelince oturuyoruz hep birlikte sohbet ediyoruz . Eski günlerden bahsediyoruz . Yaklaşan sınavlardan bahsediyoruz . Bu arada Melih beni uyarıyor sınav için .
— Bak Gökçe diyor. Sen sınıfın en çalışkanısın biliyoruz . Şuan ne kadar ders çalıştığını da tabii . Fakat şu sınav öncesi çalışmalarına biraz ara ver istersen . Kendini boşuna yıpratma . Özellikle sınava kafan rahat girmek istiyorsan , biraz ara , iyi gelecek sana . Hem uzmanlar da uyarıyor sınav öncesi çalışmayın diye . Bilmem anlatabildim mi ? Diyor gülerek .
Bende ;
— Sağol uyarıların için diyorum . Zaten bende ara vermeyi düşünüyordum . Diyorum.
— İyi bari diyor . Biz senin kazanacağını biliyoruz diyor . Biraz da beni gaza getirerek.
Bu sefer Gökhan lafa giriyor ;
— Öyleyse seni her gün burada görebilir miyiz Gökçe hanım ? Diyor .
— Bende neden olmasın diyorum . Ona doğru gülerek.
— Desene prensesi sarayından kaçıracağız ?
— Anlamadım diyorum .
— Kızım bizim sayemizde artık eve de girmezsin diyor .
— Yok artık daha neler ! O kadar da değil ! Diyorum .
— Aslında seni saraydan kaçırmak iyi olacak . Fakat seni o saraydan kaçıracak bir babayiğit yok . Sonra Melih ' e bakıyor göz ucuyla . Belki Melih seni kaçırır diyor .
Buse de bana bakıyor imalı imalı ! Ben demiştim ! der gibi . Neler oluyor anlamıyorum . Benim dışımda herkes bir şeyler den haberdar . Bir tek ben bilmiyorum . Olan biteni !
Gökhan ' a dönüyorum ;
— Gökhancım ben o bahsettiğin saraydan memnunum. Her ne kadar evimizi saraya benzetse bile ses etmiyorum . Orda mutluyum diyorum . Yani kaçmak gibi bir niyetim yok diyorum . Konuya biraz daha açıklık getirerek .
— Doğru sen zaten Rapunzelsin . Ancak saçını sarkıtırsın saraydan . Başka türlü çıkamazsın . Diyor Cihan
.
Benim soğuk espirili arkadaşım Cihan , ancak sana gülüyorum . Başka bir şey diyemeyeceğim . Ayrıca beni Rapunzel ' e benzetmen de ayrı bir ironi !
Buse bu kez konuşuyor ;
— Arkadaşıma laf yok ! Yakında bende o saraya taşıncam . Diyor .
Bu sefer Cihan ;
— Sarayınız küçük mü geldi majesteleri ? Diyor .
Bu sefer kahkahayı patlatıyoruz .
Bu arada telefonumun ışığının yanıp söndüğünü görüyorum . Telefonu elime aldığım da Can ' ın mesajını görüyorum . Hemde bir kaç tane mesaj ;
"Gökçe biri beni takip ediyor diye yazmış birinde ". Diğerine bakıyorum.
" Kızım bu adam kimse beni takip etmeyi bırakmıyor . Korkuyorum beni dövmezler dimi ? Gülüyorum . İnsan bu kadar da korkak olmaz ki hele hele erkekse ! Gizem ' e acıyorum şimdiden . Onu koruyup kollayamayacak biriyle evlenecek . Hatta biri Gizem ' i rahatsız etse " Ya Gizemcim ben kavga edemiycem bunla . Sen avazın çıktığı kadar bağır bebeğim . Nasılsa birileri gelir yardıma diye geçiştirir kızı . Adım gibi eminim . En son mesajına bakıyorum . " Gökçe bu kimse fotoğraflarımızı çekmeye başladı . Gizem rahatsız oldu bu durumdan. Ne yapacağımı bilmiyorum . Mesajımı alınca dön ! "
Yok artık diyorum sana Can , yok artık ! Bir insan bu kadar aciz olamaz ya . Hiç mi rahatsız olmazsın ? Hiç mi karşı tarafı dövmek istemek , gibi bir dürtün yok senin ? Bu kadar korkak olamazsın ? Aslında seni o insanların ortasına atıp dövdürmek vardı ya neyse . Belki kendini korumayı öğrenirdin . Ama nerdee ! Sen ancak Gizem ' i çağırırsın yanına . Ondan yardım dilersin .
İstemeyerekte olsa Can' ın mesajına dönüyorum ;
— Can ' cım çok sağol kendini deşifre etmeyi başardın . Harikasın ! Kutluyorum seni !
Fazla bekletmeden dönüyor mesajıma ;
— Gökçe ne diyorsun anlamıyorum ? Diyor .
— Açıklama yapim ister misin Can ' cım ?
— Evet dinliyorum !
Bu arada Buse bana bakıyor karşıdan . " Ne oluyor " der gibi bakıyor .
"Anlatırım sonra "diyorum . Vücut dilimi kullanarak.
Sonra Can' a dönüyorum ;
— Bak Can ! Ben sabah seni boşuna uyarmadım . Barış ' ın yapacağı şeyleri az , çok tahmin ettiğim için söylemiştim . Eğer sen Gizem ' le buluşmaya gitmeseydin , bizi hala sevgili olarak görebilirdi . Ama sen naptın Gizem' le buluştun . Üstelik izini bile kaybettirmeden . Deşifre ettin bizi . Sayemde sevgili olmadığımızı biliyor
. Ben seni biraz akıllı bilirdim Can , izini kaybettirseydin olmaz mıydı ? Beni hayal kırıklığına uğrattın !
— Gökçe kusura bakma Gizem yanımdayken yapamadım . Üzgünüm böyle olsun istemezdim .
— Tamam Can eve gelince konuşuruz hoşçakal !
Telefonu çantaya atıp Buse ' lerin yanına gittim . Keyfimi kaçırmayı başarmıştı Can .
Buse halimi görünce ;
— Ne oldu yüzün bembeyaz olmuş dedi .
— İyi değilim ! Eve gidelim mi ? Dedim .
— Tamam canım hadi gidelim deyip koluma girmişti .
Arkadaşlarda tedirgin olmuştu benim bu halimden .
Sonra Buse ;
— Önemli bir şey değil , deyip geçiştirmişti onları .
Beni arabaya alınca ;
— Bak Gökçe seni sessiz sakin bir yere götüreceğim . Ve sen bana herşeyi anlatacaksın . Sen arabaya bindiğinden beri bir haller var sende gözümden kaçtı sanma farkındayım !Buse ' nin beni bu kadar iyi tanıması hoşuma gidiyor . Lakin herşeyi ona anlatabilecek miyim ? Bilmiyorum !
— Buse camı açar mısın diyorum . Başımın ağrısına dayanamayarak .
Düğmeye basıp açıyor camları . İçeri temiz hava girince kendime gelmeye başlıyorum .
Çok geçmeden Buse ' nin bahsettiği o sessiz yere geliyoruz . Beni deniz kenarına getirmiş biraz toparlanayım diye . Arabadan iniyoruz ikimizde , o bana eşlik ediyor . Koluma giriyor , sanki ağır hastaymışım gibi .
— Buse biraz abartmıyor musun ? Ben iyim diyorum .
— Hiç de bile suratın hala bembeyaz !
— Yapma canım gerçekten burası iyi geldi . Biraz daha iyim
— İyi , o zaman hemen konuya girersin . Bende öğrenirim neye sıkıldığını
— Buse o halde sözümü kesmeden beni dinle ! Çünkü hala bazı şeylerin yorgunluğu var üzerimde .
— Peki seni dinliyorum ! Diyor . Bir yandan da iki kolunu göğsünde birleştirerek .
— Sana geçen gün bahsettiğim çocuk varya ! Hani o telefonumu düşüren , O geçen gün bize misafirliğe geldi . O önemli misafirler onlarmış .
Buse ' ye bakıyorum . Bana şaşkın şaşkın bakıyor. Yok artık der gibi .
Dahası çocuk bana abayı yakmış . Ve bu durumdan annesinin de haberi var . Beni müstakbel gelini olarak görüyor annesi .
Artık Buse dayanamayıp lafa giriyor .
— Kızım ne maceralı gün geçirmişsin diyor .
Bende ;
— Dur ! daha da var diyorum .
— Daha ne olabilir ki diyor.
Bende anlatmaya başlıyorum .
— İşte o geldikleri günden annemler bizi yalnız bıraktı . Bende onun saçma sapan konuşmalarından sıkıldığım için ,Can ' ı çağırdım . Sevgilim olarak tanıttım . Maksadım Barış ' tan kurtulmaktı.
— Kızım senden korkulur diyor . Buse
— Ee napayım canım sevmediğim birine sevgimi veremem. Eğer ben Can ' ı sevgilim olarak tanıtmasam , peşimi bırakmayacaktı . Adım gibi eminim ! Neyse daha bitmedi ! Benim. Can' la olan oyunum işe yaramıştı . Kurtuldumuştum Barış ' tan . Taki bugün Can Gizem ' le buluşuncaya kadar . Onların sayesinde deşifre olduk ! Üstelik onu dikkatli olması konusunda o kadar uyarmışken !
— Demek ki sendeki hal , bu yüzdendi .
— Evet canım ne yapacağımı bilmiyorum .
— Ee Barış ' a karşı bir şey hissetmiyor musun ?
— Hayır hiçbir şey hissetmiyorum ! Oldukça itici geliyor bana .
— Gökçecim en büyük aşklar nefretle başlar , biliyorsun ! Belki senin ona karşı olan nefretin aşka dönüşebilir . Diyor , gülerek .
— Hiç sanmıyorum ! Diyorum . Onun düşündüklerinden rahatsız olarak .
O ise gayet rahat bir şekilde devam ediyor konuşmasına ;
— Akışına bırak hayatı , boşver takılma detaylara .
— Ne detayından bahsediyorsun Buse ? Ben onu sevmiyorum diyorum , sen detaylara takılma diyorsun !
— Gökçecim sen onu sevmiyorum diyorsun ya , onun hangi huylarını sevmiyorsan unut diyorum .
— Yani onu sevmemi mi istiyorsun ?
— Yani bi nevi . Ona bir şans ver !
— Yapamam !
— Neden peki ?
— Çünkü onu sevmeye başlarsam , ona boyun eğmek zorunda kalırım .
— Neden boyun eğecekmişsin ki ?
— Busecim ben onla sevgili olursam , beni bir çok konuda kısıtlayacağı belli , böyle bir şey de benim işime gelmez biliyorsun ! Yani özgür olmak istiyorum . Ama onda o özgürlüğümü göremiyorum .
— Seni çok iyi anlıyorum Gökçe , fakat onla da konuşmadan böyle bir şeye karar verme ! Sonuçta belki o farklı düşünüyordur, bilemeyiz !
— Bilmiyorum canım ya ! Kendimi hazır hissetmiyorum böyle bir şeye . Yani bir erkeğin hayatıma karışmasına izin veremem !
— İşte şimdi tam bir feminist gibi konuştun ! Diyor Buse acınası halime gülerek .
— Öyleyim zaten diyorum . Onun gülüşüne eşlik ederek .
— Ya bilmez miyim , senin içindeki o feminist kadını ! Seni gidi erkek düşmanı seni !
— Yaa Buse ya ! Dalga geçme benle de bana bir akıl ver , ne yapayım ?
— Akışına bırak , rahat ol ! Herşey olacağına varır . Su akar yerini bulur unutma !
— Sağol ya , çok yardımcı oluyorsun diyorum . Halime yakınarak .
—Gökçecim zamana bırak ! Göreceksin nasıl herşey düzeliyor .
— Umarım canım tek temennim bu !
Buse , kalkalım mı artık diyorum . Daha fazla geç olmadan .
— Tamam canım hadi gel diyor . Arabaya doğru gidiyoruz . Üzerinden sanki ağır bir yük kalkmış gibi hissediyorum ! Sanki biraz daha rahatlamış gibi . "Yine her zamanki gibi iyi geldin bana Busecim teşekkür ederim " diyorum . Kendi kendime . Yol boyunca nasıl olduğumu , konuşmamızın bir işe yarayıp yaramadığını sorup duruyor canım arkadaşım . Bende teşekkürlerimi iletiyorum ona . Sayende biraz daha iyim diye ....
Eve geliyoruz . Ben Buseciğime sarılıp öpüyorum . Ve evime doğru gidiyorum . Biraz daha rahatlamış bir şekilde ......
