AŞKIN TADI DAMAĞIMDA

MELİH DRAMI

Istiklal Marşı'nı okumuş tek sıra halinde Kıyafet kontrolü eşliğinde yukarı çıktık. Ne kadar Halil'e takmış olsamda asla derslerimi aksatmazdım
Kelebek sistemi aklıma takılmıştı. Nasıl olacak sınava odaklanabilecek miydim? Yanımda oturan beni rahatsız eder miydi? Diye düşünürken Sınıfa Ahmet hoca girdi. Hepimiz bir ayağa Kalkıp tekrar oturmuştuk. Şu Saçma sistemle ilgili açıklamasını yaptı ve kimlerin hangi Sınıfta sınava gireceği yazan kağıdı masaya bırakıp sınıftan çıktı. Kadir hoca kimsenin ayağa kalkmasına izin vermeden kağıdı yavaş yavaş okumaya başladı. "12/D" idi sınav yerim. Ahmet hocaya göre gideceğimiz Sınıfta nerede oturacağımızı Gösteren kroki varmış. Cananda kendi yerini öğrendi ve zilin çalmasını beklemeye koyulduk. Ikimizde de bir sessizlik vardı. Ilk sınav edebiyattan....
Zil çalınca cananla çantalarımızı sınıfın dolabına koyup yanımıza kalem, silgi ve Uç aldık sadece. Canan kendimizden çok Halil'i merak ediyordu. O çocuğu.. Sınıftan çıkıp karşı koridordaki merdivene doğru ilerledik. O çocuk.. Yanımızdan inmeye başladı. Sanırım o ara merdivende ayaklarım birbirine dolaştı. En üst kattan 1. Kata kadar beraber inmiştik. Aynı koridora dönmüştük. Döndüğümüz koridorda 5 sınıf vardı. Beşte bir ihtimalle aynı Sınıfta olabilirdik. Arkamızdan geliyordu. Canan o çocuğun takibindeydi. Ben koridorun sonundaki sınıftaydım. O ise benim sınıfımın önündeki Sınıfta. Ben nerede oturduğuma kimle oturduğum baktım ve beni bekleyen cAnanın yanına geldim. Canan beni beklerken o çocuğun nerede oturduğunu ve adını öğrenmişti. Hiç utanmadan çocuğun gözü önünde Sınıfa girmiş ve krokiden onun oturduğu yeri bulup ismini öğrenmişti. Bu kız fenaydı ya ..... Koridora çıktığımda cananı bulamadım biraz ileri gittiğimde Halil'in yani o çocuğun sınıfından çıktı. Ağzım açık ona bakarken
"Adını öğrendim kızım "
Diye üzerime atladı. O an içimde küçük bir heyecan oluşmuştu.
"Neymiş"
" Mert K.A."
Mert mi? Hayır ya yakışmıyordu o isim ona. Ama onun ismiydi yapacak yok. Mert. Mert.... Mert...
Alışacaktım zamanla. Onun sınıfının Kapısında duruyorduk. En önde oturuyordu. Biz böyle Konuşurken bizi dinliyordu. Ama duyacak kadar mesafe yoktu. Yüzüme bakıyordu sadece bende ona bakarsam sırayı karalamaya devam ediyordu kalemiyle. O ara zil nihayet çaldı ve edebiyat sınavının başlamasına az kalmıştı. Mert'i boşverip canana da başarılar dileyip Sınıfa gitmeye hazırlandım.

MERT
En son böyle Duyguları 8. Sınıfta hissetmiştim. Sesi bile mutlu ediyordu beni o Kızın. Ayrılmıştık sonra... Asla Kafamı kaldırıp bir kıza bakamadım 2 yıl. Çünkü kime aşık olup sevip çıksam ayrılıcaktık. Ama o esmer kız. O japonn ....
O bana öyle hissettirmiyordu. Sanki çıksak mutlu sonsuz yaşayacaktık. Daha adını bile bilmezken güvenmiştim ona. Yaklaşıyordum ona uzaklaşamıyordum ki zaten.. Her gece rüyama girmişti. Ve şimdiden gerçekleştirmeyi Ümit ettiğim hayaller bile kurmuştum. O en çok yakışandı benim hayallerime. En güzel süsleyendi düşlerimi... Bana Aşkı tattıracak tek insandı sanki...
bırakmayacaktım o Kızın peşini.
Sanırım ben aşık olmuştum. Bir ara hiç unutamadım o anı. pencereden seyrediyordum onu. Onun hallerini... Çok tatlıydı ya. Fark etti beni. O kömür karası Gözlerini Gözlerime sabitledi. Içim eridi adeta. Hiç bitmesin istedim o an. Birde bugün kelebek sistemi denen şeyde aynı Sınıfta olalım diye çok dua etmiştim. Ve sınıflara giderken onu bekledim merdivenin biraz gerisinde. O yaklaşıncada hemen yanına geçtim. Orda olması bile bana Huzur vermişti adeta. Aslında amacım hangi Sınıfta olduğunu öğrenmekti onunla beraber inerken ama şansıma aynı sınıfta olmasakta yakınmışız. Beraber inip beraber çıksak yeter bana. O derece seviyorum. Ama o beni seviyor mu emin Değilim ve bundan emin olunca hemen açılacağım zaten. O kız benim Olmalı, benimle olmalı.....

TÜRKAN
Sınav Bitiş zili çalmıştı. Kendimi Sınavı'n zorluğuna kaptırmış Mert'i unutmuştum adeta. Sınıftan çıkıp onun sınıfın kapısını görünce aklıma geldi ve meraklı gözlerle onu aradı Gözlerim. Kapı açıldı birden ve Karşımda Mert. Aniden önüme çıkınca duraksadım ve benim Öne geçmemi bekledi. Uuu.... Arkamdan gelmeye devam etti kendiside. Bir an yüzümde gülümseme oluşmuştu. Birbirimize bitişik gidiyorduk zaten.. Koridorda iğne atsan yere düşmeyecek gibiydi. En nefret ettiğim
O ara. Tam merdivene ilk adımımı atacakken.. Birisi kolumdan çekti. Sert bir el. Ağırdı eli acıtıyordu kolumu. Kalabalıkta zar zor arkamı döndüm. Mert'in yanında kara kuru bir çocuk. Tutmuş kolumu
" bir dakika gelir misin?"
Beni çağırıyordu. Mert sadece bizi izliyor ve çocuğa yiyecek gibi bakıyordu. Ne Olduğunu anlamamıştım. Mert'te anlamamışa benziyordu.tüm kalabalık sağımızdan solumuzdan geçiyorlardı. Üçümüz kalakalmıştık orda. Ne OLDUĞUNU anlamak için merdivenden indim ve koridorun boş yerine geçtim.
"Ne oldu"
"Bak şu merdivenden çıkan çocuğu Görüyor musun. Uzun boylu olan gri ceketli"
"Eee"
"Ya bak o çocuk senden çok hoşlanıyor ama söyleyemiyor. Bana sürekli pencereden bakışıyoruz dedi. Bende o öyle deyince gelip Konuşmak istedim."
"Kendi neden gelmedi peki"
"Ya öyle böyle utangaç değil. Tahmin edemeyeceğin kadar. Konuşmak ister misin onunla"
"Adı ne"
"Melih "
Sessizce kaldım sonra ne yapacağımı bilemedim. Mert peki..
Mert nolacaktı.
"Ya ben Konuşmak istemiyorum gerçekten. Ama sen ona deme öyle. konuşmadan da haberi Olmasın. Sen boşver olur mu"
"Peki tamam. Yinede Sağol"
Dedi omzuma dokunarak. Iyi bir çocuk gibiydi.
Gösterdiği Melih neredeyse ben 9-G geçtiğimden beri okulda beni takip ediyor, teneffüslerde gözümün içine bakıyor, pencereden bizim Sınıfı kesiyorlardı. Bunların hepsini Yanındaki tipsiz arkadaşıyla yapınca yavşak olduklarını zannettim ve çok dikkate almamıştım. Çünkü yavşaklardan fazla derecede nefret ediyorum. Onu öyle takmazken Mert'i gördüm zaten. Ama Melih gerçekten okulun en yakışıklısı desek yeridir. Gerçekten 1:85 boyu, beyaz teni, ince vücüdu, kasları, ve kendi tarzıyla çok dikkat çekiyordu. Ama asla zengin çocuğu gibi tipi veya egolu halleri yoktu. Karakteri nasıldı bilemem ama ne kadar yakışıklı olsada hiç benim tipim değildi. Ne olacaktı bilimiyorum.