Kapıyı açtığımda etrafa baktım ama kimseyi göremedim iyice baktım yine de göremedim. Hayal falan mı gördüm acaba diye düşündüm. Sonra bunu umursamadan koyu kahverengi kısa gelen pantalonumu giydim üstüme sadece kırmızı kazağımı ama kazağım da fazla uzun sayılmazdı. O incecik kollarımı örtmeyi başaramıyordu tıpkı pantolonum gibi.
Yine de bu kıyafetler benim en güzel kıyafetlerimdir. Böyle şeyleri bulmak iyice zorlaştı çünkü. Hazırlanıp dışarıya çıktım kaldırımlar fazlasıyla çamurlu ve ıslaktı. Terliklerimle yürümesi zor olsa da alışkındım buna.
Ellerim cebimde yürürken "onu" gördüm ve bir anda elim ayağım dolaştı ellerimi hemen cebimden çıkardım ve daha dik yürümeye çalıştım hızlı adımlarla onun yanından geçtim. Kalbimin çok hızlı attığını hissetmemle yakındaki duvara sırtımı yaslamam bir oldu.
Elimi yavaşça kalbimin üstüne koydum ve derin derin nefes almaya başladım. Birkac saniye sonra kalbimin ritmi yavaşladığında tekrar yürümeye başladım. Sonra onu düşünmeye başladım.Nasıl anlatsam bilemedim, o farklı; benden, çevremden çok farklı belki beni ona çeken de budur. Onun giyimi güzel, temiz ve o çok güzel kokuyor sanki babam gibi bana onu hatırlatıyor ama sadece kokusu.
Onun belki yeşil gözleri yok yani mavi gözleri de yok sanırım kahverengi gözlü, gözleri çok güzel yani yakından görmedim ama güzel olduklarına eminim. Zaten onu daha yeni görmeye başladım belki bir hafta önce ilk defa gördüm yine aynı yerde. Bu kaldırımlı yollarda bir hikmet var o kesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Pantolonlu Kız
किशोर उपन्यासYalnızlık ... Yalnızlık benim en büyük korkum. Bunun hayali bile benim kabuğumda daha da derine girmemin sebebi. Ama yine de yalnızım bunun sorumlusu sadece ben miyim?