BYM-1

361 24 5
                                    

"Hayır hayır hayır!Öyle tutma,işte böyle.Biraz daha kibar ol!"

Oflayıp elimdeki fincanı hızla masaya bıraktım.Fincanın içindeki çayın bir kısmı elime sıçrayınca ağzımdan küçük bir çığlık koptu.

"Ahh!"

Annem yavaşça elindeki fincanı masaya bıraktı ve onaylamazca başını sağa ve sola salladı.

"Soylu bir ailenin kızı bu şekilde bağırmamalı."

İçimden bir 'La Havle' çektim.Nasıl bağırmalı acaba?Şöyle mi?

"Sanırım fincandan çıkan çay götümü tutuşturdu.Lütfen bir buz alabilir miyim leydim?"

Anneme bunu desem yüzünde oluşacak ifadeyi düşününce bir kahkaha attım.Kaşlarını çatınca kahkahamı yavaşça keserek ciddi bir halde yüzüne baktım.

"Soylu bir ailenin kızı bu şekilde kahkaha atmamalı."

Artık yeter demek için ağzımı açtığımda yine bu tartışmayı onun kazanacağını fark ettiğim için düşündüğüm aksine konuştum.

"Özür dilerim."

Kafasını olumlu anlamda sallayınca derin bir nefes aldım.Yine bir 'soylu ailelerin kızları böyle davranmamalı' konulu konuşmaya dayanamayacaktım.Arkasını dönüp odadan çıkacakken arkasından nanik yaptım.Fakat önünde ayna olduğunu unuttuğum için aynadan attığı bakışlarla ellerimi hemen arkama sakladım.Bıkkınca odadan çıkınca derin bir nefes alıp kendimi odanın köşesindeki pufa attım.

"Ela Teyzeeeee!"

Bir süre sonra Ela Teyze elini önlüğüne dikilmiş havluya silerek yanıma geldi.Ela Teyze kibar konuşmak zorunda olmadığım sayılı insanlardandı.

"Elime çay sıçradı da,bana bir kaç tane buz getirir misin?Bir de şöyle tavşan kanı bir çay.Ama çay bardağında olsun,fincan görmekten bunaldım artık."

"Ah kuzum.Senin hayatın da ne kadar zor!"

Söylene söylene odadan çıkıp mutfağa ilerlemeye başladı.

Çayı ve buzu getirdiğinde ikisini de aldım ve odama çıktım.İçeri girip kapıyı kapadım ve aynanın karşısına geçtim.Ellerimle kulaklarımı çekip aynı anda dilimi çıkardım.Hafifçe kıkırdayıp ellerimi kulaklarımdan çektim ve bu sefer de gözlerimi Çinli gibi yana doğru çektim.Bu şekilde kahkahalarım daha da büyüdü.Böyle devam ettim ve kahkahalarım her defasında daha da yükseldi.

Yorulduğumu fark edince soğumuş olan çaya ve masanın kenarından halıya damlayan erimiş buza baktım.Çayı tazelemesi için Ela Teyze'yi çağıracağım sırada artık canımın çay istemediğini fark edip vazgeçtim.

Biraz oyalanıp sıkılınca annemin yanına gitmeye karar verdim.Merdivenlerden inip annemin çalışma odasının kapısını tıklattım.İçeriden ses gelmeyince işine dalmış olabileceğini düşündüm.

Kapı tokmağını yavaşça aşağı çektim fakat kapı açılmadı.Biraz daha sertçe çektim ama bir değişiklik olmadı.5 dakika sonra artık kapıyla boğuşmaya başlamıştım.Bir ayağımla yerden güç alıyor,diğeriyle kapıya tekmeler atıyor,iki elimle de kapının tokmağını tüm gücüm ve hiddetimle aşağı çekiyordum.Tam hayal edilmesi gereken bir kare...En sonunda kapı açılmayınca dişlerimin arasından kapıya tısladım.

"Bittin oğlum sen!"

Bir çığlık atıp ellerimle kapı kolunu kavradım ve iki ayağımı da kapı kolunun her iki yanına yapıştırdım.Ayaklarım yerden kesilmiş,kapıya yapıştırılmış bir haldeydi ve sadece kapı kolunda destek alıyordum.Birden kendimi boşlukta hissedince elimdeki kapı koluyla yere yapıştım.

Bir Yerimin Mafyası!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin