Annemin elindeki biletleri görür görmez meraklı bakışlarla hem anneme hemde elindeki biletleri bakıyordum. Annem elleriyle yanaklarımı tutup gidiyoruz diye fısıldamasıyla gözlerimi kocaman açtım. Ve meraklı bakışlarla "nereye" diye karşılık verdim fısıldayarak. Beni kollarımdan tutarak koltuğa otutturdu.
- bak kızım mersindeki yazlık ev dedenden bize miras kaldı ve oraya gitmemiz gerek. İrem kuzenin de orada oturuyor hem...
Annemin irem hakkinda sozlerini devam ettirmeyerek parlayan gözleri beni mutlu ederken bir yandan da su anki hayatımızı düşünüyordum. Ama orada daha iyi bir hayatım olacağını biliyordum. Anneme gülümseyerek olur derecesine kafamı salladim.Odamda içeri girdiğimde dolabın üzerinde duran iki tane biri mor biri vişne çürüğü renklerinde bavullarim duruyordu. Önce mor olanı alarak elbiselerini ve bütün tişörtlerimi koydum ,bazı boş kısımlarada şortlarimi ve eteklerimi sıgdırdım. Mor bavulum kapının önüne koydukltan sonra sıra vişne çürüğü rengindeki bavulumadaydı. Pantolonlarimi ve ayakkabılarımı doldurdum. Sanırım hazırım. Kapının önüne çıktığımda annem taxi ye eşyalarını yerleştirmis tamda beni çağırıyordu. Kendi bavullarimida taxi ye yerlestirdim. Arkami döndüğümde annem 23 yıllık komsusu ile vedalasiyor ve aynı zamanda ağlıyordu. Yanına gittim ve omzuna dokundum. Oda beni anladı ve taxi ye bindi. Kalbim küt küt atarken oradaki evi merak ediyordum.
Uçak için yaptigimiz işlemler tamamdi. Uçaktaki Yerlerimiz alarak kalkiş beklemeye başladık. Ancak uçakla ve daha doğrusu yolculukla pek aram olmadigindan şimdiden midem bulaniyordu. Yavaş yavaş yolcular yerlerini almaya başlıyordu ve sonunda yolcular hazırdı. Kısa saçlı uzun boylu bir hostes, yok yok Uzun boylu değil. Giymiş yedi santim boylu topuklu ayakkabıyı tam ortaya geçerek el hareketleriyle bir şeyler yapıyordu. Bana bakarak bi kaç şey iza etmeye çalışıyordu. Bende ona karşılık vererek napiyosun derecesine elimi salladim kas göz hareketi ile beraber. Kaşlarini çattı saçını yana atarak derin nefes aldı. Napmistim ki şimdi? Aman neyse emniyet kemerimi taktım yavaşça. Uçak son hızda ilerlerken birden geriye doğru yatmaya basladim başladım. Sanırım kusacaktim off poşet verin derecesine annemi dürttüm. Anneme gülümseyerek arkasına yaslandi. Bu sefer "poşet varmı" diye seslendi ince sesimle. Oradaki hosteslerden biri "bekle" diye seslendi gıcık sesle. Biraz daha kendimi sıkarak bekledim. Uçak kısa süreli kalkşın ardindan normal döndük. Önümdeki kel adamın kafasına bakarken o mide bulantisiyla hostes uzattığı poşeti alır almaz kafamı poşeti içine sokmuş öğürüyordum. Sabahta bişey yememistim sadece domates ve peynir parçalarıydi kafam hala poşetin içinde olduğundan domatesin ve peynirin sular içinde yuzdugunu görebiliyorum. Poşetten kafamı cikardigimda herkesin gözler bende,önümdeki kel adam bile boynunu 360 derece dondermis bana bakıyordu. Ağzını peceteyle sildim ve normal sesle "ben iyiyim" dedim ve arkama yaslandim. İzmire gitmek için yarım saatini kalmıştı. Yanıma baktığımda bulutlarla gökkuşağı bütünleşmiş güneş yüzüme vuruyordu. Gözlerim yavaş yavaş sanki hic uyumamisim gibi kapanirken birden kırmızı alarm çalmaya başladı. Hosteslerin hepsi pilotun oraya doğru koşmaya başladılar. Ne olduğunu anlamamistik ama sonradan bi önümüzdeki adam gülmeye başladı. Ve sevgilisini ayağı kaldırarak önünde diz çöktü ve "benimle bir olmaya varmısın" diyerek yüzüğü çıkardı. Vay be keltoşa bak sen güzelim kızı kaptı vallahi, aferin. Sonradan ışıklar bir yandan yanıp Sönmeye, sevinç bagirislari yükselmeye başladı. Kız da sapık ya ilk Hayır dicekti sonra evet dedi,bak ağzını okudum.
Sonradan kaptan "kemerlerinizi bağlayın mersin havalimanına vardık " diyince herkez alkışlamaya başladı. Yahu indikten sonra alkislamiyomuyduk. O gıcık hosteslerden biri yine yürümekte zorlanirken en ortaya geçti ve yine hareket yapmaya başladı. Herkes emniyet kemerini taktı ve geriye yaslandilar. Bu sever öne doğru yeltenirken inişe geçtiğimiz anladım. Sağ salim indikten sonra herkez morarma bir şekilde ayağa kalkmaya başladılar. Annemde "hadi kızım bavullarim alalım daha eve yerlesicez" dedi. Bende emniyet kemerimi çıkardım ve ayağı kalktım. Tam sana doğru suzulecektim ki kusmuklu posetim yerde öylece duruyordu. Bende ayagimla arkaya doğru iteleyerek oradan süzüldüm. Uçaktan indik ve bavullara doğru ilerledik. İki bavulumada iki elime alarak yürümeye başladık. Havalimanında çıktığımızda taxi iye seslendi ve bavullarim aldı. Bizde one binerek annemin tarif ettiği yere doğru yol aldık. 90-100 metre ilerledikten sonra tam yazlık evin kapisinin önünde indik. Bavullarim alarak güzel iki katlı eve girmek için kapicidan anahtarları aldık. Sanırım nefret ettiğim malesef kuzenim olan irem iki ev yanimizdaydi. Aman Of hiç cekemezdim bir an önce yerleşmek ve denize gidip tek başıma kafamı dinlemek istiyordum. Eve ilk adımı attığım annemle aynada "vay canına " diyerek iç çektik. Resmen heykeller ile süslü kocaman bir evdi burası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMSAL IN TOPRAK KOKUSU
Teen FictionArkadaşlar bu kitap için siz,oylarınız ve yorumlarınız olmassa olmaz bu yüzden hem beni çok mutlu edin hemde tek butonla Oylarınızı eksik etmeyin. Yorumlara kitabın nasıl olduğu ve beğendiğiniz kısımları yada bölümlerinden bahsedin. Kocaman selamla...