KAHRETSİN!

19 0 3
                                    

İlk soruyu ben sorarak; eee anlat bakalım senide tanıyalım." Dedim sevecen bir tavırla

Ayça ; aslında ben burda tekim. Yani ailemden kaçtım. Umurların da değil zaten. Ben onlardan kaçmadan önce annem her gece ağlıyordu ve bende odamda Ağlıyordum. Babam sa kumar da ne kadar kazanırım planları yapıyordu. Anlicagin burda hem ise girdim hemde okuyorum. Yani kacmasaydim hayatım bu kadar iyi olmayacaktı. "
Dediğinde gözlerim dolmuştu. Durdum ve ona hızlıca sarıldım. Kendimden emin bir tavirla." ben hayatta olduğum sürece ve seninle yeni tanışmış olsamda yanindayim." Diyerek yurumemize devam ettik.

Toprak yanımıza gelerek " Ayça sessiz ol ve beni takip edin. Soru sormadan." Dedi ve elimde tutarak koşmaya başladı. Bende Ayça nin elini tutuyordum. Uzun süre koştu ve bi kulübenin içine girdik. Toprak biz girer girmez kapıyı kapatarak egildi. Derin soluk alarak;
" Ayça amcan, amcan burda seni arıyordu. Bende burada olmadığını söyledim ve bi iki günlüğüne karşıdaki siteden ev aldı. " Ayça hem soluklaniyor hemde kahretsin sözleriyle kufrediyordu. Sanırım bu amca belalıydı. Ama olsun onu bizim eve götürüp saklayabilirdik. Birden ortaya;" Ayça bizim eve gel ben seni orada saklayabilirim." Dedim ve gülümsedim yalancı olsa da. Ayça; Ya kusura bakmayın ama ben burda kalmaliyim siz bana yemek ve giyecek bişeler getirirseniz sevinirim." Dedi. Bende kafamı sallayarak gülümsedim. Toprak ise bana bakarak; "kumsal istersen biz gidelim benim eve. Çünkü yiyecek bişeler ve yastık yorgan getiririz." Dedi ve kapının kilidini açtı. Bende Toprağı takip ederek kulübeden çıktık. Sahilden hiç birşey olmamış gibi yürümeye devam ettik. Toprakların evi bizim evin yanı olduğu için kolayca vardık. Eve girdiğimde herkes yatmış bi mutfağın lambası yaniyordu. Toprak bana buz dolabın dan bir şeyler almam gerektiğini söyledi. Bende kafamı olur dercesine sallayarak mutfakta ki buz dolabın doğru giderek kapağını açtım. " vay anasını bunlar ne böyle. Bana iki ay yeter." Dedim şaşırarak. Yandaki poşet likte iki büyük boset aldım ve doldurmaya başladım. Önce iki şişe su, iki kutu konserve, bi paket çikolata ve bi şişede kola alarak dolabı kapattım. Poşetlerin ağzını bağladım ve kapıya doğru yol aldım. Tam kapıya vardığımda aşağı toprak indi ve omzunda bi yastık birde yorgan vardı. Kapıyı ona açtım ama o bana yol verince ben önden buyurarak evden çıktım. Yavaşça yolun yarısını tamamlamıştık. Fakat sanırım ilerde şişko bir adam geliyordu. Toprağa "dur..." diye fısıldadım. Toprak yavaşladi şişko adam bize ; " hayırdır gençler bu yastik felan ne oluyor.;" Dediğinde küçük bir kahkaha attım. Toprak bana baktı ve koluma bi çimdik attı. Bende kendime gelerek olayı toparlamaya çalıştım ve ; " şey sevgilimle sahilde oturacağızda öle yani." Dedim toprak bana şaşırtıcı bakışlar atarken şişko adam ise bize kafa salladı ve arkasını dönerek yavaş adımlarla gitti. Toprak bana döndü. Ama ben onun konuşmadan önce ben konuştum. ; " biliyorum yeni tanışıyorum ve seni tanimiyorum bu yaptığım çok saçma bişey ama bunu soylemeseydim hiç bir şekilde inanmazdi. " Toprak kafa sallayarak yoluna devam etti. Bende arkasından devam etmeye başladım. Kulübeye vardığımızda,Ayça köşede uyuya kalmıştı. Toprak yastigi yere koydu ve yorganı da üzerine attı. Bende Ayçayı kollarından tutarak kaldırmaya çalışırken toprak bana yardım ederek Ayça nin diyer kolunu tuttu. Beraber Ayçayı kaldırıp yastığa yatırdık.
Üzerini yavaşça örttum ve ikimizde kapıyı acarak kulübeden çıktık. Toprak kapıyı bağlarken bende adamlar hala burada mı diye bakıyordum. Toprak işini bitirdikten sonra koluma hafif dokunarak ; "hadi gidelim." Dedi ve biz evlerimize yürümeye başladık.

Sahili yarilamiştık ve toprak bana dönerek telefonunu çıkardı ;"Sakar şey, telefonun varsa numaranı alayım. " Dediğinde gülerek cevap verdim; "evet var ama bana Sakar şey demeyi bırak çünkü yakinda bende sana gülünç bir lakap koyarım." Dediğimde hiç beklemeden; " lolipop, lolipop sun sen asıl. Bak Sakar şeyden iyi kumsalcık. " Dediğinde cebinden kolalı, şekerli ve çikolatalı lolipop lari çıkardı ve bana uzattı. O anda o kadar dona kalmıştım ki sadece teşekkür ederek sarıldım ve evime hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eve vardığımda kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim sonra bide kapıyı kapatıp kitledim. Annem hala koltukta mışıl mışıl uyuyordu. Bende odama çıkarak yatağa caprazlamasına uzandım. Ama aklım hala Ayçayı düşünüyor acaba birsey olurmu diye korkuyordum. Gözlerim yavaşça kapanıyor ve yavaşça uykuya daliyordum.

Gözlerimi açtığımda boncuk boncuk terlemiş nefes nefese kalmıştım. Galiba kabus gördüm ve cok büyük etkilemisti beni. Kafamı çevirdim ve saatin 5:15 olduğunu görünce perdeyi açtım ve sağ taraftaki Kulübeye göz attım. Etrafı temizdi. Bende hızlı adımlarla benden bir kac kıyafet aldım ve aşağı indim, kapıyı yavaşça açtım ve çıktım. Kumsalı girişine yaklaştığımda etrafına yine bir göz attım ve kümesi başına geçtim. Kapıyı tiklattim. Kimse birsey yapmayın ca  birdaha tiklatacaktim ki sol taraftan bi kişilik belirdi. Kafamı kaldırdım ve;

KUMSAL IN TOPRAK KOKUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin