"Gözler ve sözler ikiside bir şeyleri gizler."
-Can Yücel-Bu hayatta herkes yaşattığı şeyi yaşar mıydı?
İlahi adaletin terazisinde bir hile yoktu değil mi ? Her şey bir gün bitecekti yerle bir olacaktı. Dünya defteri kapanacaktı. Peki öyleyse neden dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyordum. Neden Azrail'in canımı almasını bekliyordum. Her şeyin son bulmasını istiyordum. Tanrı bana gözlerini kapamış gibi çektiğim ızdırabı görmüyordu.İçinde boğulduğum düşüncelerden kurtulmamı sağlayan belime sarılan bir çift el olmuştu. Derin bir nefes alıp verdim. Aramızdaki boy farkından dolayı başım çenesinin altında kalıyordu başını eğip saçlarımı öptü. Ağlamak istiyordum. Bu hayattaki sahip olduğum tek şeydi , en güzel ve en özel şeydi.
"Güzelim ." kurduğu cümleyle birlikte yavaşça ona döndüm. Öylece durmuş beni bekliyordu. Elleri halâ belimdeydi. Kollarımı boynuna sardım. Beni yerle bir eden gözlerine baktım. Tam içine. Siyaha yakındı gözleri. Yavaşça parmak uçlarımda yükselip gözlerinden öptüm sonra kirli sakallarından. Beni kendisine daha çok çekti. Bana yardımcı olmak için hafifçe havaya kaldırmıştı belimi . Artık alınlarımız birbirine değiyordu. " Gelmişsin." kısıkça söylediğime karşılık vermek yerine bir eliyle yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına tıktı. Sonra parmakları yanağımda turlamaya başladı. "Aramıza mesafeler girmemeli. Yoksa bir şeytana dönüşüyorum sensiz." dediğiyle yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. Bakışları dudaklarıma çevrildi. Ve yavaş yavaş dudaklarıma yaklaştı. Artık hasret kaldığım dudakları sonunda dudaklarımı bulacaktı. Dudaklarını hissettiğimde kalp atışım hızlanmaya başladı . Sanki çölde kalmışta dudaklarımda su bulmuş gibi öpüyordu beni. Ellerim ensesine kaydı. Tırnaklarımı ensesine geçiriyordum. Yaptığım hamleyle beni daha çok kendine bastırdı. Ağzından değişik hırıltılar çıkarken arkasındaki yatağa doğru haraket etti. Dudaklarımız bir saniye bile birbirinden ayrılmazken sırtım ipek çarşafla buluştu. Üstümdeydi üzerindeki tişörtü hızla kafasından çıkarıp yere fırlattı. Elbisemin eteğini yukarı sıyırmaya başladığında belimi hafif kaldırıp üzerimdekinden kurtulması için yardımcı oldum. Yattığım yer sanki yatak değilde bulutların üstüydü. Özgür hissediyordum onunla birlikteyken. Dokunuşları sertleşmeye başladı dudakları tekrar beni bulmadan önce gözlerime baktı. "Çok güzelsin. Kahretsin ki çok güzelsin." tekrar dudaklarımız buluştu. Artık zaman durmuştu . Biz vardık sadece iki aşık ruh ve tek beden. Alev alevdi elimi attığım her şey . Kül olmak istiyordum . Sonra tekrar küllerimden doğmak. Birbirimizi ilk kez görmüş gibi ve bir daha hiç görmeyecekmiş gibi sarmalamıştık. Kokusu ciğerlerimde çiçek açıyordu sanki kalbim yarış veriyordu kendine. Ve bir kez daha anladım ne o bensiz ne de ben onsuz olabilirdim. Artık iki bedende tek kalp taşıyorduk biz . Onu seviyordum her şeyden çok , kendimden bile çok onu seviyordum.
Yavaşça üzerimden kalktı. Ve yatağın diğer tarafına attı koca bedenini. Ona doğru döndüm . Gözlerini kapatmıştı. "Bora"ellerimi sakallarına atmıştım. Kafasını bana çevirdikten sonra tüm bedenini bana döndürdü. Ellerim her zerresini ezbere bildiğim sakallarında keşfe çıkmıştı. Onun da elleri yüzümü buldu. Yavaşça geziyordu yüzümde. Birbirimizin yüzlerini seviyorduk. "Bora" sesimdeki şefkati hissetmiş gibi gözlerimin en içine bakıp elimi tutup avucumu öptü. "Söyle bebeğim." bebeği olmasam da bebeği gibi hissediyordum. "Biliyor musun ne dikensiz gül ne Bora'sız Nil olur ." ben onsuz olamazdım. Hava kararmıştı ay ışığından başka hiçbir ışık yoktu. Gözlerini hedef alan ay ışığıyla yüzünü görebiliyordum. "Ne de Nil'siz Bora olur." Yüzümü iyice ona yaklaştırdım. Daha ölmeden cennetteymiş gibi hissediyordum. Benim cennetimdi. Sıcak düzenli nefesi uykumu getirmişti. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Beni kendine çekip göğsüne yatırdı. Kollarımı beline doladım. Bugün konuşmak yerine sadece birbirimizi seviyorduk . Kelimeler yoktu . İkimizinde ağzını bıçak açmıyordu. Sanki birbirimizin limanıydık da dinleniyorduk. Beni kendi daha çok çeken bir karanlık vardı. Uyku ele geçirmişti bedenimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ
General FictionSesini duyurmaya çalıştıkça insan dili hiç çözülmeyecek bir kördüğüm oluveriyor. Sesini çıkardığı anda her şey sağırlaşıyor. Sözcükler birbirine sürtünüp kıvılcım çıkarıyor , o kıvılcım dilini yakıyor. Ve artık dudakları mühürleniyor. Bu saatten son...