I

130 16 18
                                    

Milan dün yaşadığı baş ağrısı yine yataktan acıyla kalkmasına neden oldu. Kalktığında güneş daha kendini tam olarak göstermemişti ve etrafı  aydınlatmıyordu. ''Lanet olsun yine geldi bu ağrı!''Diyip yeniden yatağına yattı ve ''Acilen doktora gitmeliyim.''Diye düşündükten sonra uyumaya çalıştı. Baş ağrısı kafasında kazı çalışması yapılıyormuş gibi bir his veriyordu. Milan daha dayanamayıp yataktan kalktı ve giyinmek için dolabına siyah halısının üstünden geçerek gitti. Tam dolabını açmıştı ki şiddetli bir ağrıyla yere çöktü. Sinirle şakaklarına yumruk atan Milan sadece ağrısının daha da arttırmasına sebep olmuştu. Aklına gelen ilk uyuşturma etkisi olan büyüyü kafasına yaptı. Ama hiç bir faydası olmuyordu. Kazı çalışmalarında azalma olmamıştı ve attığı yumruk etkisiyle vinç çalışmaya dahil olmuştu. Sinirle yerden kalkıp dolaptan eline ne geçtiyse giydi ve dış kapıya doğru yöneldi. Tam kapıyı açarken arabanın anahtarını almadığı aklına geldi. Zaten bu ağrıyla araba sürmek kazaya yol açabilirdi. Yaşadığı apartman binasından çıktığında demir kapının gürültülü bir şekilde kapanması Milan'ın kafasında sadece acıya yol açmıştı. Milan sinirle kapıyı tekmelemeye başladı ve ''Al sana!''Diye bağırıyordu. Dışarıdan gören birisi Milan'ı deli zannedebilirdi. Sonunda siniri geçtiğinde taksi bulmak için sakin olan cadde de yürümeye başladı. Çok geçmeden bir taksi bulmuştu ve taksinin arka koltuğuna bindi. Şoför hafif sakallı bir adamdı. İçerisi arabalara ait ağır kokuya sahipti. Milan gitmek istediği hastaneyi söyledi. Yola koyulduklarında Milan'ın baş ağrısı daha da çok artmıştı ki bir anda şoför yoluna çıkan köpek yüzünden ani frene bastı. Köpek ürkmüş bir şekilde koşarak uzaklaştı.Ani frenin etkisiyle oluşan sarsıntı yüzünden Milan'ın kafası ön koltuğa çarptı ve bağırarak ''Ne yapıyorsun be adam!''Diyip parayı vermeden taksiden indi. Şoför taksiden inip Milan'ın peşinden geldi Milan karar vermişti hiçbir insanın üstünde büyü yapmayacaktı ama bir yandan baş ağrısı sabrını zorluyordu. Arkasından gelen şoföre bir bayıltma büyüsü yapıp şoförü bayılttı. Adam olduğu yere yığılıverdi. Milan hiçbir şey olmamış gibi hastaneye doğru yürümeye devam etti. Hastanenin beyaz binası artık görünüyordu. Milan artık adımlarını hızlandırmıştı bir süre sonra koşmaya başladı ve hastanenin içine girdi. Birkaç hasta ve danışma dışında hiç kimse yoktu. Milan danışmaya gidip doktorun odasını sordu.Danışma ''Daha doktor gelmedi.''Demesiyle kadını boğazından tutup ''Ya doktoru hemen çağırırsın ya da seni buracıkta öldürürüm.''Dedi. Kadın masasının altında bulunan acil durum düğmesine basmasına rağmen hiçbir alarm devreye girmemişti. Milan ''Ne kadar da akıllısın.''Dedi ve belinden çıkardığı tabancayı kadına doğrulttu.Kadın hemen doktoru arayarak buraya gelmesini söyledi. Doktor gelmezse Milan baş ağrısının etkisiyle kadını öldürüp gitmeyi düşünüyordu. Ama doktor yarım saat içinde gelmişti. Doktorla birlikte odasına giren Milan başının iki gündür ağrıdığını söyledi. Doktor birkaç test istedikten sonra ağrı kesici yazdı. Milan çıldırmış bir şekilde ''Bir ağrı kesici mi bu kadar mı denemediğimi mi sanıyorsun sen nasıl bir doktorsun.''Diyip belinden silahını çıkarttı. Doktorun önlüğünde Martin yazısını görünce ''Bak Martin ya beni tedavi edersin ya da diğer tarafı boylarsın.''Dedi.Korkan Martin''Beyefendi testlerin sonucu çıkmadan bir şey söyleyemem.''dedi ve öleceğinden emin bir şekilde gözlerini kapadı. Ama Milan silahını tekrar beline koyup ''O zaman testleri yaptıralım.''Dedi ve odadan çıktı. Martin hemen polisi aramak için cep telefonunu çıkardı ama hattı çekmiyordu.Bu imkansızdı hastane şehrin ortasındaydı. Ama Milan danışmanın alarmı çaldırmasını büyüyle engellediği gibi bunu da engellemişti. Hastane de bütün telefonlar çekmiyordu. Milan testleri yaptırdıktan sonra testlerin çıkmasını beklemek için sandalyeye oturdu. İki saat bekleme sonucunda sonuçlar çıkmıştı sonuçları aldığı gibi Doktor Martin'in odasına giden Milan kapıyı açtığında içeride başka bir hasta vardı. Adamı kolundan tutup dışarı çıkardı ve Martin'in masasının üstüne sonuçları koydu ve ''Neyim var?''diye sordu. Martin sonuçları incelemek için çekmecesinden çıkardığı gözlüğü taktı ve sonuçları incelemeye başladı. Martin gülerek ''Hiçbir şeyiniz yok ''dedi. Milan''Benle dalga mı geçiyorsun? O zaman bu baş ağrısı ne?''Diye bağırdı. O anda az önce dışarı attığı hasta içeri girdi. Milan silahını çıkarıp adama doğrulttu. Adamın girdiğiyle çıktığı bir oldu. Martin artık kekelemeye başlamıştı ''Bbb ben cidden bilmiyorum ama sonuçlarda hiç bir hastalık çıkmadı nolur bana zarar vermeyin.''Dedi. Milan''Bir köpek gibi yalvarma.''Dedi ve silahını beline koyup odadan çıktı. Baş ağrısı şimdilik geçmişti. Hastaneden çıkar çıkmaz telefonlar yine çekmeye başladı ve alarmlarda çalışıyordu. Eve yürüyerek gitmeye karar vermişti belki temiz hava iyi gelebilirdi. Eve doğru yürürken aklına bir fikir geldi Rudina'yı görmeyeli uzun zaman olmuştu ve evinin ters yönünde yürümeye başladı. Eski bir binanın önünde durdu ve binaya girdi. En alt kata inip üstünde bir büyü torbası asılı olan kapıya vurdu.Kapıyı açan saçları beyazlamış ama hala kahverengi güzel gözleri olan Rudina'ydı. ''İçeri girebilir miyim?Yardımına ihtiyacım var. ''Dedi. Rudina kapıyı açarak kafasıyla gelmesini işaret etti. Rudina bir vudu büyücüsüydü. Oturma odasına geçen Milan masanın üstünde duran vudu bebeklerine ve büyü torbalarına baktı. Rudina ''Bir büyünün üstünde çalışıyordum kusura bakma ortalık biraz dağınık.''Dedi ve ''sen neden gelmiştin?''Diye sordu. Milan bordo renkli koltuğa oturdu ve ''Başım iki gündür ağrıyor ama hiçbir şekilde geçmiyor aklıma gelen büyüleri denedim ama acımda hiçbir azalma olmadı doktora bile gittim ama o da bir hastalığın yok dedi bana yardım edebilir misin?''Diye sordu. Rudina biraz düşündükten sonra yatak odasına gitti. Beş dakika sonra elinde bir büyü kitabıyla gelmişti. Sanki kendisi yazmış gibi direk sayfayı açtı ve büyü için gereken malzemeleri Milan'ın oturduğu koltuğun karşısında duran raftan aldı ve büyüyü yapmaya başladı. Büyüyü yaparken Milan tedirgin gözlerle bakıyordu. Çünkü yaklaşık on beş yıl önce Rudina'yı bir büyü kitabı için bırakmıştı. Bir delirmiş rahibenin yazdığı bir lanet kitabını bulmak için ikisi yola çıkmıştı. Rudina tuzağa düşmüştü ama Milan yardım etmeyip büyü kitabını alıp Rudina'yı bırakıp gitmişti. Ama bu olaydan sonra defalarca konuşmuşlardı fakat Milan'ın içinde hala korku vardı Rudina'nın ondan intikam alma düşünceleri kafasının içinde dolaşıyordu. Rudina büyüyü tamamladıktan sonra gri renkli bir sıvıyı Milan'a uzattı ve ''bunu kafana sür''dedi. Milan gri renkli sıvıyı kafasına sürerken korkuyordu. Rudina ellerini Milan'in kafasına uzatarak kitapta yazan büyülü sözleri söylemeye başladı. Büyü bittikten sonra Milan kendini iyi hissediyordu.''Herhalde geçti çok teşekkür ederim Rudina. ''Dedi ve karşısında duran kadına sarıldı. Rudina'da kendisine sarılan bir zamanlar onu bırakıp giden adama sarıldı. Sarılma bittiğinde Milan''artık ben gidiyim sende yaptığın büyüne devam et ve tekrar teşekkür ederim''dedi ve tam evden çıkarken ''Milan bir daha gel''dedi Rudina. Milan arkasına bakmadan çıktı. Gözleri dolmuştu eskiden çok iyi dostu olan Rudina'yı kendi çıkarı için ziyaret ediyordu.''Seni bir daha ziyaret edicem ama bu sefer kendi çıkarım için değil dostların yaptığı gibi sohbet etmek için.''Dedi sesli bir şekilde ve binadan çıktı. Hava kararmaya başlamıştı. Ve yürüyecek hali kalmamıştı yoldan geçen bir taksiyi çevirip evine gitti. Evin anahtarını evde unutmuştu etrafta birinin olup olmadığını kontrol edip büyüyle kapıyı açtı ve üstünü değiştirdi. Çok erken kalkmıştı televizyonu açıp karşısındaki koltuğa yattı ve televizyon izlerken uyuya kaldı.


KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin