aycansrhmtt : yorumun için teşekkür ederim dikkat etmeye çalıştım umarım olmuştur 😄😏Konaktaki odam çok büyük değildi, istanbula'da ki odam daha büyüktü. Neyse ki tek pozitif tarafı, içinde bana ait bir banyosunun olmasıydı. Bu tür şeyleri sadece dizilerde olduğunu ve benim başıma gelmeyeceğini düşünürdüm ama gelmişti. Bunun için anneme nefret besliyordum, çünkü beni buraya getirmişti. Arkadaşlarımızla dizi seyrettiğimde dalga geçiyorduk şimdi benim başıma gelmişti.Bazı şeylere alışabileceğimi sanmıyordum. Neyse ki o kadın biraz düşünceliydi de, Doruk ile aynı odada kalmıyordum.
Iki kişilik yatak boyutundaki yeni yatağımın örtüsü, bana enerji vermeye çalışan mavi renge sahipti. Bu konuda babamın o anneye fikir verdiğini düşünüyordum, çünkü evin geri kalanını kaplayan eski motiflerden uzak eşyalara zıt olarak,benim kalacağım oda daha çok bana göre düzenlenmişti. Gardırop,boy aynası,çalışma masası,kitaplık,halı...Bu arada korkaklık edip riske girmemiş ve odaya hakim olan bej rengi olarak seçmişti.
Asilik yapıp her şeyi siyaha boyamayı istemeyi düşünmemiş değildim ama burada kalacak olan bendim. Boğulacağım seçimlerden uzak durmalıydım. Odaya can veren mavi rengindeki yatak örtüsü dışındaki her şey uyumluydu.Bana ait olan banyodan bornozuma sarılmış bir şekilde çıkıp, bir kez daha odaya göz gezdirdim ve dolabın önüne yürüdüm. Mavi bir elbiseyi çabucak giydikten sonra, babamla aldığım beyaz ayakkabılarımı giyindim. Çantama bir defter attıktan ve ağlamaktan kızarmış yüzüme biraz renk verdikten sonra okula gitmek için odadan çıkıp merdivenleri indim. Dorukun sesiyle durdum.
"Dolunay kahvaltı yapmadan okula gidemezsin "
Gözlerimi devirdim ben kahvaltı yapmadan zaten çıkamazdım. Bedenimi mutfak kapısına doğru döndürdüm. Tezgahın önünde durmuş elinde bir bardakla bana bakan Doruk'a bilmiş bir hava takınarak cevap vermeyi tercih ettim. "Beni tanımadığın için sana açıklama yapıyorum. Ben kahvaltı yapmadan adım atmam."
Masaya doğru yürümek üzereyken, "kahvaltı şart.yapmadan evden ayrılamazsın," dedi . Farklı bir dilde konuşuyormuşum gibi hissettim. Masaya göz gezdirdim masayı donaltmıştı. Kahvaltımı yapmaya başladım. Üzerindeki açık renkli mavi gömlek onu iyi biri gibi göstermişti,hatta çok para yatırdığına emindim. Tostumu bitirmiştim ki o kadın geldi hemen masadan kalktım "Doruk ben çıkıyorum " " Kızım ben bırakıyorum sizi " "bebek değilim kendim giderim, " .Odama doğru yürüdüm banyoya girdiğimde aynaya baktım gözlerim kısılmıştı dişlerimi fırçalama işimi bitirince banyodan çıktım, yatağımın üzerindeki telefonumu aldım çantamın içerisine attım.
"Dolunay beni bekle geliyorum " dedi Doruk kaşlar ı çatık bir ifade ile annem geldi "bu evde kaldığını sürece benim kurallarım geçer ben baban gibi değili" sinirle soludum her istediğini yaptıracağını sanan kötü bir ebeveyn bozuntusuydu. Cevap vermedim gereksiz di çünkü Doruk da gelince evden çıktık. Evin önündeki beyaz Cadillac Escalade' e bakıp, açık ağızımı kapattım hadi canım bu araba burada varmıydı. " Hadi kızım bin arabaya"
"Bana kızım deme " diye kükredim. Bu bir anda olmuştu. Bir hafta boyu gerilmiştim ama böyle patlamayı beklemiyordum. Kırmızı çizgiyi aşmıştı. Dişlerini sıktığını gerginleşen yüz hatlarından anlasam da geri adım atmadım. Onu bu konuda uyarmıştım; beni uçaktan indiğimde karşıladığındaki gün"Nasılsın kızım"
" daha iğrenç olamazdı. Seni uyarıyorum eğer bana şu iyi ebeveyn numarası yapma ismim le hitap et "
Bana kızım felan demeyecekti. İstemiyordum. Şişinerek arabaya bindiğimde Radyoyu açıp arabayı çalıştırdı. Neyse ki radyoyu açmıştı da, üçümüzü de zor duruma sokmuyordu. Jazz, ruhumun derinliklerine ulaşıp beni sakinleştiriken, Cadillac ' ın kahve köpüğü rengindeki deri koltuğunu başlığına kafamı koydum ve yolu izledim. Doruk heyecanlı bir şey anlatıyordu annesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Acción"Hey sen " Etrafım ' a baktım banamı diyordu yeniden aynı ses " Hey Kül Kedisi " Ah tabi ki bana diyor arkamı döndüm ve o uyuz adam " Eefendim " Allah kahretsin yine kekeledim bir şey demedi o aptal aşağılıyıcı bakışı ile bana baktı