2. BÖLÜM

46 3 3
                                    

Medya:Karakterler (Ulaş ve Aras hikayeye sonradan dahil olacaklardır.)
Multimedya: Le Matin-Yann Tiersen (piano)

Müziği hatırlatmadan sonra açabilirsiniz ;)

❗Hatırlatma (Esin'in rüyası)❗

Etrafım yemyeşil ağaçlarla doluydu. Hemen arkamda bembeyaz bir villa vardı. Önümde ise bir göl ve gölün yanında da bir hamak.
Yavaşça göle doğru yürüdüm. Ayaklarımı uzattım ve soğuk suyun ayaklarımı rahatlatmasına izin verdim.

Sonra biri beni ayağımdan çekti ve suya düştüm. Ama ben yüzme bilmezdim ki! Ellerimi çırptım. Suyun üstünde kalmaya çalıştıkça biraz daha batıyordum. Nefes alış verişim düzensizleşmişti. Kıyıya gitmeye çalıştım. Olmadı. Bedenimin aşağı doğru süzülüşünü izlerken artık bedenimin kontrolü bende değildi. Her şey bitmişti. Hayallerimi gerçekleştiremeyecektim. Ailemle aramı düzeltemeyecektim. Ondan intikam alamayacaktım.

Birden bedenim güçlü kollar tarafından yukarıya çekildi. Belime sarıldı ve beni sakinleştirmek için saçımı okşadı. "Geçti nar çiçeği, korkmana gerek yok." Erkeksi ve kadifemsi sesi beni büyüklerken ona baktım. Yok olmuştu. Ve ben kendimi tekrar suyun altında buldum.

Su hep korkunçtu. En azından benim için.
Mesela seni yavaşça öldürebilirdi, seni güzelliğine inandırır sonra da derinliği ile korkuturdu. Su tehlikeydi. Su korkuydu. Su benim geçmişimin kötü bir hatırasıydı.

Su aslında beni hem korkutuyor hem de huzur veriyordu: Dalgaların kıyıya vurmasıyla ortaya çıkan sesi, denizin güneşin altında bir elmas gibi parlayaşını,  balıkların suyla dansını seviyordum.

6 yaşındayken küçük çaplı(!) bir boğulma tehlikesi geçirmiş  ve ondan sonra da bir daha suya adım atmamaya karar vermiştim. Beni bu kararımdan sadece bir kişi döndürebilmişti. Ama o da hayatımdaki  diğer insanlar gibi ortadan kaybolmuştu.

Yatağımdan kalktım ve odadan çıktım. Acıkmıştım. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Alya çoktan yemeğini yemiş televizyonun karşısına kurulmuştu.

Adım seslerini duyunca kafasını kaldırıp bana baktı. "Ben daha uyursun diye düşünmüştüm."

"Her zamanaki gibi uyandırdı beni Alya."

Ne demek istediğimi anladığından emindim. Bana anlayışlı gözlerle baktı ve güven verici bir ifadeyle gülümsedi.
"Çıkart aklından onu artık. Bak, ortalarda yok zaten. Sana bir şey yapamaz Esin."

Ortalarda yok zaten, diye tekrarladı beynim.

Yokluğuna alışmış kalbim bu gerçekle sustu.

Geri gelmeyecekti.

"Biliyorum Alya, bana yapabileceklerinden korkmuyorum."

Bana inanılmaz bir şey söylemişim gibi baktı. "Çok güçlüsün."

Güçlümüydüm cidden?

O zaman neden hala acıyla atıyordu kalbim?

Burukça gülümsedim. "Senin sayende, Alya."

Kasvetli havayı dağıtmak için hafifçe öksürdüm ve Alya'ya baktım: "Bugün bizimkilerle sinemaya gidiyoruz, geliyorsun değil mi?"

"Tabii ki. En sevdiğim kankam benle sinemaya gitmek isteyecek ve ben de hayır diyeceğim, öyle mi?" Güler gibi bir ses çıkarttı.

"Hıh, salak."

"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum." deyip arkasını döndü.

"Kabul etmesen şaşardım." diye homurdandım. Birden geriye çevirdi kafasını: "Bir şey mi dedin?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Okyanus PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin