Medya: Melek ve Bora.
*
Toprak'tan,
Artık Deniz'den uzak durmayacağım onun yerine ona daha yakın olmak istiyorum çünkü onda beni çeken bir şey var sanki onu eskiden tanıyordum gibi hissediyorum. Onun gerçekte kim olduğunu bulmak için ona daha yakın olmam gerek.
Bunun için tatil ayarladım şimdi şöyle olacak: Deniz'in en yakın arkadaşı olan Melek onu alıp tatile gidiyoruz diye onu Bodrum'a götürcek, sonra bizde gideceğiz ve tesadüf gibi yapacağız ve sonra ona bir sürü sürpriz şeyler yapacağım o da benimle arkadaş olmak isteğimi kabul edecek.
Ben kafama koyduğum her şeyi yaparım bu yüzden bu kadar takmıyorum ama Deniz inatçı ve çok konuşan biri olduğu için işimiz zor olacak gibi görünüyor.
Deniz'den,
Neden ise bu aralar Melek'te değişik şeyler var. Beni tatile götürmek istiyor beraber rahatlamak içinmiş. Ama ben tam iki haftadır video atmadım bu yüzden Bodrum'da atmak daha mantıklı. Takipçilerimden her gün mesaj geliyor ve onlar benim tek dostlarım ve de cam dostum Melek var o kadar.
YouTube'dan abone sayısına baktım. Bir milyon olmasına çok az kalmıştı. 890.000 takipçim var. Aslında şimdi bir milyon olmasına üç dört hafta var. Az kalmış sayılmıyor.
Ben sosyal medyalara bakarken kapı çalmıştı. Kulaklığımı çıkarıp kapıya baktım. Melek gelmişti ve nefes nefese kalmış bir şekilde.
"Kanka çabuk hazırlan yirmi dakikamız var." dedi. Kaşlarımı çattım ve de ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. "Öyle bakma biletler bugüneymiş yirmi dakika sonra kalkıyormuş ve ben bunu unuttum" dedi ve odama depar attı.
Bende peşinden gittim. Bütün kıyafetleri bavula tıkıştırıyor. Ve en sevdiğim Balmain'den aldığım elbiseyi bile -biliyorsunuz en pahalı marka-.
"Ya ne yaptın o benim en sevdiğim elbise onun fiyatı kaç dolar biliyor musun sen?"dedim. Gözlerimi devirdi ve devam etti bir şeyler koymaya. "Kanka zaten beraber aldık" dedi gülümseyip.
Aaaa şimdi hatırladım Amerika'ya gitmiştik vlog çekmek için ve de ben o elbiseyi almak için adamla pazarlık yapmak için bütün her şeyimi verdim.
"Haaa doğru çok zor aldık ya, hey gidi günler" dedim düşünerek. Yüzüme birden tokat attı. Gözlerim mi açtım ve de kızgın kızgın bana bakıyordu Melek. "Kızım yirmi dakika kaldı diyorum şimdi on dakikaya düştü en azından hava alanı yakında ona şükür" dedi ellerini açıp.
Bavulu alıp evden çıktık. Neyse ki Melek çok hızlı araba sürer bu yüzden yetişebilirdik. Tüm gücüyle gaza bastı ve tam zamanında yetiştik.
Biletleri gösterip hemen uçağa bindik. Bir saatlik bir yolculuk yaptıktan sonra kalacağımız otele geldik.
Ne ara yaptı bu kız bunları???
İkimiz aynı odada kalacaktık. Bence bu tatil güzel geçecek gibi geliyor. Yedinci hissim kuvvetlidir benim.
Çok yorgun olduğum için uyumaya karar verdim...
Melek'ten,
Deniz'in uyuduğuna emin olduğum da odadan çıkıp Toprak'ın yanına gittim. Mesaj attığı yere gittim ve yanında sarı saçlı biri vardı ve de çok taştı. Gözlerim onu tararken o da beni görmüştü. O da beni taramaya başladı. Ay ne taraması be delirdim taş çocuk görünce.
Onların yanına giderken terlemeye başladım ve de kalbim hızlı atmaya başladı. Nedenini bilmiyorum ama bir doktora gözükeyim.
Gülümsemeye çalışarak "Bu arkadaş kim Toprak" dedim. Toprak bana ve adını bilmediğim yunan tanrısı çocuğa pis pis sırıtarak bakıyordu.
"Haaa ben söylemeyi unutmuşum Bora benim en yakın arkadaşım on beş yıllık dostum basketbol kursunda tanışmıştık...işte neyse Bora bu da Deniz'in en yakın arkadaşı Melek " dedi.
Şükür konuşması sona ermişti. "Kanka böyle arkadaşların olduğunu neden haber vermiyorsun" dedi kulağına doğru. Aman hiç duyulmuyor zaten sesi.
Galiba her zamanki gibi yanılmışım. Taş olanların hepsi egolu ve çapkın yani ben ne zannettim ki, yakışıklı ama sakın yardım sever tatlış biri mi? Ay işte aptal kafam.
"Tanıştığıma memnun oldum Melekcim" dedi elini kaldırıp. Elini sıksam mı? Sıkmasam mı? Ya ne olacak ki.
Elini sıkıp "Bende Boracım" dedim cımını bastırarak. İkimiz de birbirimize bakarken,
"Evet birbirinize bakma işiniz bittiyse konu ya geçelim diyorum" dedi Toprak. Bende elimi çektim ve Toprak'ı dinledim.
Toprağın anlattığına göre ben ve Bora onları barıştırmak için bir şey yapacaktık ama dedikleri hiç bir şeyi dinlemedim çünkü umurumda değil.
''Bekle Toprak ben dediklerinden hiç birini yapmayacağım tamam buraya getirmek için yardım ettim ama benden bu kadar çünkü senin yapman gerek bunları zaten zamana bırak eğer kaderinde varsa barışır zaten hem Deniz biriyle uzun süre küs kalamaz zaten içini rahat tut'' dedim gülümseyerek. Toprak dediklerimden sonra Bora'ya baktı. Bora ellerini kaldırarak bilmiyorum dedi.
''Evet haklısın Melek sağ ol'' dedi gülümsedi ve ''Şimdi bende benim burada olduğumu bilmeyen canım arkadaşım Deniz'in yanına gidiyorum'' dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bende ayağa kalktım ve odamın yolunu tuttum.
Odama doğru giderken acaba Bora'nın sevgilisi var mıdır diye düşündüm. Kesin vardır, zaten benimde pek umurumda değil.
Kesin umurunda değildir!!
Kafamdaki düşünceleri atmaya çalıştım ve bu mükemmel Bodrum tatilinin tadını çıkarmak için bikinilerimi giydim ve plaja gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Am Youtuber
Novela JuvenilBir kız youtuberin hayatındaki fedakarlıkları ve aşık olduğu adam için nelerden vazgeçeceğini anlatıyor. Biraz macera biraz aşk biraz komedi içeren bir kitaptır.