" Bir insan için değişebilir misin?? Mesela hiç yapmayacağın şeyleri yapmak. Sırf o istemiyor diye kendinden vazgeçip başka bir benliğe sığınmak... Sizce sadece birinin isteklerini tatmin edebilmek için değişebilir miyiz?? Şu üç harften ibaret olan aslında çok değer verdiğin gururundan, onurundan bile vazgeçebilecek kadar kuvvetli bir kelime var mıdır?? Bence var. Öyle bir kelime ki bu insana bir sürü duygu aynı anda yaşatan. Huzur verip aynı zamanda canını yakan. İşte tarifi olmayan o üç harf. Yani benim ona olan bağlılığım, mutluluğum, üzüntüm, korkularım..... "
Ben konuşmamı bitirip başımı kaldırdığımda beni pür dikkat dinleyen insanlarla karşılaştım. Benim kitabımın tanıtımı için gelmişlerdi . Bu benim küçüklükten beri hayalimdi. Her zaman bir yazar olmak istemiştim. Onlar gibi insanların kalplerine dokunup , ruhlarına umut verebilmek. Ve ben bunu bu gün başarmıştım. Belki bu hayalimi gerçekleştirirken çok zorlanmış, bir sürü badireler atlatmıştım. Ama bu gün isteğime ulaşmış ve hayallerimi gerçeğe dönüştürmüştüm .
8 ' yıl önce ;
- Ah ! Bu hayatta sabahın köründe kalmaktan daha kötü bir şey olabilir mi????
Bir zamanlar bu soruyu kendime sorarken cevabını bulamamıştım . Fakat şuan cevabını elimde tuttuğum koli ile veriyordum . Neyden bahsettiğimi sorarsanız taşınmamızdan , bütün hayatımın geçtiği bu şehirden ayrılmaktan bahsediyordum. Babamın işi yüzünden tayinimiz çıkmış ve bu şehire veda etmek zorunda kalmıştık. İzmir o neşe dolu güzel şehir. En kötüsü de burada sadece yaşadıklarımı değil yaşamımı paylaştığım kişiyide bırakmıştım . Onur. Benim sırdaşım , en yakın arkadaşım, Abim. Onu çok seviyordum ve çok özleyecektim. Belki gerçekten kardeş değildik ama o benim her zorluğuluğumda yanımdaydı. Bana hep destek olmuştu. Zaten kardeşler böyle yapmazlar mı?? İlla kardeş olabilmek için kan bağı mı lazım?? Bence değildi. Çünkü öyle insanlar var ki hayatımızda aile değip kan bağımızın olduğu kişilerden daha çok yanımızda duran , yeri geldiğinde sırtını korkusuzca dayayabileceğin , canın acıyıp, üzüldüğün de sorgusuz sualsiz seni dinleyip inanan kişilerdir onlar. Onları ne olursa olsun kaybetmeyin . Çünkü onlar sizin aslında gerçek ailenizdir.
Annem:
- Hadi Damla ! Elindeki koliyi bagaja koyda gidelim.
- Tamam anne.
Annemin dediğini yapıp arabaya binmeden önce son bir kez evime ve canım arkadaşım Onur ' a veda ettim.
Onur:
- Sakın başka bir abi bulma .
- Sen de başka bir kız kardeş.
Dedikten sonra sımsıkı sarıldık .
Onur:
- Tatilerde yine görüşürüz.
- Söz mü??
- Söz.
Annem:
- Damla!
- Benim artık gitmem gerek. Hoşçakal.
Deyip el salladım.
Onur:
- Niye hoşçakal diyorsun ?? Sanki bir daha görüşemeyeceğiz.
- O zaman görüşürüz tipsizim.
- Görüşürüz çirkin.
Diyip o da bana el salladı.
Onu burada bırakıp gitmek çok zoruma gidiyordu. Keşke benimle gelebilmesinin bir yolu olsaydı. Ben bunları düşünürken araba çoktan çalışmış ve yola çıkmıştık . Arkama dönüp , ona son bir kez bakıp el salladım. O da bana el sallayıp gülümsedi . Bu gün hem hayatımı hem de ailemi kaybetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Ben De Saklı
Teen FictionHayatı babasının işi yüzünden değişmiş bir kız çocuğu ve onun bu yolda çektiği zorluklar. Küçük kızımız hayatının bir kaosa döndüğünü ve o kaos da yok olduğunu düşünmekteydi. Fakat yeni başladığı bu hayatın da daha çok şaşırtıcı olaylar yaşıycaktı...