Okulun ilk günü I

75 5 0
                                    

- Lanet alarm !!!
Her sabah kalktığımda ben bunu söylemekten bıkmıştım . Fakat alarm hala o gıcık , insanı delirten sesini çıkarmaktan bıkmamıştı. Alarm o korkunç sesinden kurtulmak için alarmı arıyordum ama uykulu halimle onu bulamıyor ve sinirleniyordum. En sonunda bulup;
- Seni icat edeni.... !
Diyerek duvara fırlatmıştım . Erkenden kalkmaktan gerçekten nefret ediyordum . Zorlanarak kafamı yumuşacık yastığımdan kaldırdım ve birsüre etrafa bakıp düşündüm. Eskiden bunlarla uğraşmama gerek yoktu. Annemin melek gibi sesi ve huzur veren kokusu uyanmam için yeterliydi.
8 yıl önce;
- Hadi kalk artık Damla! Yeni okuluna geç kalacaksın.
- Okula gitmesem olmaz mı?
- Neden gitmek istemiyorsun tatlım. Belki beklediğinden daha güzel olacak her şey.
- Ama istemiyorum! Hayata sıfırdan başlamak , yenilikler istemiyorum. Ben sadece Onur' u ve eski hayatımı istiyorum.
Cevap vermeden önce bana şevkatle baktı ve saçlarımı severek konuşmaya başladı.
- Bak canım senin için çok zor biliyorum. Sana eski hayatını geri verebilmeyi çok isterdim fakat bunu artık yapamam . Çünkü hepimiz yeni bir başlangıç yapıyoruz. İnan ben de çok üzülüyorum ama bu duruma alışmaktan başka çaremiz yok . Baban için bunu yapmak zorundayız.
-. Neden?! Neden bunu yapmak zorundayız? Anlamıyorum. Babam da işinden memnundu . Neden buraya geldik anlamıyorum.
Annem bir süre iç çekti sonra ise cevap bulamayınca sessiz kalmayı tercih etti. Çünkü ne söylerse söylesin bu çok bilmiş aynı zamanda geveze kızı ona cevap verip tekrar sıkışmasını sağlayacak ve hiçbir cevapla tatmin olmayacaktı.
- Hadi üsütünü değiştir seni aşağıda bekliyorum.
Dedi ve kapıya doğru yürüdü ama çıkmadan önce bana bakıp onay bekledi. Nefesimi bıkkın bir şekilde verip kısık bir sesle;
- Tamam.
- Duymadım.
Bu sefer bağırarak;
- Tamam!!
- İyi! Acele et.
Dedi ve dışarı çıktı. Bende yatağıma tekrar uzanıp bir süre tavanı izledim . Kendime geldiğimde üstümü değiştirmek için valize doğru yürüdüm. Evet, hala valizimi kullanıyorum. Ev tam olarak yerleşmediği için kıyafetlerim hala valizdeydi. Hiç uğraşmadan üstte olan kıyafetlerimden birini alıp giyindim. Üzerimde beyaz salaş bir kısa kollu , altımda ise siyah diz kapağımın biraz üsütünde olan eteğim vardı . Saçlarımı da salaş bir örgü yapmış,ilk  haftadan ders islenmeyeceği için çantama bir defter ve kalem koyarak hazırlığımı tamamlamıştım. Kendime son bir kez bakıp tamamen hazır olduğuma karar verdiğim de kahvaltı yapmak için mutfağa o güzel kokuların olduğu yere gittim. Mutfağa girdiğimde babama arkasından sarılıp yanağından öptüm ve ona günaydın dedim. Oda bana günaydın diyerek karşılık verdi. Masaya baktığımda annemin benim için yaptığı omlet ve yanına sıktığı portakal suyu ile bozuk olan moralim anında düzeltmişti. Hemen kendi yerime geçip leziz kahvaltımın keyfini çıkarmaya başladım. Kahvaltı boyunca herkes sesiz kalmıştı ve bu sessizliği ilk bozan babam olmuştu.
- Hadi Damla kahvaltını bitir de çıkalım.
- Tamam baba. Portakal suyumu bitireyim çıkalım.
Tamam anlamında başını sallayıp çayından son yudumunu aldı. Ben de portakal suyumu kafama dikip bitirdim . Babamda portakal suyumu bitirdiğimi görünce yerinden kalkıp kapıya doğru ilerledi. Ben de onun arkasından kapıya gittim. Kapıya geldiğimizde annem arkamızda durmuş ayakkabılarımızı giymemizi beklemişti. Babam annemden iş çantasını almış ve annemin yanağına buse kondurup;
- Görüşürüz canım .
Demişti. Annemde;
- Görüşürüz canım. İyi işler.
Diyip babama el sallayıp gülümsediğinde hemen kıskançlık duyularım ortaya çıkmış ve trip atmaya başlamıştım.
- Tabi ben iyiyim zaten. Görüşürüz.
Deyip arabaya doğru ilerlediğimde  arkamdan gülüşme sesleri duydum. Geri döndüğümde annem ile babamın bana gülerken gördüm ve " ne! " anlamında başımı sakladığımda ;
- Benim kıskanç kızım sanada ilk gününde iyi şanslar.
Dedi annem. Bende gülümsememek için kendimi sıkarak;
- Teşekkürler.
Deyip arabaya doğru ilerlemeye devam ettim. Arabaya ulaştığımda babamın kapıları açmasını bekledim . Bir süre sonra oda yanıma geldiğinde kapıları açarak yerine geçti. Bende kendi yerime geçtiğimde ilk istikametimiz olan yeni okuluma doğru yol aldık ve kendimce okulun ilk günü için birsürü kötü senaryo oluşturmaya başladım.
Mesela; okuldaki çocuklarla anlaşmayacaktım. Ya da çatlak bir hocayla uğraşacaktım , yalnız kalcaktım, .......... vb. gibi düşüncelerle kendime resmen en kötü güne hazırlamış kendimi huzursuz etmeyi başarmıştım. En büyük dileğim günün çabucak bitip, huzur bulduğum salıncağıma kavuşmak olacaktı. Arabanın durmasıyla senaryolar bitmiş yerini umutsuzluk almıştı. Ben burada nasıl yapacaktım, içeride beni neler bekliyordu . İşte bunları görme vaktiydi.

Adı Ben De Saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin