☏27☏

242 37 8
                                    

Yazardan

Seul Lutfia ile konuşmasından sonra yemek yapmaya kalkışmış ve hazırlamıştı.Kendini affettirmesi gerekmiyordu fakat umursamaz davrandığı için kendini kötü hissediyordu.

Son beş dakikadır telefonu elinde Junmyeon'u aramaya çalışıyordu.Ama cesareti bulamıyordu kendinde.Nolmuştu böyle?

Suho aranıyor....

Seul derin bir nefes aldı.Üçüncü çalıştan sonra arama cevaplandırılmıştı.

Suho:....

Seul:Junmyeon?

Suho:Hm?

Seul:Şey...Bize...Yani bana gelir misin?

Suho:Neden?

Seul:Öylesine

Suho:Pekala

Seul:Umarım açsındır

Suho:Evet

Seul:Oh...Sana...şey yemek hazırladım

Suho:Öyle mi?Ne oldu da

Seul:Hiç

Suho:Geliyorum o zaman

Seul:Tamam bekliyorum

Seul aramayı sonlandırdıktan sonra derin bir nefes verdi.Odasına girip saçını başını düzelttikten sonra tekrar mutfağa girip volta atmaya ve kendi kendine konuşmaya başladı.

'Gelir şimdi...gelir...gelir....ge-"

Zil çalınca Seul ne yapacağını şaşırdı.Derin bir nefes aldı ve kapıyı açmaya gitti.Sakindi.Sakindi...sakindi.

Kapıyı açtı.

Junmyeon tüm yakışıklılığı ve havasıyla gözlerini yerden kaldırıp Seul'a baktı.Yüzü tepkisizdi.

Seul'da ona tepkisiz bir şekilde bakarken yüzüne minik bir gülümseme yerleştirip 'içeri gel' dedi.

Junmyeon Seul'un tepkilerine şaşırmış olacak ki birsüre bekledi ve daha sonra içeri girdi.

Mutfağa girdikten sonra konuşmaya başladı."Bu yemeği senin için yaptım...en sevdiğin yemek buydu değil mi?Birazda tuzlu kurabiye.Tuzluyu şekerliden da-"

Suho kollarından tutup kendine çevirince Seul'un sözü yarım kalmıştı.

Suho çatık kaşlarla ona bakarken sonunda konuşmuştu.

"Neden bunu yapıyorsun."

"Neyi?Ah...şey dün biraz kötü davranmış olabilirim diye düşündüm.Özür hediyesi"

"Senin özür dilemene gerek yok."

"Hayır var."

Suho alnını onunkine yaslayınca Seul nefesini tutmuştu.Fazla yakınlık iyi değildi.Heyecandan ölebilirdi.

Suho gözlerini kapyınca Seul'da kapadı.

"Seul..."

"Hım?"

"Senden hoşlanıyorum."

"Seni seviyorum"

İkiside gözlerini açmadan konuşuyordu.Suho sonunda gözünü açıp tam dibindeki şirin kızı inceledi.

Gözleri kapalıyken öyle masum görünüyordu ki...

Suho dayanamayıp kızın dudağına öpücük kondurdu.

Seul heyecan ve şokla gözünü açınca ne yapacağını şaşırmıştı.Suho ise karşısında utanan kızı izlerken gülümsemişti.

"Hadi yemek yiyelim."

Yemek yedikten sonra Suho dışarı çıkmayı teklif etmiş,Seul ise bu sefer itiraz etmeden kabul etmişti.

Saat 11'i geçiyordu.Suho bir sakıncası olacağını düşünmüyordu.

Arabayı deniz kenarına yakın bir yerde parkedip indiler.

"Vay canına Junmyeon.Dolunay çok güzel görünüyor"

"Evet öyle.Sahile inelim.Ordan daha güzel görünüyor."

"Tamam!"

Seul sahile doğru koşunca Suho onun bu çocukça hareketine gülüp arkasından yürüdü.

"Seul?"

"Hım?"

"Suyla oynamayı bırakıp bana odaklan"

Seul elini sudan çekip Suho'nun önünde dikildi.

"Efendim Junmyeon?"dedi Seul tek kaşını kaldırarak.

Suho Seul'un elini tutup öptü.

"Benimle...çıkar mısın Seul?"

Seul birsüre sessiz kaldı.Kalbi öyle hızlı atıyordu ki..Öyle birden söylenirmiydi yah!
Böyle bir teklif beklemiyordu.Suho ona bir kızla çıkarsam fanlarım üzülür diye çıkmıyorum demişti.Peki ya fanları ne olacaktı?

"Fanların..."

"Eğer paparaziler yada fanlar sorunsa....elimizden geldiğince saklarız."

"Junmyeon.."

"İstemiyor musun?"

"Saçmalama seninle çıkmayı kim istemez ki?"

Suho sırıttı.

"Pekala.Bir daha soruyorum o zaman.Seul Yeon.Benimle çıkar mısın?"

"Ihım..Triplerimi çekmeye hazırsan elbette çıkarım Junmyeon."

Aslında bu bölüm final olacaktı ama saçma olur diye finali daha şey yapayım dedim...Beğendiğinizi umuyorum... Beğen döverim Exohus sşsldkdl Birsonraki bölüm final...!

Bai!

UnknowNumber●°|suho|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin